07/03/2025 | Yazar: Kaos GL
“LGBTİ+’ların cinsiyet kimlikleri ve cinsel yönelimleriyle özgürce bir yaşam sürmelerinin yasalarla zorlaştırılması, kişilerin bilimsel dayanaktan yoksun müdahalelerle karşılaşma riskini artırır.”

Türk Psikologlar Derneği Kadın ve Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Birimi İzmir Çalışma Grubu, sosyal medyadan yayınladığı açıklamayla LGBTİ+’ları hedef alan Medeni Kanun ve Ceza Kanunu’na ilişkin kanun teklif taslağına tepki gösterdi.
Grup açıklamasında, “Yapılması teklif edilen düzenlemelerin hiçbiri, zaman zaman kamuoyunu meşgul eden ve bilimsel dayanaktan yoksun açıklamaların iddia ettiği gibi “LGBTİ+ olmaya özenme”nin önüne geçmek gibi bir yolla cinsiyet kimlik ve cinsel yönelim çeşitliliğini azaltmayacaktır. O halde burada hedeflenen şey LGBTİ+ olmanın kriminalize edilmesi yoluyla LGBTİ+’ların izolasyona zorlanmasıdır. Ayrımcılığa uğramak ve izolasyona zorlanmak kişilerin ve toplumun psikolojik sağlığını ciddi ölçüde tehdit eder” dedi.
Açıklamanın tamamı şöyle:
“Geçtiğimiz günlerde paylaşılan ve LGBTİ+’ları hedef alan kanun teklifi taslağı başta LGBTİ+’lar olmak üzere toplumun çeşitli kesimleri için oldukça riskli maddeler barındırmaktadır.
Taslakta yer alan çeşitli maddeler LGBTİ+ olmayı kriminalize etmekte, LGBTİ+’ların cinsiyet kimlikleri ve cinsel yönelimleriyle bir hayat sürebilmelerini ciddi derecede zorlaştırmakta ve hatta ceza konusu olarak hedefe koymaktadır.
Teklif taslağında hem başvuru yaşı ileri çekilerek hem de başvurudan itibaren tabi olunacak sürecin uzatılarak transların cinsiyet uyum süreçlerinin zorlaştırıldığını; ayrıca bakanlık tarafından atanacak heyetlerin onayı olmaksızın cinsiyet uyum sürecini destekleyecek herhangi bir uygulamanın cezalandırılacağını görmekteyiz. Bu düzenlemeler transların psikolojik sağlığı için ciddi risk oluşturmaktadır. Bu düzenlemelerle belirsiz derecede uzayacak süreçlerin örseleyici olacağı aşikardır.
Teklif taslağında “doğuştan gelen biyolojik cinsiyete ve genel ahlaka ayrı tutum ve davranışlar” olarak belirtilen ve cezalandırılacağı ifade edilen durumlar, hem LGBTİ+’ların var oluşuna hem de toplumsal cinsiyet normlarına uymayan tüm kişilere oldukça geniş ve muğlak sınırlar çerçevesinde bir tehdit yöneltmektedir. İnsanların giyim tarzı, kutlamaları, partnerleriyle vakit geçirmeleri gibi çeşitli başlıkların suç konusu yapılması toplumda büyük bir güvensizlik hissini tetikleme riskine sahiptir.
Yapılması teklif edilen düzenlemelerin hiçbiri, zaman zaman kamuoyunu meşgul eden ve bilimsel dayanaktan yoksun açıklamaların iddia ettiği gibi “LGBTİ+ olmaya özenme”nin önüne geçmek gibi bir yolla cinsiyet kimlik ve cinsel yönelim çeşitliliğini azaltmayacaktır. O halde burada hedeflenen şey LGBTİ+ olmanın kriminalize edilmesi yoluyla LGBTİ+’ların izolasyona zorlanmasıdır. Ayrımcılığa uğramak ve izolasyona zorlanmak kişilerin ve toplumun psikolojik sağlığını ciddi ölçüde tehdit eder.”
“Teklifin geri çekilmesi için dayanışma çağrısında bulunuyoruz”
“LGBTİ+’ların cinsiyet kimlikleri ve cinsel yönelimleriyle özgürce bir yaşam sürmelerinin yasalarla zorlaştırılması, kişilerin bilimsel dayanaktan yoksun müdahalelerle karşılaşma ve bu süreçlerde örselenme riskini artırmaktadır. Yalnızca tıbbi müdahalelerde değil, psikolojik müdahalelerde de aynı risk vardır. LGBTİ+ olmanın bu kadar kriminalize edildiği bir ortamda özellikle de genç LGBTİ+’lar zararlı sahte psikolojik müdahalelere maruz bırakılabilirler.
Nitekim kamuoyuna yakın zamanda yansıyan bir haberde de gördüğümüz gibi, çeşitli kişiler transfobik ve homofobik müdahaleleri “terapi” adı altında sunmakta, LGBTİ+’ları ve ailelerini hem maddi hem manevi olarak sömürmektedir. Oysa psikologlar ve geniş anlamda psikolojik sağlık profesyonelleri olarak bize düzen sorumluluk kişilerin psikolojik sağlığını mümkün olduğunca korumak, örselenmeyecekleri süreçler inşa etmede rol almak ve psikolojik sağlığın bozulduğu noktalarda kişileri yeniden sağlıklı bir hale gelme süreçlerinde desteklemektir.
Hem insan haklarına hem de meslek etiğimize aykırı bu teklifin oluşturabileceği riskleri kamuoyuyla ve meslektaşlarımızla paylaşmayı bir sorumluluk olarak görüyoruz.
LGBTİ+’lar başta olmak üzere, kim tarafından belirlendiği belli olmayan bir “genel ahlak” çerçevesine uymayan herkesi “hayasız” ve suçlu ilan eden bu teklifin hem bu çerçevede yaşamayan bireylerin hem de bunun doğal bir sonucu olarak toplumun psikolojik sağlığında ciddi yaralar açacağına dair endişemizi paylaşıyor, teklifin geri çekilmesi için dayanışma çağrısında bulunuyoruz.”
Etiketler: insan hakları, sağlık, siyaset, sağlık hakkı