10/12/2012 | Yazar: Kaos GL

Kaos GL Derneği, Dünya İnsan Hakları Günü’nde Hükümet’e seslendi: ‘LGBT’lerin insan hakkı ihlallerine daha fazla maruz kalmamaları için gerekli her türlü adımı derhal yerine getirin!’

Türkiye Cumhuriyeti LGBT’lere Yönelik Ayrımcılığı Yeniden Üreterek Kurumsallaştırıyor! Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Kaos GL Derneği, Dünya İnsan Hakları Günü’nde Hükümet’e seslendi: LGBT’lerin insan hakkı ihlallerine daha fazla maruz kalmamaları için gerekli her türlü adımı derhal yerine getirin!” 

Kaos GL Derneği bugün, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü vesilesiyle “basına ve kamuoyuna” bir açıklama yaptı.
 
Türkiye Cumhuriyeti, “İnsan Hakları Evrensel Bildirisi”nin gereklerini gözetmediği gibi AB müktesebatına uymayarak LGBT’lere yönelik ayrımcılığı yeniden üreterek kurumsallaştırıyor denilen açıklamanın tam metnini yayınlıyoruz:
Birleşmiş Milletler 64 yıl önce bugün, insan onurunda eşitliği sağlamak için ayrımcılığa karşı olan “Evrensel Bildiri”yi kabul etti.
 
Birleşmiş Milletler’in (BM) ortaklaştığı İnsan Hakları Evrensel Bildirisi” vesilesiyle bugün, 10 Aralık, Dünya İnsan Hakları Günü olarak kutlanıyor.
 
Evrensel Bildiri’nin ardından ayrımcılığa karşı güvence oluşturan “Uluslararası Sivil ve Siyasal Haklar Sözleşmesi” ve “Uluslararası İktisadi, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi” ile en son Birleşmiş Milletler’in kılavuz prensipler bütünü olan Yogyakarta İlkeleri, LGBT haklarını temel insan hakları gündemine taşıdı.
 
İnsan haklarının güvence altına alınması ve geliştirilmesi için kabul edilenİnsan Hakları Evrensel Bildirisi”ni, Türkiye Cumhuriyeti 6 Nisan 1949’da onayladı.
 
Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) sürecine girdiği 2000’lerin başından bu yana ise LGBT’lerin maruz kaldıkları ayrımcılıklara karşı tek bir adım atılmadı. AB müktesebatının ilk ve en somut beklentisi olan cinsel yönelim ayrımcılığına karşı iş kanununun düzenlenmesi on yıldır gündeme bile gelmediği gibi Hükümet en son Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kurulu Kanun Taslağından “cinsel yönelim” ibaresini çıkarttı.
 
Türkiye Cumhuriyeti bugün, “İnsan Hakları Evrensel Bildirisi”nin gereklerini gözetmediği gibi AB müktesebatına uymayarak LGBT’lere yönelik ayrımcılığı yeniden üreterek kurumsallaştırıyor.
 
Evet, “eşcinsellik” Türkiye’de ceza gerektiren bir suç değil ama LGBT’ler (Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans) ayrımcılık, yıldırma gibi muamelelere maruz kalıyorlar ve şiddet suçlarına kurban oluyorlar.
 
LGBT’lerin cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılığı nedeniyle işlerinden çıkartılmaları, özel ve kamusal alanda psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kalmaları, sosyal alandan tamamen dışlanmaları ve en temel hak olan yaşama hakkına yönelik saldırılara maruz kalmaları devam ediyor.

Kaos GL Derneği olarak Dünya İnsan Hakları Günü’nde bir kez daha Hükümet’e sesleniyoruz:LGBT’lerin insan hakkı ihlallerine daha fazla maruz kalmamaları için gerekli her türlü adımı derhal yerine getirin!
 
T.C. Anayasası’nın “Kanun Önünde Eşitlik” başlıklı 10. Maddesi’ndeki ayırım gözetilmeyecek zeminler arasına “cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği” ifadeleri eklenmeli. Aynı şekilde sürmekte olan Yeni Anayasa yazımında cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği eşitliği tanınmalı ve LGBT’lere (Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans) yönelik cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılığını yasaklayan ifade açıkça kaydedilmeli.
 
Türk Ceza Kanunu’nun “Ayrımcılık” başlıklı 122. Maddesi’nde ayırım gözetilmeyecek zeminler arasına “cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği” ifadeleri eklenmeli.
 
