25/01/2017 | Yazar: Kaos GL

Gazeteci-yazar Uğur Mumcu, öldürülmesinin 24. yılında Kadıköy’de düzenlenen anma yürüyüşü ve Caddebostan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen ‘Basın Öne Eğilmesin’ etkinliği ile anıldı.

Uğur Mumcu anıldı: Basın öne eğilmesin! Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Gazeteci-yazar Uğur Mumcu, öldürülmesinin 24. yılında Kadıköy’de düzenlenen anma yürüyüşü ve Caddebostan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen “Basın Öne Eğilmesin” etkinliği ile anıldı.

Gazeteci-yazar Uğur Mumcu, katledilmesinin 24. yılında Kadıköy’de iki etkinlikle anıldı. Mumcu için ilk anma etkinliği Kadıköy İskele Meydanı’nda düzenlendi. Sonraki etkinlik ise Kadıköy Belediyesi ve Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın birlikte organize ettiği “Basın Öne Eğilmesin” etkinliği oldu.

CHP Kadıköy İlçe Örgütü’nün çağrısıyla 24 Ocak Salı günü İskele Meydanı’nda bir araya gelen yüzlerce Kadıköylü “Vurulduk Ey Halkım Unutma Bizi” pankartı ile Altıyol Meydanı’na yürüdü. Her yaştan Kadıköylünün yer aldığı yürüyüşe Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu da katıldı.

Basın öne eğilmesin

Uğur Mumcu için ikinci anma etkinliği Kadıköy Belediyesi ve Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın birlikte düzenlediği “Basın öne eğilmesin” programı ile devam etti. Caddebostan Kültür Merkezi’nde düzenlenen anma etkinliğine çok sayıda Kadıköylü katılırken, anma etkinliğine Cumhuriyet gazetesi imtiyaz sahibi Orhan Erinç, Cumhuriyet gazetesi yazarı Şükran Soner ve kısa süre önce cezaevinden tahliye olan dilbilimci Necmiye Alpay konuşmacı olarak katıldı. Anmada, tutuklu gazeteciler Kadri Gürsel, Musa Kart ve Turhan Günay’ın cezaevinden gönderdiği mektuplar okundu.

“Yazdıkları hâlâ geçerli”

Anma, Cumhuriyet tarihi boyunca öldürülen gazetecileri anlatan sinevizyon gösterimi ile başladı. Anmanın açılış konuşmasını ise Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Sekreteri İlkay Akkaya yaptı. Uğur Mumcu’nun 24 yıl önce öldürülmesine rağmen yazdıklarının hala geçerliliğini koruduğunu söyleyen Akkaya, “Bu ülkede yeni Uğur Mumcular, Turan Dursunlar yetişiyor. Mesleğine sahip çıkan gazeteciler hala var” diye konuştu.

Akkaya’dan sonra sözü Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu aldı. Nuhoğlu, “Uğur Mumcu, Abdi İpekçi ve Çetin Emeç gibi gazeteciler terör saldırılarının kurbanı oldu” dedi. Nuhoğlu’nun konuşmasının ardından tutuklu gazetecilerin cezaevinden gönderdiği mesajlar okundu.

Cezaevinden mesaj

Turhan Günay ve Musa Kart’ın mesajını Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu okudu. Önderoğlu Günay’ın mesajını şu şekilde aktardı: “Sevgili Uğur ağabey açtığın yolda yürümeye devam ediyoruz. Basın öne eğilmeyecek.” Önderoğlu’nun okuduğu metinde Musa Kart da salondakilerle şu sözleri paylaştı: “Bizi sevdiklerimizden, dostlarımızdan, işimizden ve kalemimizden ayırdılar. Ama vicdanımızdan ayıramadılar.”

Önderoğlu, tutuklu gazeteciler için dayanışma içinde olacaklarını ve mücadeleye devam edeceklerini söyledi.

Gazeteci yazar Kadri Gürsel’in mesajını ise gazeteci Emre Kızılkaya okudu. Kızılkaya cezaevi koşullarında mektuplaşmanın çok zor olduğunu belirterek, Gürsel’in mesajını şu şekilde paylaştı:

“Basın özgürlüğünün baskılandığı, ifade özgürlüğünün cendereye alındığı ve gösteri ve yürüyüş hakkının yok sayıldığı bu dönemde hapisteki gazetecilerin mücadelesine desteğinizi şükran ile karşılıyorum. Silivri’de olmasaydım şu an aranızda olacaktım. Verdiğiniz mücadelenin ne kadar anlamlı olduğunu daha iyi anlıyorum. Siyasi operasyon ile 3 ay önce tutuklandık. Zaman geçiyor ve yargısız infaza uğruyoruz. Bir suç delili olmadığı için yargı süreci erteleniyor. Gazeteciliğin kriminalize edilmesi ve gazetecilerin cezaevlerinde tutulması basın özgürlüğü meselesinin önümüzdeki süreçte gündemimizde olacak. Herkesi selamlıyor. Mücadelenizde başarılar diliyorum.”

