05/08/2008 | Yazar: Kaos GL

Türkiye’de eşcinsellerin dernek kurma hakkı Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Cinsel yönelim farklılığını çeşitlilik olarak görmek yerine, bunu bir suçmuş gibi algılayanlar hâlâ toplumun büyük bir kesimini oluşturuyor. Aile, din, devlet gibi muhafazakâr kurumlar, eşcinselliği bu kurumların varlığına, erkeklik kimliğine tehdit olarak algılar ve tüm eşcinselleri sistemi tersyüz edecek düşmanları olarak görür. Nergiz Karadağ’ın kaleminden.

Heteroseksizmin en çok rahatsızlık duyduğu, cinsel azınlıkların yüksek sesle kendilerini ifade etmeleri, sokağa çıkmaları, görünür olmalarıdır. Cinsel azınlıkları yok sayma, toplumda onlara karşı oluşan homofobiden beslenerek kendilerinden utandırma ve sindirme çabalarına karşı, Türkiyeli cinsel azınlıklar bir süredir, oluşturdukları toplulukların kişiliğini yasal bir zemine oturtabilmek için dernekleşme sürecine girdi. Ancak örgütlenme hakları bazı kamu makamları tarafından engellenmeye çalışıldı.

Önce Kaos GL ve ardından Lambdaistanbul’un dernekleşmesi karşısında, valilikler bu derneklerin hukuka ve ahlaka aykırı olduğu gerekçesiyle kapatılması için dava açılmasını istedi. Ankara C. Başsavcılığı, Kaos GL’nin kapatılması için dava açılmasına yer olmadığını belirttiği kararında, net biçimde, ‘eşcinsel olmanın ahlaksızlık anlamına gelmediği’ni belirtti ve Kaos GL kapatılmadı. Ancak Beyoğlu 3. Asliye Hukuk Mahkemesi, 29.05.2008 tarihli kararı ile Lambdaistanbul’un feshedilmesine hükmetti.

Bireyleri salt varoluşları nedeniyle ayrımcılığa maruz bırakmak

Lambdaistanbul’un tüzüğünde belirtilen amaçlarının(1), kapatma kararı alan yerel mahkeme tarafından ahlaka aykırı olduğuna karar verilmesi, taraflı bir yorumlamanın sonucudur. Eşcinsel olmak, cinsel kimliğini gizlemeden ifade etmek ya da kendisi gibi cinsel yönelimi/kimliği nedeniyle dışlanan bireylerle dayanışmak, ahlaka ya da kanuna aykırı sayılmamalıdır. Aksi bir durum, bireyleri salt varoluşları nedeniyle ayrımcılığa maruz bırakmak anlamına gelir. Anayasaya göre herkes dernek kurma hakkına sahip olduğuna göre, transgender ve eşcinsellerin de dernek kurması mümkündür; derneği kuranların cinsel yönelim ya da kimliğinin, çoğunluğunkinden farklı olması, bu haklarını kullanmalarına engel olamaz, olmamalıdır. Cinsel azınlıkların toplumsal alanda kendilerini ifade edebilmeleri bir haktır ve bu hakkı sınırlandırmak için ciddi gerekçelere ihtiyaç vardır. Bu gerekçenin, Lambdaistanbul’un kapatılmasına hükmeden Yerel Mahkeme’nin yaptığı gibi, ‘genel ahlakın korunması’ olduğunu ileri sürmek, eşcinselleri ya da diğer cinsel azınlıkları ahlaksız addetmek anlamına gelir.

