09/02/2009 | Yazar: Kaos GL
BM verilerine göre, AIDS hastaları yalnızca sosyal ve iş hayatlarında değil tedavi süreçlerinde de ayrımcılığa uğruyor.
BM verilerine göre, AIDS hastaları yalnızca sosyal ve iş hayatlarında değil tedavi süreçlerinde de ayrımcılığa uğruyor. Uzmanlar, bulaşma korkusuyla tedaviyi reddeden diş doktorları olduğunu söyledi
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın (UNDP) öncülüğünde hazırlanan ‘Doğu Avrupa’da HIV ile Yaşamak’ raporu, Türkiye’nin, AIDS’le mücadele karnesinin parlak olmadığını ortaya koydu. Türkiye’de HIV pozitif sayısı artıyor. Hastaların hem tedavi hem de iş yerlerinde gördükleri ayrımcılık ise tedavi sürecini sekteye uğratıyor.
UNDP’nin raporu, dün Ankara Swiss Hotel’de yapılan bir basın toplantısıyla tanıtıldı. Araştırmayı yürüten Sosyoloji Derneği yetkilisi Elif Kuş, İstanbul, İzmir, Iğdır, Aksaray, Bursa, Malatya, Bandırma’dan, toplam 19 AIDS hastası ve sağlık, eğitim ile işverenlerden oluşan odak gruplarıyla yapılan görüşmelerle gerçekleştirildiğini anlattı.
Ayrımcılığa uğruyorlar
BM HIV/AIDS Direktörü Ela Aktürkoğlu, doktorların bile, AIDS’li hastalara dokunmaktan çekindiklerinin altını çizerek ‘Bana da bulaşır korkusuyla, AIDS’li hastayı tedavi etmeyen diş doktorları olabiliyor’ dedi. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Serhat Ünal ise ilaç alımında kimlik bilgilerini saklayacak bir sistemin henüz yerleştirilemediğini anlattı. Hasta olduğu ortaya çıkacak korkusuyla pek çok hastanın ilaçlarını yeşil reçeteyle almadığına dikkat çeken Ünal, ‘Evini satıp ilaç alan memur hastalar var. Çünkü hasta olduğu ortaya çıkarsa işten atılabilir, ayrımcılığa uğrayabilirler’ dedi.
HIV/AIDS’in sadece transseksüel, eşcinsellerin hastalığıymış gibi gösterildiğine de dikkati çeken Ünal, Türkiye’deki HIV+ kişilerin yüzde 52’sinin heteroseksüel olduğuna işaret etti. Ünal, erken yaşta eğitimin, AIDS ile mücadelenin önemli bir boyutunu oluşturduğunu kaydederek, toplumu erken yaşlardan itibaren eğitmenin, hem hastalıkla mücadele hem de HIV+ taşıyıcılarının topluma entegrasyonunu kolaylaştıracağını anlattı. Bu öneriyi Milli Eğitim Bakanlığı’na da götürdüklerini belirten Ünal, ‘Bakanlığa bunu söylediğimizde, Olmaz, çocukları erken uyandırırsın’ dediler’ dedi.
Sağlık Bakanlığı Bulaşıcı ve Salgın Hastalıklar Daire Başkanı Ercan Bal ise Türkiye’de, 3 bin 376 AIDS virüsü taşıyıcısı olduğunu, bunlardan 2674’ünün ise HIV pozitif olduğunu kaydetti.
Evlilik testinde 44 HIV+ tanısı kondu
İzmir’de 2008 yılında 63 bin 25 kişinin evlilik öncesi testden geçirildiği, 44 kişinin HIV pozitif olduğu belirlendi. Yapılan testlerde 28 çiftin talasemi, 49 kişinin sifilis (frengi), binin üzerinde ise Hepatit B taşıyıcısı olduğu ortaya çıktı. Uzmanlar, sağlık sorunları olan çiftleri tedavi olmadan çocuk sahibi olmamaları konusunda uyardı.
