15/06/2022 | Yazar: Damla Umut Uzun
ERA LGBTİ ile Kaos GL, SPoD, Özgür Renkler ve Pembe Hayat; Cenevre’de üst düzey siyasetçilerin nefret söylemi, ayrımcılık ve cezasızlığa dikkat çekti.
Birleşmiş Milletler (BM) düzeyindeki 9 temel insan hakları sözleşmesinden biri olan Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi’nin (CEDAW) 82. Oturumu 13 Haziran’da Cenevre’de başladı. Oturumda Türkiye, Azerbaycan, Portekiz ve Namibya gözden geçiriliyor.
13 Haziran’da açılış konuşmalarından sonraki ikinci oturumda Komite önce ulusal insan hakları mekanizmalarının sunumlarını dinledi. Türkiye’den Kamu Denetçiliği Kurumu’nu temsilen Özlem Tunçak sunum yaptı.
Kamu Denetçiliği Kurumu: “Eğer erkek çocukları babalarından iyi örnek alırlarsa kadınlara kibar davranacaklardır”
Sunumundan sonra Azerbaycan komite üyeleri tarafından yöneltilen İstanbul Sözleşmesinden çekilmenin sonucunda toplumsal cinsiyet temelli şiddete ve insan hakları savunucularının karşılaştığı baskılara karşı neler yapıldığının ve Kamu Denetçiliği Kurumu’nun Paris İlkelerine uygun olup olmadığı konularının netleştirilmesine dair sorulara yazılı cevap vereceğini belirtti ve ekledi:
“Biz Paris İlkelerine uygun bir kurumuz. Diğer ülkelerdeki Ombudsmanlardan farkımız biz kendimiz davalara müdahil olamıyoruz, bir şikayet üzerine harekete geçebiliyoruz. Ayrıca çocukları çok önemsiyoruz. Şiddete karşı mücadele düşüncelerinizi değiştirmekle başlar. Ve bu da en iyi çocukların eğitimi yoluyla başarılabilir – özellikle kız çocuklarının. Ama ben kız çocuğu ya da erkek çocuğu arasında bir fark görmüyorum. Eğer erkek çocukları babalarından iyi örnek alırlarsa kadınlara kibar davranacaklardır.”
Türkiye’den LGBTİ+ örgütleri siyasetçilerin nefret söylemine dikkat çekti
Ulusal insan hakları mekanizmalarından sonra gölge rapor sunan sivil toplum örgütleri sözlü bildirilerini yaptı. Bu kapsamda, ERA LGBTİ ile Kaos GL, SPoD, Özgür Renkler ve Pembe Hayat derneklerinin yazdığı ortak gölge rapora referansla Türkiye’de lezbiyen, biseksüel, interseks ve trans+ kadınların (LBTİ+) karşılaştıkları toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılık ve hak ihlallerini anlattı.
20 bağımsız kadın ve LGBTİ+ örgütünün oluşturduğu CEDAW STYK platformu, sunumunda kadın ve LGBTİ+ örgütlerinin kapatıldığını, tehdit edildiğini ve suçlu ilan edildiğini; buna karşılık hükümet güdümündeki örgütlerin bağımsız sivil toplum örgütleri gibi lanse edildiğini vurguladı.
Kaos GL, SPoD, Özgür Renkler ve Pembe Hayat derneklerinin ortak sunumunda ise LGBTİ+ örgütleri, Türkiye'deki lezbiyen, biseksüel, interseks ve trans+ kadınların (LBTI+) yaşadıkları sorunlara dikkat çekti.
Örgütler, devlet tarafından üretilen nefret söylemi ve suçlulaştırma sonucunda yüksek düzeyde ayrımcılık ve nefret suçlarının yaşandığını vurguladı:
“Devlet, şiddeti artıran ayrımcılık ve şiddet vakalarını soruşturmuyor, cezasızlık kültürünü yaşatıyor. Ayrıca, Türkiye'deki LBTI+ kadınlar sağlık, eğitim, barınma hizmetlerine sınırlı erişim ve hayatlarının her alanında yüksek düzeyde damgalanma ile karşı karşıyadır. Türkiye'deki pandemi ve ekonomik kriz, toplumu orantısız bir şekilde etkiledi ve özellikle translar, mülteciler, seks işçileri, engelliler veya HIV ile yaşayanlar dahil olmak üzere kesişen kimlikleri olanlar için durumlarını kötüleştirdi. Bu nedenle, bu konuların CEDAW Komitesi tarafından gündeme getirilmesi gereğini vurguluyor ve yaşadığımız ayrımcılık ve şiddeti ele alıyoruz.”
Örgütler, CEDAW Komitesi’nin üst düzey politikacıların nefret söylemi ve polisin keyfi eylemlerini durdurması için Türkiye’ye tavsiyede bulunmasını talep etti.
Komite toplantıları devam ediyor.
Etiketler: insan hakları, kadın, nefret suçları, siyaset, dünyadan
