16/04/2021 | Yazar: Kaos GL

Genç LGBTİ+ Derneği, İzmir ilindeki iki üniversitenin LGBTİ+ hakları açısından izleme ve değerlendirmesini yaptı: Üniversite LGBTİ+ Eşitliği Endeksi kriterlerine göre Ege Üniversitesi 73 puanlık kriter listesinden 6 puan alırken, İzmir Ekonomi Üniversitesi 5 puan aldı.

“Üniversiteler LGBTİ+’lar açısından eşitliği sağlayıcı pozitif aksiyonlar almalı” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Doğrudan LGBTİ+ gençlerin öz örgütlenmesi olarak kendisini yapılandıran, kuruluşu üniversite eğitimine İzmir’de devam eden öğrenciler tarafından gerçekleştirildiği için LGBTİ+ öğrencilerin temel haklara erişimine özel önem atfeden Genç LGBTİ+ Derneği’nin “Üniversitelerde LGBTİ+ Eşitliğinin İzlenmesi 2020 Raporu” geçtiğimiz ay yayınlandı. Akademik hayattaki öznelerin yalnızca öğrencilerden ibaret olmadığını, akademik ve idari kadronun temel haklara erişiminin de kampüslerin yaşanabilir mekanlar olması için önemini tespit eden dernek bu raporda, İzmir ilindeki iki üniversite olan Ege Üniversitesi ve İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin LGBTİ+ hakları açısından izleme ve değerlendirmesini yaptı.

Araştırma, bu iki üniversitede sunulan hizmet ve olanakların, Birleşmiş Milletler nezdinde Türkiye Cumhuriyeti’nin tarafı olduğu Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi ve Ekonomik, Kültürel, Sosyal Haklar Sözleşmesi ile tanınmış temel standartlar, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile tanınan temel hak ve özgürlüklerle ilişkisi üzerinden LGBTİ+’ların haklara erişimini değerlendirdi. Üniversite LGBTİ+ Eşitliği Endeksi kriterlerine göre Ege Üniversitesi 73 puanlık kriter listesinden 6 puan alırken, İzmir Ekonomi Üniversitesi 5 puan aldı.

Araştırma kapsamında:

Üniversitelerin statüsüne ilişkin temel metin olan Yükseköğretim Kanunu,

Her iki üniversitenin yönerge, yönetmelik gibi iç düzenleyici işlemleri,

Uluslararası standartlarla sağlanan güvencelerin, üniversite düzeyinde tanınıp tanınmadığı,

Üniversitelerin LGBTİ+’ların temel haklara erişimi için pozitif aksiyon alıp almadığı,

Üniversitelerin temel belgeleri olan vizyon, misyon, temel değerler, bütçe, insan kaynakları politikası gibi düzenleyici olmayan ancak üniversitenin öncelik ve uzun erimli hedeflerine yer veren belgelerinin LGBTİ+’lar açısından ne ölçüde kapsayıcı olduğu,

Üniversitede izlenen müfredatın kapsayıcı olup olmadığı,

Başka bir ifade ile eğitim-öğretim süreci devam eden öğrencilerin takip edilen müfredat aracılığıyla temel hak alanına ve varoluşa ilişkin farkındalığını arttırmaya dönük kurum politikası olup olmadığı,

Akademik yayınlar aracılığıyla konunun bilimsel araştırmanın konusu kılınıp kılınmadığı,

Üniversite öğretimi devam eden LGBTİ+’larla da görüşmeler yapılarak üniversite öğretimleri boyunca karşılaştıkları öznel veya genel ihtiyaçların, üniversiteler tarafından giderilip giderilmediği incelendi.

Bu çalışmada, 16.07.2016 tarihinde ilan edilen Olağanüstü Hal rejimi ve bu rejime bağlı tasarruflar, kısıtlamalarla birlikte akademik dünyada yaşanan değişimin iki etkisine yoğunlaşıldı:

Kampüsler LGBTİ+ öğrenciler açısından yaşanabilir midir ve eğer yaşanabilir ise bunun yasal güvenceleri ile sürdürülebilirliğine ilişkin politikalar mevcut mudur?

Akademik hayat ve araştırma LGBTİ+’ları gören, kapsayan bir hatta mıdır, yoksa onları yok sayan, dışlayan, bilimsel bilgi üretimine dönük yapılandırılmamış bir hatta mıdır?

