23/04/2025 | Yazar: Kaos GL
“Direniş hattını 19 Mart'tan itibaren daha da büyüterek, bir dayanışma ağı halini almaya karar verdik ve feminist ilkelerle hareket eden bir yapı olarak UKaLA'yı oluşturduk.”

İstanbul’daki üniversiteli kadın ve kuir öğrenci toplulukları, 19 Mart’ta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla başlayan ve tutuklanmasıyla devam eden protestolardaki dayanışmanın ardından Üniversiteli Kadınlar ve LGBTİ+'lar Ağı’nı (UKaLA) kurdu.
Ağ, kuruluşunu sosyal medya hesaplarından “Direniş hattını 19 Mart'tan itibaren daha da büyüterek, bir dayanışma ağı halini almaya karar verdik ve feminist ilkelerle hareket eden bir yapı olarak UKaLA'yı (Üniversiteli Kadınlar ve LGBTİ+'lar Ağı) oluşturduk. Şimdi bu ağı; yalnızca birbirimize destek olmak için değil, aynı zamanda birlikte üretmek, birlikte güçlenmek ve mücadeleyi birlikte büyütmek için örüyoruz” ifadeleriyle duyurdu.
UKaLA’nın parçası olan kadın ve LGBTİ+ toplulukları da kampüslerde “Onur Yasa Tanımaz, İsyandan Doğar” ifadelerini taşıyan pankartları dalgalandırdı.
UKaLA’nın kuruluş açıklamasının tamamı şöyle:
“İktidar, bizleri susturmak için her yolu deniyor”
“Bizler, farklı üniversitelerden kadın ve kuir öğrenci toplulukları, kulüpleri ve bireyler olarak; var oluşumuzdan bu yana kendi haklarımız için alanlarda direnişte olduk. Bu direniş hattını 19 Mart'tan itibaren daha da büyüterek, bir dayanışma ağı halini almaya karar verdik ve feminist ilkelerle hareket eden bir yapı olarak UKaLA'yı (Üniversiteli Kadınlar ve LGBTİ+'lar Ağı) oluşturduk. 19 Mart'tan bu yana süren direnişlerde haksızlığa, hukuksuzluğa karşı omuz omuzaydık. Alanın özneleri olarak "Küfürle Değil, İnatla Diren!" diyerek hem kampüslerimizde hem de sokaklarda küfürsüz direnişin mümkün olduğunu birlikte gösterdik.
Şimdi bu ağı; yalnızca birbirimize destek olmak için değil, aynı zamanda birlikte üretmek, birlikte güçlenmek ve mücadeleyi birlikte büyütmek için örüyoruz.
Bu ağı örüyoruz çünkü bir araya gelmeden hiçbirimiz güvende değiliz!
İktidar, bizleri susturmak için her yolu deniyor. Kadın düşmanı politikalar, LGBTİ+ları hedef gösteren düzenlemeler, bedenlerimizi, yaşamlarımızı ve varoluşlarımızı kriminalize eden uygulamalar her geçen gün hızla artıyor.”
“Gökkuşağı bayrağı onurumuzun simgesiyken bir tehdit olarak algılanıyor”
“Cinsiyetçi, ayrımcı ve nefret dolu politikaların bir uzantısı olarak, üniversitelerdeki CİTÖK'ler (Cinsel Tacizi Önleme Komisyonu) sistemli biçimde işlevsizleştiriliyor. Öğrencilerin maruz kaldığı şiddet, ayrımcılık ve hukuksuz uygulamalar görmezden gelinirken, bu duruma karşı haklarımızı savunmamız suç haline getiriliyor. Kampüslerde sesimizi yükselttiğimiz her an, kayyum rektörlerin talimatıyla açılan disiplin soruşturmalarıyla bastırılmak isteniyoruz. Öğrenci gençliğe yönelik baskı; ÖGB'lerin (özel güvenlik birimlerinin) şiddeti, sivil polislerin gözetimi ve sürekli takip altında tutulmamızla sistematik bir hal almış durumda.
Kampüslerde yalnızca kadın ve kuir kimliklerimizle değil; etnik kimliğimizle, dilimizle, inançlarımız ve inançsızlıklarımızla da hedef haline getiriliyoruz. Irkçı ve ayrımcı söylemler kampüslerde cezasız bırakılırken, bu söylemlere karşı çıkan bizler soruşturmalarla, tehditlerle susturulmak isteniyoruz. Gökkuşağı bayrağı, kimliğimizin onurumuzun bir simgesiyken, 'tehdit' olarak damgalanıyor. Taciz vakaları karşısında üniversite yönetimleri çoğu zaman sessiz kalıyor, failler korunuyor, mağdurlar yalnızlaştırılıyor.”
“Homofobiye, transfobiye ve tüm baskı biçimlerine karşı mücadeleyi birlikte büyüteceğiz”
“Ve şimdi de LGBTİ+'ların temel hak ve özgürlüklerine doğrudan saldırı niteliğindeki yasa tasarılarıyla yaşamlarımız bir bütün olarak hedef alınıyor.
Bizler, kampüslerde ve sokaklarda varoluşumuzla direnmeye devam edeceğiz. Irkçılığa, cinsiyetçiliğe, homofobiye, transfobiye ve tüm baskı biçimlerine karşı mücadeleyi birlikte büyüteceğiz. Birlikte varız, birlikte güçlüyüz. Sesimizi kısmaya çalışanlara inat, sözümüzü söylemekten, 'Üniversiteler Bizimdir!' demekten, birbirimizle dayanışmaktan ve kendimiz olmaktan vazgeçmiyoruz. Varoluşlarımızla, kimliklerimizle, direnişimizle sözümüz ve mücadelemizle kampüslerden sokaklara bir ses çıkarıyoruz; kadın düşmanlığına, LGBTİ+ fobiye, ırkçılığa, baskılara, saldırılara karşı birlikte güçlenelim, birlikte mücadele edelim!”
Etiketler: insan hakları, kadın, yaşam, eğitim, aile, siyaset