09/02/2021 | Yazar: Kaos GL
Velvele’nin podcast serisinde yeni bölüm: Ari ve Bawer ikinci sezonun üçüncü bölümünde kayyum rektöre karşı protesto hakkını kullanan öğrenciler üzerinden LGBTİ+’lara karşı örgütlenen nefret ortamı ve saldırılar odağında Boğaziçi Direnişi gündemine bağlanıyor.
Velvele.net’in podcast serisi; sosyal bilimler alanında akademik çalışmalar yürüten, çevirmen ve yazar Ari Büyük (İstanbul) ve gazeteci-yazar Bawer Murmur’un (Barselona) COVID-19 salgını ve karantina günlerini kuir bir perspektiften değerlendirmeleriyle devam ediyor.
İkili serinin ikinci sezonunun üçüncü bölümünde yayın akışına bir ara verip; Boğaziçi Üniversitesi’nde kayyum rektöre karşı protesto hakkını kullanan öğrenciler üzerinden örgütlenen nefret ortamı ve saldırılar odağında Boğaziçi Direnişi gündemine bağlanıyor.
Ari ve Bawer’in “Birimiz Türkiye’de diğerimiz ülke dışında gelişmeleri takip ederken neler hissettik, hissediyoruz?”, “Varlığımızın tekrar tekrar sorgulamaya açılmasını nasıl değerlendiriyoruz?”, “Sadece varlığımıza değil, hafızamıza ve tarihimize yönelik bu saldırılar karşısında savunmada mı kalmalıyız, başka stratejileri mi denemeliyiz?” ve “Bu süreçte LGBTİ+’larla yan yana duranlar mücadeleyi sahiplenmek ve desteklemek için neler yapabilirler?” soruları üzerinden hem beyin fırtınası yaptığı hem de birbirlerine ve dinleyenlere güç vermeyi amaçladığı bölümü buradan dinleyebilirsiniz.
Spotify dışında dinleyebileceğiniz platformlara da buradan göz atabilirsiniz.
İlk sezonunda Velvele podcast serisi
İlk bölümde koronavirüs salgını ve karantina günlerini konuşan Ari ve Bawer, ikinci bölümde Türkiye'de salgınla birlikte yükselen “yaşlılara” yönelik ayrımcı, alaycı, dışlayıcı tavra yarattığı kargaşaya ve yine yeni yeniden hortlayan muhbir vatandaşlığa eğilmişti. Üçüncü bölümde trans aktivist ve işletmeci Üzüm Derin Solak’ın katılımıyla karantinanın LGBTİ+’ların sosyalleşme alanlarına, gece hayatına ve aktivizme etkileri masaya yatırılırken, dördüncü bölümde salgının yarattığı ruh halleri ve alışık olunmayan bu durumu içe sinmeden normalleştirmenin yarattığı baskı konuşuldu. Beşinci bölümün konusu ise ise LGBTİ+’lara yönelen nefret ve karanlığa direnen lubunyalar olurken, altıncı bölümde ise ikili “Seksten n’aber?” diye sormuştu.
Etiketler: insan hakları, medya
