14/03/2017 | Yazar: Kaos GL

Furkan Öztekin, 1990’larda transların yaşadığı ve yaşamak için mücadele ettiği Ülker Sokak ve Pürtelaş Sokağı direniş mekanları olarak işaretliyor.

Ülker ve Pürtelaş, İzler sergisinde Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Mixer Arts’ta konuklarını ağırlayan İzler sergisinde sanatçı Furkan Öztekin, 1990’larda transların yaşadığı ve yaşamak için mücadele ettiği Ülker Sokak ve Pürtelaş Sokağı direniş mekanları olarak işaretliyor.

                                                               Furkan Öztekin

“İzler” sergisi Mixer Arts’da sanatseverlerle buluştu. 1 Nisan’a kadar konuklarını ağırlayacak sergi, sanatçıların saklı tuttukları an’ların dışavurumu olarak tasarladıkları mekânlar ile izleyiciyi karşı karşıya bırakıyor. Sergide, 5 sanatçının bireysel çalışmaları, 5 farklılaştırılmış alanda yer alıyor.

Çalışmalarında İris Ergül, bireyselliğin sınırlarını aşıp insanlık belleğindeki ilkel zamana dokunuyor. Geçmişteki anlar ve kendi zihni arasında kurduğu bağın göstergesi olarak kullandığı objeler ile de izleyiciyi kendi anına tanık olmaya davet ediyor.

Kendi rutini içerisinde sıklıkla bulunduğu mekanların fotoğraflarını kolaj çalışmalarına dönüştüren Furkan Öztekin, kimlik kazandırdığımız alanlar içerisindeki duygu durumlarımızı sorguluyor.

Özge Yağcı, ‘düş otu’ serisinde hareketsiz yapılar içerisinde tasarladığı bitki formları ile mekân ve içerisinde süre gelen yaşamdan anları izleyiciye aktarırken, Elif Özen yalnızlaştırılmış mekânlardan karelerin bulunduğu farklı tekniklerde çizimleri ile zihnin o an içinde bulunmadığı bir anı algılama biçimini gözlemlememize olanak sağlıyor. Bu bağlamda bireyin, özellikle kadınların bulunduğu toplumsal alanlarda yalnızlaştırılmasını işleyen Merve Üstünalp’in eserlerinde yer alan kadın figürleri, erkek egemen bir toplumda kadınların fiziksel olarak bulundukları anlarla duyusal varlıklarının irrasyonelliğine dikkat çekiyor.

Sergi tanıtımından…

İnsan doğduğu andan itibaren içinde bulunduğu zaman ve mekana tanıklık eder, gözlemlemeye ve deneyimlemeye başlar. Bu mekanların içinde yer alan nesneler bütünü ile duygu ve karakterleri belleğimiz birer an olarak kaydeder, bu anlardan parçalar toplayarak anıları oluşturur. Belleğin kaydettiği anlar arasında kurulan zamansal ve uzamsal ilişkiler, insan zihninin deneyimsel alışkanlıkları ile ilgilidir. Bireyin toplum içerisinde bulunduğu konum bu anıların şekillenmesinde etkilidir.

Furkan Öztekin: Queer dünyanın öznelliği

Furkan Öztekin’in çalışmaları, farklı cinsel kimliklere sahip olan bireylerin toplumla ilişkisine odaklanıyor. Çalışmaların genelinde bireyin yaratmaya çalıştığı queer dünyanın öznelliği görülüyor. Savunduğu düşünce biçimlerini ve içinde bulunduğu alanı homofobi karşıtı bir tavır ile yorumlamayı hedefliyor.

Sergide yer alan ‘Uzak Bir Gölgede’ serisinde ise 1990’larda transların yaşadığı ve yaşamak için mücadele ettiği Ülker Sokak ve Pürtelaş Sokağı direniş mekanları olarak işaretliyor. Bu iki sokağa karşı uygulanan dışlama politikalarını ve toplumda yer edinmiş rant mücadelesini belgeliyor. Binaların ve sokakların da insanlar gibi birer kimliğe sahip olabileceğini vurguluyor. Büyük şehirlerin kimlik çeşitliliğine saygı göstermek yerine onları yok edip parçalamayı hedeflediğini gösteriyor.

Sergi hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.


Etiketler: kültür sanat
İstihdam