14/08/2023 | Yazar: Kaos GL

“Yeni Şafak ve Aydınlık gazetelerinde yayımlanan, Dr. Zeki Bayraktar'a ait ve metin boyunca nefret içeren ifadeler hem bilime hem de gerçeklere aykırıdır.”

Üroloğun attığı taşı uzman hekimler çıkarmaya çalışıyor Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Deprem dolayısıyla rafa kalkan “başörtüsüne anayasal güvence getirilen ve ailenin yeniden tanımlandığı” anayasa değişikliği görüşmeleri sırasında komisyona davet edilen Ürolog Zeki Bayraktar, bu sefer de meslektaşlarını hedef aldı.

Yeni Şafak gazetesine konuşan Bayraktar, “Cinsiyet Disforisi Olan Ergenlere Endokrinolojik Yaklaşım: Türkiye’de Üçüncü Basamak Bir Merkezde Pediatrik Endokrinoloji Bölümü Deneyimi” başlıklı makaleyi yazan hekimleri hedef alarak, cinsiyet disforisi teşhisi konulan çocuklara hormon replasman terapisi uygulanmasını çarpıttı. Bayraktar ve Yeni Şafak, çocukların ameliyat edildiğini öne sürdü.

Bayraktar, Yeni Şafak’ta ayrıca devleti göreve çağırarak, LGBTİ+ düşmanı yasalar çıkartılmasını da talep etti.

Dekan Tükek: Kurulumuz en doğru kararı vermeye çalışmıştır

Bayraktar ve Yeni Şafak’ın iddialarına hekimlerden, meslek odalarından ve hekim derneklerinden tepkiler geldi. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, yayımlanan haber üzerine sosyal medya hesabından açıklama yaptı. Prof. Tükek, işlemin gerçekleştirildiği hastaların ameliyatlarının dışarıda yapıldığını ve kendilerine daha sonra başvurulduğunu ifade etti:

“Çalışmada ifade edilen mastektomi olguları da maalesef dışarıda ameliyatı yapılıp bizim kurulumuza başvuran hastalardır. Kurulumuz da bu hastalar için bilim, tıp ve yasalar çerçevesinde hareket ederek aileler ile birlikte en doğru kararı vermeye çalışmıştır.”

İstanbul Tabip Odası: Meslektaşlarımızın yanındayız

İstanbul Tabip Odası, “örgütlü saldırıya karşı meslektaşlarımızın yanındayız” dedi:

“Hakemli uluslararası bir dergide yayınlanan makeleleri nedeniyle meslektaşlarımız @yenisafak gazetesi tarafından yine hedef gösterildi. Bilimsel yazılara bilimsel yanıtlar verilir. Herhangi bir bilimsel itirazın olmadığı, etik kurul onayı alınarak yapılan bu bilimsel yayını, toplumda infial yaratmaya çalışan bir dille magazin malzemesi haline getirmeye hiçbir meslektaşımızın ve yayın organının hakkı yoktur. Bu örgütlü saldırı karşısında meslektaşlarımızın yanındayız.”

Türkiye Psikiyatri Derneği: Bilimsel hakikati savunmak hekimliğin vazgeçilmezlerindendir

“Çağdaş bilimsel veriler doğrultusunda mesleği icra etmek ve bilimsel hakikati savunmak hekimliğin vazgeçilmezlerindedir. Bilimsel görevlerden dolayı hedef göstermeler kabul edilemez. Meslektaşlarımızın hedef gösterilmesini kınıyoruz. Olayın takipçisi olacağız.”

Türk Pediatri Kurumu hekimleri hedef gösteren Bayraktar’a karşı yetkilileri harekete geçmeye çağırdı

Türk Pediatri Kurumu, Bayraktar’a tepki gösterdi ve hedef gösteren açıklamalarını kınadı:

“Çocuk sağlığı alanında ülkemizde ve dünyada önemli bir merkez olan ve, uluslararası bilim kurallarına göre karar veren İstanbul Tıp Fakültesi'ndeki meslektaşlarımızın uyguladığı tedavileri art niyetli bir şekilde farklı yönlere çekenleri kınıyoruz. Bu tür gayriahlaki, çarpıtılmış ve meslektaşlarımızı hedef gösteren haberlerin hem çocuklarımızın sağlığına, hem de oldukça zorlu bir eğitim sürecinin ardından yetişen ve zor koşullar altında fedakarca çalışan hekimlerimize zarar vereceği ortadadır. Yetkililerin, hekimleri hedef göstererek açık bir suç işleyen böyle bir davranışa karşı harekete geçmesini istiyoruz.”

