21/07/2021 | Yazar: Anjelik Kelavgil
17 Mayıs Derneği, 1. Aydın LGBTİ+ Onur Haftası’nda Yaşlı LGBTİ+’lar oturumu yaptı.
17 Mayıs Derneği, 1. Aydın LGBTİ+ Onur Haftası’nda Yaşlı LGBTİ+’lar oturumu yaptı. 10 Temmuz günü saat 15:00’te başlayan oturum “Yaşlı LGBTİ+’lar: Dünyada ve Türkiye’de Durum” raporunun yazarı Av. Yasemin Öz’ün katılımıyla gerçekleşti.
Av. Yasemin Öz, yaşlı LGBTİ+’lar ve sorunlarına değindiği anlatısında yaşlılığın LGBTİ+ hareketinin gündemine nasıl girdiğinden bahsetti:
“Türkiye’de LGBTİ+ hakları yok; ayrımcılık yasağı ve LGBTİ+’ları kapsayan bir eşitlik maddesi yok. Hakların olmadığı bir yerde haliyle küçük grupların da hakları tanınmamış oluyor. Hareket başladığında yaşlılık gündemimizde değildi. Bizden önceki kuşaklar aktivizmin içinde olmadıkları ve sayıca az oldukları için LGBTİ+ siyaseti yapmak bizim jenerasyonla başladı ve biz de o dönemin ihtiyaçlarına göre hareket ettik. Şimdi, LGBTİ+ siyasetini başlatan o kuşak ellili yaşlarına yaklaştı ve haliyle süreç içerisinde yaşlandı.
“20’li yaşlar LGBTİ+ hareketinin altyapısını kurma yaşlarıydı bizim kuşak için. Kişiler içim 30’larda hayata dair şeyler yavaş yavaş otururken 40’lardan sonra hem vücüy hem de zihin yorgunluğu başlıyor ve başka ihtiyaçlar gündeme geliyor. LGBTİ+’lar hayatın her alanında kalitesiz bir hayat sürdüğü için sağlık sorunlarıyla daha fazla karşılaşabiliyor. Haliyle ayrıcalıklı heterolara nazaran LGBTİ+’lar daha erken yaşlanmaya başlıyor. Hetero merkezli sistemin yaşlılığa bir çözüm üretmemesi ve yaşlılara dair meseleleri heteroseksüel aile kurumuna bırakması; LGBTİ+’ların yaşlılığa dair düşünmesine neden oluyor. Çoğu aile kurmayan LGBTİ+’ların yaşlandığında ihtiyaçlarının nasıl karşılanacağı sorunu bu çalışmaları başlattı.”
LGBTİ+’ları gören bir mevzuat olmadığından yaşlılara dair mevzuata baktıklarını belirten Öz; yaşlılar için de mevzuatın neredeyse hiç gündeme gelmediğini; devletin pozitif yükümlülüklerini yerine getirmeyerek yaşlı bakımının tamamen aile kurumuna bırakıldığını belirtti. Bu sebeple yaşlılığın çok büyük bir dışlanma mekanizmasına dönüştüğünü vurgulayan Öz; yaşlıların bir arzu nesnesi olarak da görünmediğini ve cinsellik dışı bir alana itildiklerini söyledi. “Kuşaklar arasında dehşet br kopukluk var; teknoloji çok gelişti ve yaşlıların bu gelişime adapte olamaması bu kopukluğu daha da derinleştiriyor. Her şeyin bu hızla değişmesi özellikle pandemi döneminde bu kopuşun ne boyutlarda olduğunu ortaya çıkardı.” dedi.
Türkiye mevzuatında yaşlılığın yalnızca huzurevi, bakım evi ekseninde ele alındığını ve buna indirgendiğinin altını çizen Öz; toplumsal yaşam içerisinde yer alma, karar alma mekanizmalarına dahil olma, kültürel faaliyetlere katılmaya dair bir kurgunun yaşlılar söz konusu olduğunda işlemediğini belirtti. Türkiye’de sosyal devlet mekanizmasının yaşlılar açısından yetersiz olduğunu; bu açığı özel sektörün kapatmaya çalıştığını ancak bu hizmetin paralı olması yaşlı LGBTİ+’ların bu hizmetlerden yararlanamamasına neden oluyor dedi.
Akademinin de yaşlılar ve yaşlılığı gündemine almadığını belirten Av. Yasemin Öz; uluslararası mekanizmalarda da yaşlılığın ve yaşlı hakların ele alınmadığını, bu konuda yalnızca BM’nin Yaşlılık İlkeleri’nin olduğunu ancak yaptırım gücü olmadığı için bu ilkelerin yalnızca idealin sınırlarını çizdiğini söyledi.
Av. Yasemin Öz sözlerini “Biz gelecek dünyayı kurmak zorundayız, biz gelecek aklı da temsil ediyoruz. Ve gelecek aklı temsilen geçmiş akılla çatışıyoruz doğal olarak; ancak dünyanın değişmesi gerekiyor, bunu istiyoruz ve bunu kurmak da bize kalıyor” diyerek sözlerini tamamladı.
Etiketler: insan hakları