13/04/2022 | Yazar: Aslı Alpar
İzmir, Alsancak’ta seks işçisi trans kadınlar barınma hakkı ihlallerine karşı bir araya geldi.
İzmir, Alsancak’ta bugün (13 Nisan) seks işçisi trans kadınlar barınma hakkı ihlallerine karşı bir araya geldi.
Alsancak’taki Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde buluşan LGBTİ+ aktivistleri ve seks işçisi trans kadınlar basın açıklamasında “Genel ahlak’ anlayışı gerekçe gösterilerek biz seks işçisi trans kadınlara yönelik son yıllarda şiddeti artarak devam eden baskılara dur demek için burada toplandık” dedi.
İzmir’de son altı ayda gerçekleşen transfobik nefret saldırılarının öfkesini taşıdıklarını söyleyen seks işçisi trans kadınlar hatırtlattı:
“20 Kasım gecesi Bornova sokağında bir saat arayla aynı fail tarafından iki farklı bıçaklı saldırının gerçekleştiğini, 25 Kasım’da ise Basmane gar önünde 2 trans kadın arkadaşımıza saldırıldığını ve birinin katledildiğini; *16 Ocak’ta Karabağlar’da bir trans kadının öldürüldüğünü tekrar söylüyor* ve adalet arayışımızın sürdüğünü haykırıyoruz.”
Basın açıklamasına katılan Hakların Demokratik Partisi İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay da söz aldı. Kemalbay, “Bir arada yaşamayı öğreneceğiz. Trans yaşamlar değerlidir” dedi.
Basın açıklamasında trans kadınlar taleplerini şöyle sıraladı:
*Hukuksuz ev kapamalarının son bulması ve hukuksuz bir şekilde mühürlenen ikamet yerlerinin yeniden açılması,
*Keyfi ceza ve kısıtlamaların derhal durdurulması ve delilsiz yazılan cezaların iptal edilmesi,
*Yaşam alanlarımızda sürdürülen polis ablukasının kalkması,
*İlkim Delal Cemre Özenin serbest bırakılması,
*Görevi kötüye kullanan polis memurları hakkında soruşturma başlatılması,
*Transların temel insan hakları ve kent haklarına eşit erişimin önündeki engellerin kaldırılarak hakların hayata geçirilmesi,
Trans hayatlarımız değerlidir.
Açıklamanın tamamı şöyle:
Basına ve kamuoyuna,
‘Genel ahlak’ anlayışı gerekçe gösterilerek biz seks işçisi trans kadınlara yönelik son yıllarda şiddeti artarak devam eden baskılara dur demek için burada toplanmış bulunmaktayız. Her türlü iktidar aracıyla giderek hayatın her alanına yayılan ve şiddeti artan transfobiye karşı korkmadığımızı ve bir arada olduğumuzu dile getiriyoruz. İzmir’de son altı ayda gerçekleşen transfobik nefret saldırılarının öfkesini hala taşıyoruz. 20 Kasım gecesi Bornova sokağında bir saat arayla aynı fail tarafından iki farklı bıçaklı saldırının gerçekleştiğini, 25 Kasım’da ise Basmane gar önünde 2 trans kadın arkadaşımıza saldırıldığını ve birinin katledildiğini; 16 Ocak’ta Karabağlar’da bir trans kadının öldürüldüğünü tekrar söylüyor ve adalet arayışımızın sürdüğünü haykırıyoruz. Tüm bu saldırılardan çok kısa bir zaman sonrasında ise Alsancak’ta yaşadığı sokakta saldırıya uğrayan bir trans kadın arkadaşımızın polisten yardım istemesine karşılık “sizi korumak benim görevim değil” dediğini hatırlatıyor ve örgütlü nefreti ve açıkça ayrımcılığı teşhir ediyoruz.
Tüm yaşanan nefret cinayeti ve saldırılarının yanı sıra evlerinin önünde, yürüdükleri sokaklarda markete giderken, arkadaşlarıyla otururken ve hatta sadece kimlik bilgilerinin elde edilmesiyle hiçbir gerekçe gösterilmeden trans kadınlara ‘genel ahlakın’ arkasına sığınılarak ve 5237 sayılı ‘Kabahatler Kanunu’ gerekçe gösterilerek keyfi ve hukuksuz şekilde kolluk güçleri tarafından sistematik olarak para cezaları kesilerek transfobik şiddet sürdürülmektedir. Açıkça hukuksuz biçimde görevi kötüye kullanan kolluk kuvvetleri trans kadınların yaşadığı sokaklarda adeta abluka altına süreğen bir baskı ve keyfi ceza şiddetine maruz bırakılmakta ve sistematik olarak insan hakları ihlal edilmektedir. Bu ülkenin vatandaşları olan trans kadınlar olarak herkes kadar ve herkes gibi her türlü insan hakkı ve kent haklarından yararlanmak istiyor ve haklarımızdan taviz vermeyi reddediyoruz.
Geçtiğimiz aylarda trans kadınların yaşadığı 6 ev delilsiz, usulsüz ve hukuksuz şekillerde mühürlenmiş ve yaşadıkları evlere giremez hale getirilen trans kadınlar açıkça barınma haklarından yoksun bırakılmıştır.
Etiketler: insan hakları, çalışma hayatı, kent hakkı, barınma