11/04/2011 | Yazar: KAOS GL

Current Anthropology dergisinin nisan sayısında yayımlanan bir makaleye göre, Batı dünyasının kilolu kişilere yönelik olumsuz tutumlarının etkisiyle obesitenin stigmatizasyonu, ge&cce

Yeni Düşmanlar Şişmanlar! Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı Current Anthropology dergisinin nisan sayısında yayımlanan bir makaleye göre, Batı dünyasının kilolu kişilere yönelik olumsuz tutumlarının etkisiyle obesitenin stigmatizasyonu, geçmişte kültürel olarak kilolu insanların itibar gördüğü toplumlarda bile artmaya başladı.

Yapılan araştırmada Arizona Devlet Üniversitesi'nden bilimciler, dünyanın farklı yerlerinden aralarında ABD, İngiltere, Arjantin, İzlanda, Meksika, Paraguay, Amerikan Samoası ve Yeni Zelanda'nın da bulunduğu 10 ülkeden 680 erişkin katılımcıya ulaşmışlardır. Ayrıca Porto Riko ve Tanzanya gibi kültürel olarak şişmanlığa yaklaşımları iyi olan ülkeler de çalışmaya dahil edilmiş. Verilerin büyük kısmı internetten gönderilen sorular aracılığıyla kişisel görüşme yoluyla elde edilmiş. Beden büyüklüğü ve şekli ile ilgili 'katılıyorum' ya da 'katılmıyorum' şeklinde cevaplanan sorular yoluyla kişilerin aşırı kilo ya da obezite durumunu nasıl değerlendirdikleri ve stigmatize ettikleri incelenmiş (örn. ‘Şişman insanlar tembeldir’ ya da ‘İri bir kadın güzel bir kadındır’ gibi)
Sonuçta araştırmacılar çalışmaya dahil ettikleri bütün bölgelerde, ‘Aşırı kilolu insanlar şişmandır, çirkindir, istenmezler ya da kendilerini kontrol edemeyen kişilerdir…’ gibi olumsuz değerlendirmeler olduğunu belirlemişler.

ABD ve Batı ülkeleri uzun yıllardır zayıflığı idealize ediyor olsalar da, dünyanın geri kalanında bu durum şimdiye dek en azından bu derecede söz konusu değildi. Çalışmanın yazarı Arizona Devlet Üniversitesi'nden biyolojik antropolog Dr. Alexandra Brewis, geçmişteki çok sayıdaki etnografik araştırmada  pek çok insan topluluğunda büyük bedenlerin tercih edildiğinin belirlendiğini söylüyor. 'Büyük bir beden, başarı, cömertlik, üretkenlik, zenginlik ve güzellik göstergesiydi' diyor.

FARKLI KÜLTÜRLERDEKİ BENZERLİK
Fakat yeni çalışmalarında Brewis ve meslektaşları farklı kültürlerdeki şişmanlığa yönelik tutumların Batı dünyasındakine benzerlik göstermeye başladığını bulmuşlar. Ayrıca asıl şaşırtıcı olanın en yüksek stigmatizasyon puanlarına ABD ya da İngiltere'de değil, Meksika, Paraguay ve belki de en şaşırtıcısı Amerikan Samoası'nda rastlanması olduğunu söylüyorlar. Brewis, Amerikan Samoası'nda şişmanlığa bakış açısının uğradığı değişimin çok hızlı bir seyir izlediğini vurgulamakta. Yazar, 1990'larda Samoa'da çalışırken insanların fiziksel inceliği idealize etmeye başladıklarını fakat büyük bedenlere karşı stigmatize edici olmadıklarını söylüyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı kültürel antropolog Amber Wutich, bu bölgelerde yani stigmatizasyonun daha yakın zamanda yerleştiği yerlerde insanların 'Şişman insanlar tembeldir' gibi daha fazla yargı içeren ifadeleri de daha fazla benimsediklerini eklemekte. Araştırma her ne kadar bu hızlı değişimin nedenlerine yönelik bir veri içermemekteyse de çalışmacılar medyanın ve küresel halk sağlığı mesajlarının bu sonuçta etkili olabileceğini düşünmekte. Brewis, günümüzde dünya genelinde ortalama kilonun üzerinde olan insan sayısının ortalama kilonun altında olan insan sayısına göre daha fazla olduğunu belirtiyor. Bu nedenle şişmanlığın sadece fiziksel zararları konusunda değil, şişmanlığa yönelik olumsuz yargı ve tutumların neden olabileceği psikolojik sorunlara karşı da dikkatli olunması gerekiyor.

Brewis sıradaki 'büyük soru'nun ise acaba bu stigmatizasyon artışının daha önce kilolarıyla bir sorunu olmayan, kendilerini normal sınırlarda algılayan insanlar arasında bile giderek kilolarının sorun olarak gören kişilerin sayısında bir artışa yol açıp açmayacağı olduğunu söylüyorlar. Halkın bir sağlık sorunu hakkında bilgilenmesini sağlarken, sorunun başka açılardan çok daha olumsuz noktalara gelebileceğine de dikkat edilmesi gerektiğini vurguluyorlar.


Etiketler: insan hakları
nefret