24/11/2018 | Yazar: Umut Güven
Belki de ilk trans direniş örneklerinden biriydi Ülker Sokak. Direnmekten başka, bir arada olmaktan başka seçeneğimiz yoktu.
20 Kasım Etkinlikleri kapsamında Ülker Sokak, Esat ve Eryaman olayları konuşuldu: Belki de ilk trans direniş örneklerinden biriydi Ülker Sokak. Direnmekten başka, bir arada olmaktan başka seçeneğimiz yoktu.
Pembe Hayat Derneği ve SPoD ortaklığında gerçekleşen 20 Kasım Nefret Suçu Mağduru Transları Anma Haftası Etkinlikleri’nde Şevval Kılıç ve Buse Kılıçkaya ile “Ne olmuştu? Ülker Sokak, Esat ve Eryaman” konulu söyleşi gerçekleşti.
“Ülker Sokak hayatta kalmak için bir direnişti”
Şevval Kılıç, 90’lı yılların sonundan günümüze değin olan trans örgütlenmesine dair konuştu. Ülker Sokak olaylarındaki direnişi “Belki de ilk trans direniş örneklerinden biriydi Ülker Sokak. Direnmekten başka, bir arada olmaktan başka seçeneğimiz yoktu. Bu direniş politik olarak değil, tamamen yaşamda kalmaya yönelik bir direnişti” sözleriyle anlattı.
Ülker Sokak’taki yaşamdan ve sonrasındaki örgütlenme sürecinden aktarımlar yapan Şevval Kılıç, transfobi ve faşizmle mücadele için bir arada olmanın gerekliliğini dile getirdi.
“Ülker sokağa dair ilk hatırladığım duygu ‘güven’ duygusuydu. Onlarca transın bir arada yaşaması kadar güzel bir şey olabilir mi? O günden bu yana, bu bir aradalığa ve örgütlenmeye karşı faşizmin araçları, insanları daha iyi baskılayabilmek adına sürekli değişim içinde. Nereye giderseniz gidin, faşizmin, transfobinin farklı katmanlarıyla yüzyüze kalıyorsunuz. Fakat bunları aşmak için geri dönüp, transların bunca şeye rağmen nasıl ayakta kaldığını tekrar tekrar hatırlamalıyız."
“O zamanlar tek istediğimiz yaşamaktı…”
Etkinlik Pembe Hayat Derneği’nden Buse Kılıçkaya’nın Esat ve Eryaman'da trans kadınlara baskı ve şiddeti anlatmasıyla devam etti.
“Ortak mücadele ettiğimiz sürece birçok şeyin üstünden gelebiliriz. O dönemlerdeki direniş, ataerkil sisteme karşı bir duruştu ve tek istediğimiz yaşamaktı. Şehir merkezlerinde polisin balyoz operasyonu, Eryaman’da çetelerin saldırıları nedeniyle örgütlenmeye başladık, bu sorunlarla mücadele etmek için adım atmamız gerekliydi, kendi örgütlenmemizi oluşturduk.”
Buse Kılıçkaya konuşmasının devamında bugün trans hareketinde örgütlenme tarihini bilerek hareket etmenin önemli olduğunu belirtti.
“Bizden önceki tarihin ne yaşadığını çok fazla bilmiyoruz, bizden önceki tarihin nasıl ayakta kaldığını bilmek önemli, kendi yaşadıklarımızı dahi unutuyoruz. Yaşadığım şiddet olaylarını unutmaya çalışıyorum, yoksa hayatıma devam edemiyorum. Diğer yandan da nasıl yaşama tutunduğumu hatırlamaya ihtiyacım var, ihtiyacımız var.”
İlgili haberler:
Mahalle bekçilerinin baskısı 20 Kasım etkinliklerinde tartışılacak
İstanbul’da 20 Kasım etkinlikleri: “Cinsiyet iki değildir. Ama bin yayladır”
Ayta Sözeri 20 Kasım etkinliklerinde!
Ayta Sözeri: Televizyonu, sinemayı dönüştürmeye çalışmalıyız
Dilek İnce Ödülü Ayta Sözeri ve Sema Yakar’a verildi
Altı şehirden aktivistler 20 Kasım etkinliklerinde buluştu
Etiketler: insan hakları, nefret suçları