25/04/2011 | Yazar: Gülistan Aydoğdu

"İnsan haklarını temel alan, ayrımcılık karşıtlığını ilke edinen bir yöntem geliştirebilirsek ancak mevcut olandan kopuş anlamına gelecek bir süreç ve bu süreçte g

Yeni Anayasa Mücadelesinde Etik Seçimimiz Ne Olacak? Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

"İnsan haklarını temel alan, ayrımcılık karşıtlığını ilke edinen bir yöntem geliştirebilirsek ancak mevcut olandan kopuş anlamına gelecek bir süreç ve bu süreçte gerçekten özgürlükçü bir anayasa yaratabiliriz."
 
Demokratik Anayasa Hareketi Girişimi'nin Ankara’da düzenlediği "Demokratik Anayasa Kurultayı" 23-24 Nisan’da yapıldı.

Kurultay’da konuşan Prof. Dr. Mithat Sancar, "Anayasa hayatın içinde yazılır. Şimdi anayasa sokaklarda yazılıyor. YSK'nin kararına karşı gösterilen tepkiler de, sivil itaatsizlik eylemleri de yazılması zor anayasa kurallarını yazıyor" dedi.

Demokratik Anayasa çalışmalarında aktif rol alan Tacim Şimşek, sürece ilişkin bazı bilgiler verdikten sonra sözlerini şöyle sürdürdü: “Değişik anayasa tartışma platformlarındaki süreci izlediğimizde şunu gördük. Anayasayı parlamento yapmalıdır fikri yerine, yeni oluşturulacak kurucular meclisi ya da başka oluşturulacak kurumlar tarafından yapılması fikrinde ortaklaşmalar olduğunu gördük. Bu süreç aynı zamanda tolumun demokratikleşme sürecide olmalıdır.”

Kaos GL Derneğinden Ali Erol, LGBT örgütlerin bir araya gelerek Gökkuşağı Koalisyonu oluşturduklarını söyledi. Kaos GL olarak Demokratik Anayasa Hareketi Girişimi ile Özgürlükçü Anayasa Platformu ile birlikte çalıştıkları bilgisini verdi.
Erol, Mithat Sancar’ın anayasa “güçler dengesi ile yapılır” sözünün mevcut sürecin malumu olduğunu ama bu yöntemin bir kopuş anayasası yaratmaya yetmeyeceğini belirtti. Asıl olanın etik seçim olması gerektiğini belirten Ali Erol şunları söyledi:
“Güçler dengesi ile yapılacak anayasada bizim ilkemiz ne olacak? Etik seçimimiz ne olacak? İnsan haklarını temel alan, ayrımcılık karşıtlığını ilke edinen bir yöntem geliştirebilirsek ancak mevcut olandan kopuş anlamına gelecek bir süreç ve bu süreçte gerçekten özgürlükçü bir anayasa yaratabiliriz. Güçler dengesinin dışında kalan güçsüzler ne olacak? Farklılıklarımız ile hayatın içinde nasıl karşılaşacağız? Siyasetimiz, etik seçimimiz insan hakkı temelli olacaksa, her türlü ayrımcılığa karşı olacaksa ancak başarılı olabilir.”

Daha sivil anaysa tartışmaları başlamadan çok önce ilk defa 1 Mayıs meydanlarında, kulaklar alışsın diye Anayasanın 10. Maddesine “cinsel yönelim” eklensin diye slogan attıklarını hatırlattı.

“Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği” realitesinin adı anılarak tanımlanmasında ısrarcı olacaklarını söyleyen Erol, “diğer” ya da “ve benzeri” gibi ifadelerin “cinsel yönelim, cinsiyet kimliği” realitelerini karşılayabileceğini düşünenler olsa da ayrımcılığa ve şiddette maruz kalanlar, hak arama veya yasal korunma süreçlerinde “diğer” ibaresi kapsamına alınmıyor, dedi. 

Birleşmiş Milletlerin (BM) “Eşcinseller öldürülmesin” diye çok basit bir cümle önerdiğini ama Türkiye’nin imzalamadığını belirten Erol, Devlet böyle yaklaşırken yeni anayasa sürecine dâhil olan bazı sivil toplum çevreleri de nefret cinayetlerine en çok maruz kalan LGBT grubunun “cinsel yönelim” ve “cinsiyet kimliği” ile yaşam hakkının güvenceye alınması ve ayrımcılığa uğramamaları için alınacak önlemlere karşı sergiledikleri inkâr ile devletten farklı düşünmediklerini söyledi.
 
Kaos GL adına Kurultay’a katılan Ali Erol, Bildirge’ye, kadın örgütleri ile birlikte ortaklaştıkları taleplerden “yaş”, “medeni hal” gibi ibarelerin de eklenmesini önerdi.

Çalışmaları ve gözden geçirmelerin devam edeceği bildirge ile hazırlanacak olan yeni anayasada yurttaşlar arasında cinsiyet, toplumsal cinsiyet, yaş, medeni hal, cinsel yönelim, dil, ırk, etnik köken, her türlü düşünce, toplumsal köken, dinî inanç, fiziksel veya zihinsel engellilik ve benzeri farklılıklara dayalı her türlü ayırımcılığı yasaklamalı ve bu ayrımcılıklara karşı vatandaşları eşit ve etkili şekillerde koruması gerektiği kaydedildi. 
 

Etiketler: insan hakları, sivil anayasa
nefret