19/08/2024 | Yazar: Kaos GL

"Taliban'ın LGBTİ+’ları alenen cezalandırmasına ve Taliban'ın LGBTİ+’lara yönelik şiddetini arttırmasına rağmen LGBTİ+’lar BM Güvenlik Konseyi bildiri ve kararlarının dışında tutuluyor."

Uluslararası toplum, LGBTİ+ Afganların içinde bulunduğu zor durumu görmezden gelmeye devam ediyor Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Afgan LGBTİ+ hakları aktivisti ve Gökkuşağı Afganistan Örgütü'nün yöneticisi ve kurucusu Ali Tawakoli’nin Los Angeles Blade’de yayınlanan “The international community continues to ignore the plight of LGBTQ Afghans” başlıklı yazısını KaosGL.org Türkçeleştirdi. Yazının tamamı aşağıda yer alıyor.

Taliban'ın Afganistan'ın kontrolünü ele geçirmesinin üzerinden üç yıl geçti.

Taliban LGBTİ+ Afganları birbiri ardına tutuklamaya devam ediyor ve onları ülke çapında halkın ve yerel Taliban yetkililerinin önünde cezalandırıyor. Akıbetleri hakkında hiçbir haber yok. Taliban'ın LGBTİ+’lara artan şiddeti ne yazık ki uluslararası ilgiden uzak ve durumları kasıtlı olarak görmezden geliniyor.

Taliban Yüksek Mahkemesi son üç yılda LGBTİ+’ların şeriat hukukunda iki erkek arasındaki cinsel ilişkiye atıfta bulunan “lawat” suçundan cezalandırılmasına ilişkin birçok karar verdi ve LGBTİ+’lara yönelik cezaların çoğu beş vilayette halka açık olarak gerçekleşti: Kabil, Parwan, Sarpul, Zabul ve Kandahar.

Parwan vilayetinin Saidkhel ilçesindeki bir mahkeme 1 Temmuz'da dört kişiyi “lawat” suçundan yargıladığını ve cezalandırdığını duyurdu.

Taliban Yüksek Mahkemesi tarafından yayınlanan bir bültende Seyid Kheli ilçesinin ilk mahkemesinin üç sanığı, 1 yıl hapis ve 39 kırbaç cezasına çarptırdığı belirtildi. Bir diğer sanık ise 2 yıl hapis ve 39 kırbaç cezası aldı.

Taliban haziran ayında Sarpul, Parwan ve Kabil vilayetlerinde düzinelerce LGBTİ+’yı alenen cezalandırdı.

Taliban'ın cezaevlerinden serbest bıraktığı LGBTİ+’lardan bazıları Gökkuşağı Afganistan Örgütü'ne cinsel istismara, toplu tecavüze ve elektrik şoku, fiziksel dayak, şiddetli acı ve ıstıraba neden olan tırnak sökme de dahil olmak üzere her türlü işkenceye maruz kaldıklarını söyledi.

Öte yandan, Taliban tarafından LGBTİ+’lara yönelik nefretin yayılması ve sert cezaların verilmesi kamuoyundan gizlenmiyor. Örneğin Taliban, LGBTİ+’ları üzerlerine duvarlar yıkarak infaz etmeye devam ediyor.

Taliban Mayıs 2023'te Afganistan'da şeriat hukukunun uygulanacağını vurgulayan bir bildiri yayınladı. Taliban, “İslami cezalandırma ve ‘hudud’” (“hudud”, şeriat hukuku kapsamındaki İslami ceza kanunlarıdır) ve taşlamayı içeren cezalar hakkında düzinelerce nihai karar yayınladı. Dört kişinin üzerlerine duvar yıkılarak idam edildiği bildirildi.

Bir Taliban yargıcı olan Gül Rahim, Temmuz 2021'de, Afganistan düşmeden hemen önce Alman Bild gazetesine verdiği demeçte "Eşcinseller için iki ceza var: Ya taşlanırlar ya da kafalarına düşen bir duvarın arkasında durmak zorunda kalırlar. Duvarın yüksekliği 2,5 ila 3 metre olmalıdır” demişti.

Taliban, 1996-2001 yılları arasında iktidarda olduğu dönemde LGBTİ+’ları “cezalandırmak” için bu yöntemi kullandı.