İzmir İl Sağlık Müdür Yardımcısı Neşe Zeren Nohutcu, ‘Hemoglobinopati Kontrol Programı Yönetmeliği’ ile evlenmek üzere başvuran tüm çiftler için talasemi, HIV, Hepatit, sifilis testlerinin zorunlu hale getirildiğini hatırlattı. (BS)
UNDP’nin raporu, dün Ankara Swiss Hotel’de yapılan bir basın toplantısıyla tanıtıldı. Araştırmayı yürüten Sosyoloji Derneği yetkilisi Elif Kuş, İstanbul, İzmir, Iğdır, Aksaray, Bursa, Malatya, Bandırma’dan, toplam 19 AIDS hastası ve sağlık, eğitim ile işverenlerden oluşan odak gruplarıyla yapılan görüşmelerle gerçekleştirildiğini anlattı.
Ayrımcılığa uğruyorlar
BM HIV/AIDS Direktörü Ela Aktürkoğlu, doktorların bile, AIDS’li hastalara dokunmaktan çekindiklerinin altını çizerek ‘Bana da bulaşır korkusuyla, AIDS’li hastayı tedavi etmeyen diş doktorları olabiliyor’ dedi. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Serhat Ünal ise ilaç alımında kimlik bilgilerini saklayacak bir sistemin henüz yerleştirilemediğini anlattı. Hasta olduğu ortaya çıkacak korkusuyla pek çok hastanın ilaçlarını yeşil reçeteyle almadığına dikkat çeken Ünal, ‘Evini satıp ilaç alan memur hastalar var. Çünkü hasta olduğu ortaya çıkarsa işten atılabilir, ayrımcılığa uğrayabilirler’ dedi.
HIV/AIDS’in sadece transseksüel, eşcinsellerin hastalığıymış gibi gösterildiğine de dikkati çeken Ünal, Türkiye’deki HIV+ kişilerin yüzde 52’sinin heteroseksüel olduğuna işaret etti. Ünal, erken yaşta eğitimin, AIDS ile mücadelenin önemli bir boyutunu oluşturduğunu kaydederek, toplumu erken yaşlardan itibaren eğitmenin, hem hastalıkla mücadele hem de HIV+ taşıyıcılarının topluma entegrasyonunu kolaylaştıracağını anlattı. Bu öneriyi Milli Eğitim Bakanlığı’na da götürdüklerini belirten Ünal, ‘Bakanlığa bunu söylediğimizde, Olmaz, çocukları erken uyandırırsın’ dediler’ dedi.
Sağlık Bakanlığı Bulaşıcı ve Salgın Hastalıklar Daire Başkanı Ercan Bal ise Türkiye’de, 3 bin 376 AIDS virüsü taşıyıcısı olduğunu, bunlardan 2674’ünün ise HIV pozitif olduğunu kaydetti.
Evlilik testinde 44 HIV+ tanısı kondu
İzmir’de 2008 yılında 63 bin 25 kişinin evlilik öncesi testden geçirildiği, 44 kişinin HIV pozitif olduğu belirlendi. Yapılan testlerde 28 çiftin talasemi, 49 kişinin sifilis (frengi), binin üzerinde ise Hepatit B taşıyıcısı olduğu ortaya çıktı. Uzmanlar, sağlık sorunları olan çiftleri tedavi olmadan çocuk sahibi olmamaları konusunda uyardı.
İzmir İl Sağlık Müdür Yardımcısı Neşe Zeren Nohutcu, ‘Hemoglobinopati Kontrol Programı Yönetmeliği’ ile evlenmek üzere başvuran tüm çiftler için talasemi, HIV, Hepatit, sifilis testlerinin zorunlu hale getirildiğini hatırlattı. (BS)
EZGİ AKIN/ANKARA-FİKRET KARAGÖZ/İZMİR
Etiketler: insan hakları, sağlık