21/09/2018 | Yazar: Aslı Alpar
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi,hakem Halil İbrahim Dinçdağ’ın 2015 yılında kısmen kazandığı maddi manevi tazminat davasının kararını bozdu.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, eşcinsel olduğu gerekçesiyle hakemlik yaptırılmayan hakem Halil İbrahim Dinçdağ’ın 2015 yılında kısmen kazandığı maddi manevi tazminat davasının kararını bozdu.
Hakem Dinçdağ’ın avukatı aracılığı ile İstanbul 20. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde Türkiye Futbol Federasyonu aleyhine açtığı ve 2015 yılında sonuçlanan maddi ve manevi tazminat davasında Dinçdağ’a, 3 bin TL maddi, 20 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmişti. Ancak kimliği ifşa olan ve işsiz kalan Dinçdağ’ın mahkemeden talep ettiği tazminat miktarı 110 bin liraydı. Bu tutar maddi tazminatın Dinçdağ’ın girmesi gereken ve mesleğinden men edildiği için giremediği maçlara göre hesaplanmıştı ancak mahkeme bu tutarın çok daha altında kalan ve neye göre hesaplandığı belli olmayan bir tazminat ödenmesine karar vermişti.
Hakem Dinçdağ’ın avukatı Fırat Söyle maddi ve manevi tazminat tespitinin yeniden yapılması ve kimliğinin ifşa edildiği iddiasının değerlendirilmesi istemiyle Yargıtay’a başvurmuştu. Yargıtay bu kararı 3 yıl sonra bozarak Hakem Dinçdağ’a manevi tazminat ödenmemesine karar verdi.
Yargıtay kararı ne diyor?
Yargıtay kararında, “kişilik değerlerinin zedelenmesi (TMK 24), isme saldırı (TMK 26), nişan bozulması (TMK 121), evlenmenin feshi (TMK158), bedensel zarar ve ölüme neden olma (BK 47) durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesi (BK 49)”ni manevi tazminata karar verilebilmesi için gerekli koşullar arasında sayıyor.
Ancak bu koşullardan “kişilik değerlerinin zedelenmesi”ni kişilik haklarına dâhil olduğunu ve kişilik haklarının da kişisel varlıkların korunmasıyla ilgili olduğunu söylüyor. Yargıtay kararında, “Kişisel varlıklar, bedensel ve ruhsal tamlık ve yaşam ile nesep gibi insanın, insan olmasından güç alan varlıklar ya da kişinin adı, onuru ve sır alanı gibi dolaylı varlıklar olarak iki kesimlidir. Tekniğin gelişimi ve yaşam koşullarına göre belirlenmiş varlıklar, açıklanan olgularla çevrelendirildiğinde, davaya konu olayın bu çerçeve dışında kalması durumunda manevi tazminat isteği reddedilmelidir” diyor ve manevi tazminat koşulları oluşmadığına hükmediyor.
Yargıtay kararına itiraz edildi
Avukat Söyle, Yargıtay’ın kararına, usul başta olmak üzere Anayasaya, Türkiye’nin imzaladığı uluslararası antlaşmalara, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına, yasalara ve Yargıtay kararlarına aykırı olması nedenleriyle karar düzeltme dilekçesi verdi.
20 Eylül Perşembe günü sunulan karar düzeltme dilekçesinde, Yargıtay kararının temyiz talebini tümden reddettiğini ve bununla da kalmayıp; yerel mahkemenin kısmen kabul kararını da bozarak yeni bir ayrımcılığa imza attığı belirtiliyor.
Avukat Fırat Söyle kararı KaosGL.org’a şöyle değerlendirdi: “Yargıtay kararı sırf bozmak ve Türkiye Futbol Federasyonu lehine bir karar vermek için hukuk bilgilerimizi adeta kargaşaya sürükleyecek olan bir metne imza atmıştır. Yargıtay kararı muğlak ve çelişkili ifadelerden ibaret.”
“Yargıtay kararında manevi tazminat koşullarını "duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü" şeklindeki değerlendiriyor oysa bunun tam aksine duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zararın ta kendisidir.”
“Bu durum tam da manevi tazminat koşulları kapsamına girmekte”
“Diğer yandan Yargıtay’ın açık bir biçimde davacının isteminin kişilik hakkıyla olan bağını değerlendirmesi gerekir. Müvekkile yönelik eylemlerin haksız eylem olup olmadığının değerlendirilmesi; zararın oluşup oluşmadığını; zarar oluşmamışsa neden oluşmadığını? Davalının hukuka aykırı bir fiili yoksa neden yoktur? Zarar ile hukuka aykırı fiil arasında nedensellik bağı mevcut görülmüyorsa, neden görülmemiştir? Bu sorulara cevap vermesi gerekir. Oysa Daire, kararında "olayın gelişim şekli bir bütün olarak değerlendirildiğinde manevi tazminat koşulları oluşmamıştır" diyerek geçiştirmektedir. Son derece matbu bir karar olup gerekçesizdir. Gerekçesiz karar Anayasaya da aykırılık teşkil eder.”
“Son olarak Yargıtay’ın kararda şu görmezden gelinmekte: Davalının, müvekkile dair özel yaşamın gizliliğinin ihlali niteliğindeki bilgileri 3.kişilere ulaştırılması ve bu bilgilerin basında yer alması ile birlikte müvekkilin onuru, sır alanı, özel yaşamı olan kişilik hakları açıkça ihlal edilmiş, saldırıya uğramıştır. Bu durum tam da manevi tazminat koşulları kapsamına girmekte.”
Hukuki süreç nasıl devam edecek?
Av. Söyle hukuki sürecin Yargıtay’a yapılan karar düzeltme talebi ile gelecek yanıta göre şekilleneceği söyledi. Av. Söyle, “Büyük ihtimalle Yargıtay aynı kararı verecek. Böylece dosya yeniden İstanbul 20. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gidecek. Yerel mahkeme kararında direnirse bu defa dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na taşınacak” dedi.
İlgili haber:
Eşcinsel hakem davayı kazandı, mahkeme ayrımcılığı cezalandırdı
Dinçdağ: Bu dava LGBTİ hareketinin kazanımıdır!
Mahkeme Dinçdağ’ın kimliğinin ifşa edilmesini görmemiş
Etiketler: insan hakları, çalışma hayatı