Hükümet tarafından hazırlanan Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kurumu Yasa Tasarısı’nın “Eşitlik İlkesi ve Ayrımcılık Yasağı” başlıklı 3. Maddesi’nde yer alan ayırım yapılamayacak zeminler arasına “cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği” ifadeleri eklenmeli.
 
Türkiye İnsan Hakları Kurumu ve Kamu Denetçiliği Kurumu görev ve yükümlülük alanlarına giren her türlü insan hakkı, demokrasi ve hukuk ihlallerini cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli yaklaşımı gözeterek ele almalı. 
 
Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu Tasarısı’nın ayırımcılık yasağını düzenleyen bölümünde "cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği" ifadeleri eklenmeli.
 
Nefret Suçları ile ilgili mevzuat çalışmasının bir an önce gerçekleştirilerek LGBT’lere (lezbiyen, gey, biseksüel ve trans) yönelik nefret suçlarına karşı gerekli cezai önlemler alınmalı; “ağır tahrik” indirimlerinin nefret suçları sonrası uygulanamayacağına dair düzenleme yasada yapılmalı.
 
T.C. Anayasası, Türk Ceza Kanunu, Medeni Kanun, Kabahatler Kanunu gibi kanunlar ile çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarında uygulanan yönetmeliklere dâhil olan “genel ahlak”, “kamu ahlakı”, “müstehcenlik”, “iffetsizlik” ve “yüz kızartıcı suçlar” gibi muğlâk ifadeleri mevzuattan çıkarılmalı ya da LGBT’lerin (lezbiyen, gey, biseksüel, trans) aleyhine yorumlanamayacak şekilde yeniden düzenlenmeli.
 
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne EK 12. Protokol’ü T.C. Hükümeti tarafından onaylanmalı.
 
Türkiye, kurucu olduğu Avrupa Konseyi'nin, 2010 yılında yayınladığı Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği Ayrımcılığıyla Mücadele bakanlar Kurulu Tavsiye Kararına tam uyum için gereken tüm yasal ve politik adımları derhal yereine getirmeli.
 
LGBT’lerin maruz kaldıkları nefret suçları, ayrımcılık, polis şiddeti gibi hak ihlalleri sonrası soruşturma ve kovuşturma evresinde mağdurların mağduriyetlerini artıran kolluk kuvvetlerinin ve adli birimlerin ayırımcı ve/veya önyargılı tutumlarını bertaraf edecek önlemler alınmalı.
 
TSK’nın Sağlık Yeteneği Yönetmeliği’nde eşcinsellik ya da transseksüelliğin “ileri derecede psikoseksüel bozukluk” olarak nitelendirilmesinin ve askerlikten muaf tutulma sürecinde eşcinsel, biseksüel ya da trans bireylerin maruz kaldıkları onur ve haysiyet kırıcı uygulamalar bertaraf edilmeli.
 
Eşcinselliği “gayri tabii mukarenet” şeklinde damgalayarak cezalandıran, cezalandırmakla kalmayıp söz konusu suçlama ile eşcinsel subayları çalışma hayatında cinsel yönelim ayrımcılığına maruz bırakarak işten atılmasını düzenleyen Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu değişmeli ve eşcinsellik suç olmaktan çıkartılmalı. 
 
Hükümet çalışma hayatında cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılığını düzenlemeli. İş duyurularında, işe alınmada, iş ilişkisinin devamında ve işe son verme süreçlerinde LGBT çalışanlara yönelik ayrımcılığı yasaklayan düzenlemeler yapılmalı. İş Kanunu’nda “cinsiyet” eşitliğinin ardından “cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği” de kayda geçirilerek LGBT çalışanlar güvence altına alınmalı.
 
Eğitim, istihdam ve sağlık kamu ve özel kurum ve kuruluşları ile hizmetlere erişim alanlarında LGBT’lerin yaşadıkları hak ihlallerini bertaraf edecek toplumsal ve kurumsal eğitim programları devletin pozitif yükümlülüğü olarak uygulanmalı ve takip edilmeli.
 
LGBT’lere yönelik inkârdan ve asimilasyoncu politikalardan vazgeçilsin!
Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği realitesi tanınsın!
LGBT hakları temel insan haklarıdır!
 
Kaos GL Derneği
10 Aralık 2012, Ankara

Etiketler: insan hakları
İstihdam