26/02/2019 | Yazar: Aslı Alpar
Ankara Valiliği’nin Kasım 2017’den beri sürdürdüğü LGBTİ+ yasağı hakkında bugün Erinç anlatıyor.
Ankara Valiliği’nin Kasım 2017’den beri sürdürdüğü LGBTİ+ yasağı hakkında bugün Erinç anlatıyor.
18 Kasım 2017’de Ankara Valiliği’nin Olağanüstü Hal Kanunu’nu (OHAL) kullanarak, OHAL’in kaldırılmasının ardından da 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nu gerekçe göstererek yasakladığı LGBTİ+ etkinlikleri LGBTİ+ var oluşu kriminalize ediyor, Anayasa’nın tanıdığı bir hak olan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını ve ifade özgürlüğünü ihlal ediyor.
Peki, LGBTİ+’lar bu yasak hakkında ne düşünüyor, ne hissediyor? Bu sorudan yola çıkarak hazırladığımız yazı dizisinde Ankara’da yaşayan LGBTİ+’lar kaosGL.org’a yasağın kendilerini nasıl hissettirdiğini anlattı.
Yazı dizimizin bugünkü konuğu Erinç. Erinç
“Koskoca dünya Ankara'dan ibaret değil ya!”
“Valinin yasaklarını ilk duyduğumuzda 2-3 arkadaş, aklımıza gelenleri düşünüyoruz da şimdi...
“Birbirinden farklı düşüncelerimiz vardı, ama alışmıştık da, ilk olarak her zamanki gibi tarih boyunca gördüğümüz kadın ve LGBTİ eylemlerinde polislerin, iktidardakilerin suratlarından akan “kadın olmasanız ve/veya bu kadar kadınsı olmasanız hemen dağıtırdık eyleminizi, şükredin ama bizde kadına el kalmaz” bakışları, lafları... (Ki hepimiz biliyoruz el, ayak vs. kalktığı da çok çoook pek çook olmuştur) Hoop, 2013 İstanbul Onur Haftası'nda 10.000 kişi yürüdük derken, 4 sene sonra direkt yasaklandık “Sizin neyinizden korkcazz be ama bu dönemde ilk olarak sizi yasaklıyoruz ibneler!” diyen, 4 senede bu topraklarda “LGBTİ+ olamaz” diye karar verdiler. İşine göre davranan, ikiyüzlü “ataerkil, heteroseksist sistem” yine, ilk bizi vurdu dedik.
“Bir diğer yandan da “yorulduk bee ya bu sayede az da olsa dinleniriz dostlar, yoldaşlar, canlar fena olmaz mı? Kendi içimize dönüp arşivlerimizi tararız, yaptıklarımızı gözden geçiririz, zaman bulamayıp yarım bıraktığımız şeyleri tamamlarız diye düşündük. Tabi ülkenin hali malum iyice anksiyeteler, depresyonlar peşimizi bırakmaz, stresimize streste ekleriz, bu yasakla ama olsun! Bu dönüşümlü “Güllü, Kibariye, Bergenli ruh halleri” bir nevi daha bir örgütlenmemizi, dayanışmamızı, yaratıcılığımızı besler işte budur, şerefe! Eeee başka başka?
“Azcık dinlendikten sonra yine çalışmaya devam elbet, sergiler, sinema gösterimleri vb. yasak olsa da tek bildiğimiz şey ‘SANAT’ ile mücadeleye, çalışmaya devam edeceğiz, yazacağız, çekeceğiz, oynayacağız, oraya, buraya koşturacağız, koskoca dünya Ankara'dan ibaret değil ya!
Uluslararası Homofobi, Bifobi, Transfobi Karşıtı Gün, 17 Mayıs 2014, Ankara
“Benim önceliğim başta sinema, video aktivizm, videoculuk, vilogculukla iyice yürüteceğiz bu mücadele işlerini anladım, sonuç seneler seneler geçecek bu 2014 17 Mayıs'ı fotoğraftaki gibi daha nice yürüyüşlerimiz olacak, Demirel'in sözü alakasız bir şekilde aklıma geldi, o bu sözlerle yine grevcilerle, eylemcilerle dalga geçiyordu o dönem de ne yazık ki, fakat LGBTİ eylemlerinin, etkinliklerinin anarşist, devrimci yönünün yanı sıra sevgiye, aşka çağırmasıyla, karnaval edasıyla (Demirel'in sözünü biraz değiştirerek...) “Bırakın yürüyelim, yürümekle yollar aşınmaz, fakat... ' O ‘fakat’ın sonuna o kadar çok şey düşündüm ki noktalarımı koyup susmayı yeğledim, sevgilerle…”
İlgili haberler:
Yasağı kaldır: Oralarda yine çocuklar olacak
Yasağı kaldır: Herkesin kazandığı bir dünya
Yasağı kaldır: Aşkla, arzuyla özgürce yürüdüğümüz
Yasağı kaldır: Bu hep bir kavgaydı
Yasağı kaldır: Bir kadınla ilk kez öpüştüğüm…
Ankara Valiliği hep aynı nakarat: “LGBTİ etkinliği yasak!”
Ankara Valiliği’nden ‘LGBTİ etkinliklerine’ süresiz ‘genel ahlak’ yasağı
Yasağı kaldır: Bir nevi oto sansür
Etiketler: insan hakları