Böylelikle bir devlet kurumu olan üniversitelerin politikalar ve uygulamalar düzeyinde yaptığı ihlaller veya eylemsiz kalarak yol açtığı ihlallerin izlenmesi sağlanacak, devletin uluslararası ve kendi Anayasa ve yasalarından kaynaklanan temel haklara ilişkin yükümlülüklerini ne ölçüde yerine getirdiği daha ayrıntılı olarak incelenecek.

Araştırma sonucunda;

- Yönerge ve yönetmeliklerin cis-heteronormatif bir yaklaşımla oluşturulduğu, toplumun yalnızca birbirine yönelen natrans kadın ve erkeklerden oluşan bir sistemden ibaret olduğu varsayımına dayalı olarak hazırlandığı,

- Yönerge ve düzenleyici işlemlerin somut ve kişisel işlemlere uygulandığında hak ihlallerine neden olduğu,

- Üniversitenin fiziki mekanlarının yukarıda belirtilen cis-heteronormatif yaklaşıma göre yapılandırıldığı,

- Üniversitedeki bilimsel araştırmaların, heteroseksüelleri ve natransları merkeze alan bir motivasyonla yönlendirilerek LGBTİ+’lara bu araştırmalarda yer vermediği,

- Benzer biçimde hem genel hem de eğitim, hukuk, tıp, psikoloji gibi etkisi üniversitede aktarılan bilgiden ibaret olmayan disiplinlerin müfredatının, toplumda LGBTİ+’ların varlığını gözeterek oluşturulmadığı,

- LGBTİ+’ların üniversite eğitimleri sırasında ve sonrasında temel haklara erişemediği bulgulandı.

Bir bütün olarak değerlendirildiğinde her iki üniversitede de LGBTİ+’ların temel haklardan olan özel hayata saygı gösterilmesini isteme, mahremiyet, kişi olarak tanınma, ifade, toplanma, örgütlenme, hukuk önünde eşitlik, çalışma hakkı, eğitim hakkı, kültürel yaşama katılma hakkına erişemedikleri gözlemlendi.

Bulgular ışığında oluşan politika ve mevzuat eksikliklerinin derhal giderilerek bir tavsiyeler ise şöyle:

Üniversiteler barınma hakkını yerine getirmenin bir aracı olan yurt imkanının kullanılmasında trans kapsayıcı olmalı, bir yandan heteroseksüel öğrenciler için sağladığı standartları yükseltirken, LGBTİ+’lar açısından da eşitliği sağlayıcı pozitif aksiyonlar almalı, bunu iç mevzuatına yansıtmalı ve duyurmalıdır,

Yurt imkanları LGBTİ+ öğrencilere LGBTİ+ dostu bir oda arkadaşıyla eşleşme imkanı sunacak şekilde  kendini ikili cinsiyet sistemi dışında konumlandıran kişileri kapsayan alternatifleri yaratmalıdır,

Yurt ve diğer üniversite alanlarında yurt görevlisi olmayan diğer kişilerden kaynaklanabilecek fobik davranışlara karşı idari süreçler işletilmeli ve bunun yasal zemini oluşturulmalıdır,

Üniversiteler LGBTİ+’lara yönelik önyargı kaynaklı olayların ve nefret suçlarının raporlanması için genel prosedürlerden farklı olarak erişilebilir, görünür ve bilinen bir prosedür oluşturmalıdır,

Trans öğrencilerin geçiş süreçlerinin nüfus kayıtlarına ilişkin kısmı genel olarak mezuniyetten sonra tamamlanmaktadır. Üniversiteler, mezuniyetten sonra gerçekleşen kimlik bilgisi değişikliklerini, diploma ve transkript gibi kişinin hayatının sonuna kadar güncel olarak kullandığı belgelerde gerçekleştirmek konusunda hak odaklı yaklaşmalıdır,

Henüz resmi isim değiştirme sürecine girmemiş ya da girememiş trans öğrencilerin nüfus kayıtlarında yer alan isim ve cinsiyet hanelerine göre değil kendilerini tanımladıkları isim ve cinsiyete göre özelleştirilmiş hizmetler almaları sağlanmalı, yoklama tablosu gibi kayıtlar buna göre güncellenmelidir,

