Yeni CHP’de Yeni Olan Ne?

Yeni Anayasa çalışmaları tüm hızıyla devam ederken tartışmaların merkezindeki Ana muhalefet partisinin İstanbul Milletvekili Melda Onur ile yeni CHP’yi ve gündemi değerlendirdik.

Değişimi Hemen Beklemek Hayal Olur

-Kemal Kılıçdaroğlu liderliğindeki Cumhuriyet Halk Partisi’nin Deniz Baykal dönemine göre daha farklı bir çizgide ilerlediğini görüyoruz. CHP kendi içinde bir değişim geçiriyor ama CHP’nin neye dönüştüğü konusunda kafalar biraz karışık. Bu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Ben bu süreci bir geçiş evresi olarak görüyorum. Şöyle bir şey düşünün: 90 yaşına yaklaşan bir partide bir gecede bir kaset komplosuyla taşlar yerinden oynadı. Fakat bu taşların bir günde yerine oturması beklendi. İnsanlar AKP gibi ceberut bir parti karşısında, haklı taleplerle CHP’nin bir an önce düzelmesini istiyor ama bunu hemen beklemek hayal olur. Yeni CHP genel başkanın bir vizyonuydu. Bizim eski değerlerimizi sahiplenen ama evrensel değerlere de kucak açan yeni  bir CHP’den söz edildi. Genel başkan bir gün çıkıp “Yeni CHP” dediği gün o parti yeni olamıyor. Bu yüzden ben bu sürecin daha uzun soluklu olduğunu düşünüyorum. Evet doğru, ülkenin zamanı yok. Giderek faşistleşen bir parti var. Ama bu süreç zarfında biz hem parti politikalarımızı ve kadrolarımızı yenilemeye hem de muhalefet etmeye çalışıyoruz. Aslında son 1.5-2 yıla bakıldığında CHP’de çok önemli yenilikler, çok büyük değişiklikler oldu  ama yeterli zamanımız olmadı. Süreç içerisinde birkaç kurultay, referandum ve seçim yaşadık. Bence CHP iyiye doğru gidiyor. Önümüzdeki yerel ve genel seçimlere kadar parti tam anlamıyla politikalarını belirlemiş ve oturmuş olacaktır.

Laiklik Tek Bir Dinin Tahakkümüne Yol Açıyor

- Konuşmalarınızda kamu yararı, genel ahlak gibi kavramların belirsizliğinden bahsediyorsunuz. Yeni Anayasa’da bunların değişmesi gerektiğini söylüyorsunuz. Bu görüşünüz Atatürk Milliyetçiliği ve laiklik için de geçerli mi?
- Aslında Atatürk Milliyetçiliği’nin tanımı çok bellidir. Bütün milletlerin eşit olduğunu ve tanınması gerektiğini söyler; sadece Türk milliyetçiliğinden söz etmez. Tüm milletlerin egemenliklerinin tanınmasını içerir. Fakat getirilen noktada milliyetçilik; Türk milliyetçiliği ve ırkçılığa doğru evrilmeye başladı. Bu kavramları nasıl yorumladığımız önemli. Eski dokümanlara bakıldığında Atatürk Milliyetçiliği’nin; bütün milletlerin egemenlik haklarını savunan bir milliyetçilik olduğu görülür.  Atatürk milliyetçiliğini tekrar konuşmak ve anlatmak lazım. Laiklik çok önemlidir, demokratik anayasada olması gereklidir. Ama bizde tek bir dinin diğerleri üzerinde tahakkümüne yol açıyor.

Partiler Sadece Zamda Değil Tüm Konularda Uzlaşsın

- Bir de son günlerde milletvekili maaşlarına yapılan gece yarısı zammı tartışılıyor. Birlikte hareket edemeyen dört partinin konu zam olunca ittifakını görüyoruz. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Siz oy kullandınız mı?
- Hayır, kullanmadım. Zaten büyük çoğunluğumuz parti meclisindeydi, ben de parti meclisinde görevliydim. Genel başkanın daha önce maaş artışına yönelik çekinceleri vardı. Aslında orada yapılması gereken milletvekili ile emekli maaşları arasındaki adaletsizliğin düzeltilmesiydi, beklenen oydu. Partiler tabii ki böyle bir konuda uzlaşsın ama diğer işlerde uzlaşmamaları mantıksız. Yani bunda niye uzlaşıldı diye sormuyorum, her şeyde uzlaşılsın. Ben milletvekili ile vatandaş arasındaki ilişkinin daha doğru bir yere oturmasından yanayım. Çünkü vatandaş bizden hep şunu bekliyor: Haftada 10 düğüne çağırıp altın takılması isteniyor. Sürekli gelip “Bize cep telefonu alın” diyorlar. Bu sonsuz bir talep. Vatandaş bu maaşları gördükçe talebini artırıyor. Bu ilişkinin doğru olması lazım. Milletvekilleri vatandaş gibi olursa vatandaş da böyle bir talepte bulunmaz. Bu milletvekilinin işine yarıyor, vatandaş üzerinde bir güç oluşturuyor. Tabii bu vatandaşın da işine geliyor, zengin milletvekilinden bir şeyler almaya çalışıyor. Ben bu ilişkiyi sağlıksız buluyorum.