Taliban üyesi Mohammad Khel, 28 Mart 2024 tarihinde Afganistan Uluslararası Televizyonu'nda yaptığı açıklamada, iki cinsiyetli olanların- ki bunların kadın mı erkek mi olduğu belli değil-hemen öldürülmesi gerektiğini, yarın öldürülmesi gerektiğini ve dün öldürülmüş olması gerektiğini söyledi. Program sunucusunun cevabına devam ederek kendisinin Müslüman olduğunu ve Kur'an'ın kendisine öldürmeyi emrettiğini söyledi. Röportajdan iki gün önce Taliban Yüksek Mahkemesi, Farah eyaletindeki Khaf Sefid bölgesinde bir LGBTİ+’nın “lawat” suçundan kırbaçlanarak cezalandırılmasına karar verdi.

Taliban'ın LGBTİ+’ları alenen cezalandırmasına ve Taliban'ın LGBTİ+’lara yönelik şiddetini arttırmasına rağmen LGBTİ+’lar BM Güvenlik Konseyi bildiri ve kararlarının dışında tutuluyor.

BM Güvenlik Konseyi'nin son üç yılda kabul ettiği her bir Güvenlik Konseyi kararı-2679 sayılı karar ve 2721 sayılı karar–LGBTİ+ Afganları görmezden geldi.

Afganistan'daki LGBTİ+ topluluğu olarak, 2021'den bugüne kadar insan hakları raporlarında LGBTİ+’ların deneyimlerini tamamen dışlayan Afganistan'daki BM Yardım Misyonu’nun bu yanlış yaklaşımı benimsediğini görüyoruz. Son üç yıldır UAMA raporlarındaki bu ihmal, LGBTİ+ Afganların maruz kaldığı toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin göz ardı edildiğini gösteriyor.

İnsan Hakları İzleme Örgütü ve Uluslararası Af Örgütü'nün Afganistan'daki LGBTİ+’ların ve kadınların talihsiz durumuna ilişkin BM'ye ve uluslararası topluma yönelik beyanlarına ve endişelerine ve bu konuya daha fazla dikkat edilmesi taleplerine rağmen, BM ne yazık ki Afganistan'a yönelik kararlarının, bildirgelerinin ve toplantılarının uygulanmasında yeni ve daha kapsayıcı bir yaklaşım benimsemiyor. BM ve uluslararası toplum, Afganistan'da en fazla şiddete maruz kalan ve yıllardır tüm karar ve bildirgelerden dışlanan ve görmezden gelinen LGBTİ+ topluluğu gibi savunmasız bir grubu her zaman dışlıyor ve durumlarını kasıtlı olarak görmezden geliyor.

BM, BM Güvenlik Konseyi ve UNAMA'nın LGBTİ+ Afganların talihsiz durumunu göz ardı etmesi, Afganistan'daki insan hakları kavramına vurulmuş bir tokat.

LGBTİ+ Afganlar bugün, serbest seçimleri ve LGBTİ+ haklarını savunan aynı uluslararası toplumun, Afganistan'da cinsiyet ayrımcılığı kuran silahlı bir dinci rejimi temsil eden aşırılık yanlısı bir ideolojik gruba boyun eğmek için kendi ahlaki değerlerinden ödün vermeye istekli olması karşısında şaşkınlık içinde.

Taliban, Afganistan'daki LGBTİ+’ların seslerini baskı, şiddet, işkence ve kamusal alanda cezalandırma yöntemlerini kullanarak susturmayı başardı. BM ve uluslararası toplumdaki diğerleri, LGBTİ+’ların durumunu görmezden gelerek ve Afganistan dışındaki Afgan LGBTİ+ toplumunun sesini susturarak Taliban ve destekçilerine bu fırsatı verdi.

Biz ve Afganistan'ın LGBTİ+ topluluğu, Güvenlik Konseyi ve UNAMA'nın bu ciddi ihlalleri görmezden gelmesinden derin endişe duyuyoruz. Afganistan'da yaşananların cinsiyet ayrımcılığının ve insanlık suçunun açık bir örneği olduğuna inanıyoruz.

Afganistan'la ilgili olarak LGBTİ+ toplumunu dışlayan her BM toplantısını, bildirgesini ve kararını kınıyoruz. Bunun İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ihlali olduğunu düşünüyoruz.


Etiketler: insan hakları, nefret suçları, din/inanç, siyaset, dünyadan
2024