Üniversite yönetimleri 17 Mayıs, 20 Kasım gibi LGBTİ+ hareket ve onun kazanımları açısından sembolik tarihlerde kendi içindeki ve dışındaki kamuoyunun farkındalığını arttırmaya dönük beyanlarda bulunmalıdır,

Sivil toplumun en önemli unsuru olan örgütlü topluluk olmak için üniversite mevzuatı LGBTİ+’lar açısından engeller çıkarmaktadır, bu tip engelleyici ve bürokratik kuralların bir an evvel terk edilerek LGBTİ+ öğrencilerin kulüp ve topluluk kurmaları kolaylaştırılmalı ve üniversite bütçesinden kaynak kullandırılmalıdır,

Üniversitelerin mevzuatında bulunan ve LGBTİ+’lar aleyhine suiistimal edilmeye uygun olan “genel ahlak, edep” ve benzeri ifadelerin kaldırılmalı ya da bu  ifadelerin ayrımcı bir şekilde yorumlanamayacağına ilişkin hukuki güvenceler oluşturulmalıdır,

Akademik araştırma alanında, toplumsal cinsiyet çalışmaları, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve cinsiyet karakteristiğine ilişkin çalışmaları kapsayacak şekilde genişletilmeli ve desteklenmeli, olmayan yerlerde ise bu çalışmalar veya enstitüler kurulmalıdır,

Üniversite kurumsal olarak LGBTİ+ odaklı araştırma ve akademik çalışma yürüten öğretim üyelerine akademik özgürlük alanı sağlamalı ve bunu kamuoyu ile paylaşmalıdır,

Üniversitenin hangi program kapsamında olursa olsun çeşitlilik, kapsayıcılık, farklılıklara ilişkin bütün çalışma alanları, LGBTİ+ kapsayıcı olması için gözden geçirilerek revize edilmelidir ve ilgili programın elverdiği oranda bu konularda müfredata eklemeler yapmalıdır,

Hukuk Fakültelerinde veya müfredatında temel hukuk disiplinlerine yer veren programlarda net bir biçimde ayrımcılık konusuna yer verilmeli ve LGBTİ+’lara dönük ayrımcılık kapsama alınmalıdır,

Üniversiteler, yeni öğrencilerine dönük oryantasyon programları yürütmeli, bu programların içeriklerini cis-heteronormatif yaklaşımı dışta bırakarak inşa etmelidir,

Üniversiteler alanda çalışan hak örgütlerin deneyimlerinden de faydalanarak ayrımcılık politika belgesi oluşturmalı ve kamuoyuna duyurmalıdır,

LGBTİ+’lara dönük ayrımcılığa ilişkin veya bu ayrımcılık formunu da kapsayan bilgilendirici broşürler oluşturularak öğrencilere dağıtılmalı, üniversitenin görünür yerlerinde bulunan bilgilendirme panolarında farkındalığa dönük duyurular yapılmalıdır,

Üniversiteler psiko- sosyal danışmanlıkla ilgili üniversite birimlerinde LGBTİ+’ların sorunları konusunda uzmanlaşmış personel istihdam etmeli, LGBTİ+’ların kimliğe dayalı ihtiyaçlarından, deneyimlerinden ve bu kimliklerin yaşadığı sorunlardan haberdar olan bir personel eşliğinde LGBTİ+ destekçisi bir danışma hizmeti sunmalıdır,

Üniversiteler yeni inşa edilen veya büyük oranda tadilattan geçirilen tüm binalarda en az bir cinsiyet kapsayıcı tuvalete yer vermeli ve bunu yaygınlaştırmalıdır,

Üniversiteler, idari personelini LGBTİ+ farkındalığı ve hakları ile ayrımcılığı konularında bilgilendirme faaliyeti düzenlemelidir,

Ege Üniversitesinin cinsel yolla aktarılan enfeksiyonlarla ilgili test hizmetlerinin, başvurucuların kimlik bilgilerinin istenmeden (anonim) gerçekleşmesi sağlanmalı veya bu şekilde çalışabilecek başka merkezlere kurumsal destek vermelidir.

Genç LGBTİ+ Derneği’nin Üniversitelerde LGBTİ+ Eşitliğinin İzlenmesi 2020 Raporu’nu buradan ayrıntılı olarak inceleyebilirsiniz.


Etiketler: insan hakları, eğitim
nefret