Çocuk Endokrinolojisi Derneği: Hekimlerin bu şekilde itham edilmesi asla kabul edilemez

Çocuk Endokrinolojisi ve Diyabet Derneği de, Yeni Şafak’ın ardından Aydınlık gazetesinde de yayınlanan haberlere ilişkin kınama mesajı paylaştı. Derneğin internet sitesinde yer alan açıklamada, Bayraktar’ın nefret içeren ifadelerinin hem bilime hem de gerçeklere aykırı olduğu vurgulandı: Hem bilime hem de gerçeklere aykırı

“12 Ağustos 2023 tarihinde Yeni Şafak ve Aydınlık gazetelerinde yayımlanan, Dr. Zeki Bayraktar'a ait ve metin boyunca nefret içeren ifadeler hem bilime hem de gerçeklere aykırıdır. Özellikle de "ülkemizde cinsiyet değiştirme ameliyatlarını 18 yaşından önce başlatan merkezler olduğu" iddiası bütünüyle gerçek dışıdır. Ülkemizde cinsiyet hoşnutsuzluğu/uyuşmazlığı olan gençleri izleyen, sorunlarına eğilen ve tedavi veren hiçbir merkez 18 yaş öncesi ya da uluslararası kılavuzların önerilerinin dışında herhangi bir ameliyat yapılmasını desteklemez.

“Cinsiyet uyuşmazlığı nedeniyle önemli sorunlar yaşayan, kendine zarar verebilen ve bir an önce ameliyat olduğu takdirde her şeyin düzeleceğini düşünen gençlere yeterli psikiyatrik değerlendirme yapılmadan önce alınan bu tür kararların olumsuz sonuçlarını anlatan ve bu gençlerin sorunlarıyla ilgili bilimsel kılavuzlarda yer alan öneriler (1) doğrultusunda uğraş veren merkezlerin ve hekimlerin bu şekilde itham edilmesi asla kabul edilemez.

“Ülkemizde cinsiyet uyuşmazlığı yasayan gençlerle uğraşan tüm merkezlerde konusunda uzman çocuk ruh sağlığı uzmanları ve psikiyatristler basta olmak üzere ergen sağlığı uzmanları, çocuk ve erişkin endokrinologlar, 18 yaşından sonraki süreçte konseylerin kararlar doğrultusunda cerrahlar (kadın doğum, üroloji, plastik cerrahisi uzmanları) dahil olmaktadır.

“Çocukluk çağında cinsiyet kimliği ile ilgili çeşitli sorunlarla başvuran çocuk ve gençlerin önemli bir kısmında sorun cinsiyet karmaşasıdır; bu durum ergenlik sürecinde çözümlenir ve hiçbir girişime de gerek olmaz. Cinsiyet hoşnutsuzluğu/uyuşmazlığı yasayan gençler uluslararası kılavuzlarda da belirtildiği üzere öncelikle uzun süreli bir değerlendirme sürecinden geçerler. Bu süreçten sonra ancak bu durumun uzun süreli olduğu anlaşıldığı takdirde öncelikle gencin kendisine zarar vermesi olasılığını da doğuran ergenlik gelişmelerini tamamen geri dönüşümlü olarak durdurabilen tedaviler kullanma yoluna gidilir. Tıbbi tedaviler gençlerin zarar görmesine engel olmak amacıyla kullanılır (2). Tüm kararlar uzun süreli değerlendirmelerden sonra, cinsiyet uyuşmazlığı ile ilgili yukarıda belirtilen disiplinlerden oluşan kurullarda tartışılarak alınır ve uygulamada da gençler yakından izlenerek sürdürülür.

“Tek gayesi yaşama değer vererek, sağlığı önemseyerek korumaya çalışmak olan, tüm gençleri eşit görerek, cinsiyet kimliği ile ilgili geçici ya da uzun süreli sorunları olan gençleri yok saymadan, onların acılarını görmezden gelmeden çözüm üretmeye çalışan İstanbul Üniversitesi’nin son derece değerli öğretim üyesi hekimlerini hedefe koyan; gençleri ve acılarını yok sayan, görmezden gelen, başta Dr. Zeki Bayraktar'ı ve buna alet olan Yeni Şafak ve Aydınlık gazetelerini kınıyoruz.”