Mumcu’yu anlattılar

Tutuklu gazetecilerin gönderdiği mesajların okunmasının ardından Orhan Erinç, Şükran Soner ve Necmiye Alpay kürsüye çıkarak düşüncelerini paylaştı.

Uğur Mumcu’yu kaybetmenin acısını ilk günkü gibi yaşadığını söyleyen Orhan Erinç, “Uğur sadece bir gazeteci değildi. Gazeteciliğin her alanında uzmanlaşmış bir dosttu. Onu araştırmacı gazeteci olduğu için öldürdüler. Yaşadığımız süreçte ise Uğur Mumcu gibi gazetecileri öldürmüyorlar ama süründürüyorlar ya da cezaevlerinde tutuyorlar” dedi.

Gazetecilik alanındaki mesleki sıkıntıların her zamankiden daha yoğun yaşandığını belirten Erinç, “ Uğur Mumcu’nun kaybı hem gazetecilik için hem de Türkiye için büyük bir kayıptır. Bugün onun izinden giden meslektaşlarımızın çoğunluğu cezaevinde bulunuyor. Bunun nedeni adaletin artık olmamasıdır. Bu süreci atlatacağımıza inanıyorum. Karamsar ya da umutsuz olmak gibi bir lüksümüz yok. Uğur Mumcu’ya verdiğimiz sözleri yerine getirmek için mücadeleye devam edeceğiz” dedi.

“Bizim adımıza çok önemli görevler üstlendi”

Orhan Erinç’in ardından Cumhuriyet gazetesi yazarı Şükran Soner konuşma yaptı. Uğur Mumcu’yu Mamak Cezaevi kapısında tanıdığını söyleyen Soner, “Tutuklu gazeteciler ile o dönemde de hep dayanışma içinde oldu. Hukuk birikimi ile dünyada benzeri olmayan bir gazeteciydi. Toplumsal meseleyi dert edinen herkes ile ortak bir zeminde buluşabilen bir insandı. Çok zeki bir insan olmakla beraber çok da çalışkan bir meslektaşımızdı. Halkı bilinçlendirdiği için öldürüldü. Ama Uğur Mumcu’yu sahiplenen binlerce kişi cenazeye katıldı” diye konuştu.

Türkiye’nin gazetecilik alanında en çok bedel ödeyen ülkelerden biri olduğunu vurgulayan Soner, “Gerçeklere ulaşmada sorunlar yaşıyoruz. Uğur Mumcu’yu biz bu yüzden sevdik. Bizim adımıza çok önemli görevler üstlendi ve bedelini çok ağır ödedi” dedi.

Alpay: Öldürdüler çünkü tarihin yazılmasını istemiyorlar

Şükran Soner’den sonra kısa zaman önce cezaevinden tahliye olan dilbilimci Necmiye Alpay söz aldı. Uğur Mumcu’yu diğer aydınları öldüren mekanizmanın katlettiğini söyleyen Alpay, “Uğur Mumcu’yu ve diğer gerçek gazetecileri öldürdüler çünkü tarihin yazılmasını istemiyorlar. Onları öldüren bir güç var. O güç hala iş başında ve hala güçlü. Günümüzde ise gazetecileri değil ama gazeteciliği öldürmekle meşguller. En iyi gazetecilerimizi cinayetlere kurban verdik. Belki de gazeteciliği bilince çıkaramadığımız için onları kaybettik. Şimdi de gazetecileri terörist diye damgalayıp cezaevlerine gönderiyorlar” dedi.

Cezaevindeki gazetecilere selam

Konuşmacıların ardından cezaevindeki gazetecilere destek olmak için “Basın Öne Eğilmesin” pankartı açılarak fotoğraf çektirildi. Ve gazetelerden tecrit altındaki gazetecilerin bu desteği görebilmesi için bu fotoğrafın gazetelerde basılması rica edildi.

Gece, halk müziği sanatçısı Erdal Erzincan’ın söylediği türkülerle sona erdi.


Etiketler: medya
İstihdam