AİHM, özellikle 80’lerin başından itibaren, cinsel azınlıkların haklarına ilişkin pek çok başvuruda, Avrupa Konseyi üyesi devletlerin geneli için olmasa bile, Türkiye için oldukça ilerici sayılabilecek kararlar verdi. Örnek olarak, cinsel azınlıklarla ilgili oldukça yeni tarihli bir kararda (Baczkowski ve diğerleri v. Polonya, 3.5.07, 1543/06) AİHM, ayrımcılık yasağının ihlal edildiği sonucuna ulaştı. Bu davanın konusu, toplanma hakkından yararlanmada cinsel yönelimleri nedeniyle bireylerin ayrımcılığa uğramasıdır. Mahkeme ihlal iddiasını toplanma ve örgütlenme özgürlüğü açısından değerlendirirken, çoğulculuğun, hoşgörü ve geniş fikirliliğin öneminden bahseder ve devlete düşen pozitif yükümlülüğün, özellikle ayrıksı/popüler olmayan görüşlere ve azınlıkların toplanma ve örgütlenme özgürlüğüne önem vererek, bu hakka samimi ve etkili bir şekilde saygı göstermek olduğunu belirtir. AİHM’e göre azınlıkların haklarına özellikle saygı gösterilmelidir, çünkü onların haksızlığa uğrama olasılığı daha yüksektir. Sadece bu karar örneği bile, şayet temyizden bozma kararı çıkmazsa AİHM’e taşınabilecek olan Lambda’yı kapatma kararına karşı, AİHM’in örgütlenme hakkının ve ayrımcılık yasağının ihlal edildiği yönünde karar vereceğine işaret eder.

Kuzu ve Fırat

2003’te yeni Ceza Kanunu’nun hazırlanması sürecinde, TCK Kadın Çalışma Grubu, ayrımcılık yasağını düzenleyen maddeye ‘cinsel yönelim’in de dahil edilmesi yönünde talepte bulunmuştu. İfade başlangıçta tasarıya girmiş, Adalet Alt Komisyonu’nda kabul edilen tasarı madde metninin ‘ayrımcılık’ kenar başlıklı 124. maddesine eklenmişti. Ancak daha sonra, ‘cinsel yönelim’in ‘cinsiyet’ kelimesiyle benzeri şeyleri ifade ettiği gerekçesiyle maddeden çıkarılmıştı. Ayrıca 2007’de, yeni bir Anayasa’nın hazırlanması sürecinde, AKP toplumun her kesimini kapsayan bir Anayasa hazırlandığını ve toplumun tüm kesimlerinden sağlanacak katkıların beklendiği belirtmişti. (Milliyet, 16.9.2007.) Ancak bu kesimlere cinsel azınlıklar dahil edilmedi. Çünkü Kaos GL’nin, yeni Anayasanın ‘eşitlik’ ilkesine ‘cinsel yönelim’ ibaresinin de eklenmesini talep eden mektubuna verilen yanıt olumsuzdu.

TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu’nun bu talebe yönelik değerlendirmesi, Meclis’in böyle bir düzenlemeyi eşcinsellik toplumsal bir kabul görmeden yapamayacağı, talebin Meclis’ten ciddi bir kabul göremeyeceği şeklinde olmuştu. AKP Anayasa Komisyonu Başkanı Dengir Mir Mehmet Fırat’ın değerlendirmesi ise şöyleydi: ‘21. yüzyılın anayasasında biraz zor, belki 22. yüzyılda olur. Toplumun bunları daha çok tartışması lazım.’ (Hürriyet, 20.10.07.)

Bu durum, kamuoyunun cinsel azınlıklara karşı sahip olduğu önyargıların ötesinde, muhtemel bir Anayasa değişikliğini gerçekleştirecek olan kişilerin de, cinsel azınlıkların hakları konusunda ileri bir adım atmaktan kaçınmaları ve bunu da, eşcinsellerin toplumsal olarak kabul görmemelerine bağlamalarıyla konuya ilişkin bakış açısını ortaya koymak bakımından net bir örnektir. Siyasilerin bu tavrı, cinsel yönelim temelli ayrımcılığın ve toplumsal anlamda homofobinin sebepleri arasında okunmalıdır.

Mevzuattaki ahlaka atıf yapan genel ifadeler, örgütlenme ya da ifade özgürlüğü gibi haklarının ihlal edilmesine yol açar biçimde kullanılmamalı ve bireyin cinsel yönelimi ya da cinsel kimliğinin ne olduğunun, onun haklarını kullanmasına veya bu hakların korunmasına engel teşkil etmeyeceği unutulmamalıdır.

İstanbul Üniversitesi, Kamu Hukuku, yüksek lisans

1. Tüzüğe Lambdaistanbul’un web sitesinden ulaşılabilir.

www.lambdaistanbul.org

Nergiz Karadağ


Etiketler: insan hakları
İstihdam