Zeki Bayraktar, Anayasa Komisyonu’na da davet edilmişti

Adalet Kalkınma Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi ve Büyük Birlik Partisi’nin Meclis Başkanlığı’na 9 Aralık 2022’de getirdiği “başörtüsüne anayasal güvence getirilen ve ailenin yeniden tanımlandığı” anayasa değişikliği teklifinin konuşulduğu Meclis Anayasa Komisyonu’nda sene başında cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği başlığı konuşuldu.

“Bu sapkın akımın…”

Komisyonda tartışma dönemin Milliyetçi Hareket Partisi İstanbul Milletvekili Feti Yıldız’ın “LBGT”nin -adını bile söyleyemiyoruz- bu sapkın akımın lobilerini her türlü maddi olarak desteklemekte ve büyük bir algı oluşturmaktadır” sözleriyle açıldı.

Konuya dair uzman değerlendirmesi için Komisyon’a LGBTİ+’lara yönelik bilim dışı ve ayrımcı sözleriyle tanınan Ürolog Prof. Dr. Zeki Bayraktar getirildi.

Bayraktar’ın temelsiz iddialarına göre ayrımcılık değil var oluş ömrü kısaltıyor

Bayraktar bilimsel bir geçerliliği olmayan iddialarında eşcinsel ve trans varoluşu “erken çocukluk döneminde hatalı ebeveyn davranışları”na bağladı: “Akılcı yöntemlerle, panik yapmadan doğru bir şekilde yönetemezsek ne yazık ki önümüzdeki yıllarda eşcinsel ve transeksüel vakalarda bir patlamayla karşı karşıya kalabiliriz” dedi.

Bayraktar, Anayasa’da ailenin ayrımcı saiklerle tanımlanmasını içeren teklifi, “LGBTİ+’ların ortalama ömrünün on altı ila yirmi altı daha kısa olduğu” iddiasına dayandırarak “devletin vatandaşın ruh ve beden sağlığını korumakla yükümlü” olmasıyla gerekçelendirdi. Bayraktar iddiaları için “Bunu psikiyatristler bilmezler” dedi.

Bayraktar’ın bilim dışı iddiaları bunlarla da bitmedi; toplumdaki ayrımcılığın, heteronormatif ve ikili cinsiyetli toplum düzeninin LGBTİ+’larda yarattığı psikolojik baskıyı “eşcinsel ve transseksüel” olmakla ilişkilendirdi. Toplumda herkes için geçerli olan cinsel yolla bulaşan enfeksiyonları LGBTİ+ olmaya bağladı.

CHP Milletvekili Emir: Ruh sağlığını korumak, cinsel kimlik bunlar üroloğun alanı mı? Bu yüce Meclis bunlara mahkûm mu?

Bayraktar’ın ayrımcı ve bilim dışı iddialarına dönemin Cumhuriyet Halk Partisi Malatya Milletvekili Murat Emir karşı çıktı. Emir, Ürolog Bayraktar’ın konunun uzmanı sıfatıyla dinlenmesini doğru bulmadığını şu cümlelerle açıkladı:

“Hiç olmazsa bakın “sapkınlık”, “sapıklık” falan deniyor, Türk Psikiyatri Derneği’nin bir temsilcisini çağırın demiştim. Bilim insanı gelsin, Türk Tabipler Birliğinden de gelsin ve bu konuda bizi aydınlatsınlar. Ben burada bir cehalet görüyorum. Soruyorum, bakın kullandığınız kelimeleri söylüyorum, ergenlik karmaşası, cinsel kimlik arayışı, normatif davranış, psikolojik sorunlar, intihar, depresyon bunlar üroloğun işi değil arkadaşlar, bunlar psikiyatristlerin işi, psikologların işi, ergen psikiyatrisiyle uğraşanların işi; getirin bir tane uzman onlar anlatsın bunları. Ya, bu yüce Meclis bunlara mahkûm mu?

Murat Emir’in sorusunu üzerine Bayraktar Psikiyatristlerin hiç interseks görmediğini ileri sürdü. 


Etiketler: insan hakları, medya, nefret suçları, eğitim, sağlık
İstihdam