17/08/2007 | Yazar: Burcu Ersoy

Eryaman olaylarından beri travesti ve transeksüellerin peşini bırakmayan saldırıların düzenleyicisi olan çetenin elemanları, sonunda 16 Ağustos 2007’de 11.

Eryaman olaylarından beri travesti ve transeksüellerin peşini bırakmayan saldırıların düzenleyicisi olan çetenin elemanları, sonunda 16 Ağustos 2007’de 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmaya başladı.

İkisi tutuklu yargılanan dört sanık yine hakim karşısındaydı. En son 24 Mayıs 2007’de, dört ayrı suçtan yargılanıp duruşma sonunda mahkemenin görevsizlik kararı ile 11. Ağır Ceza Mahkemesine devrettiği davanın duruşmasındaydık yine. Ve nihayet bu sefer sanıklar, ‘çete kurarak örgütlü suç işlemekten’ yargılandılar.

Dava aslında saat 11.00’de idi ama önceki davaların sarkmasıyla saat 13.30’a kaldı ve ancak 15.00’te başlayabildi. İki saat süren duruşma da tutuklu Ayhan Günay ve Şammas Taşdemir ve tutuksuz yargılanan Ahmet Günay ve Harun Çavdar’ın ifadeleri, olayların en başından anlatmaları istenerek tekrar alındı ve tabi ki yine kendilerine yönelik tüm suçlamaları reddettiler.

Duruşmanın örgütlü suç kapsamında olmasından dolayı, içeride 9 jandarma eri, 2 jandarma astsubay ve sürekli değişen sayılarda polis memuru hazır bulunuyordu.. Sanık yakınlarının, her zamanki gibi tacizci bakışları ve ‘görüşeceğiz’ diyerek sözle sataşmalarının da katkısıyla, oldukça ‘ağır’ bir havayı solumak zorunda kaldık yani..

‘Onlar beni sevmez, ben de onları sevmem’

Daha önceki ifadesine ek olarak, Şammas Taşdemir, ‘travestilerden biri beni vurdurtmak için adam tutmuş, telefonla arayıp ölümle tehdit ettiler’ iddiasında bulunarak şikayet dilekçesi verdi. Eryaman’da arabalarına zarar vermekten dolayı karşılıklı bir dava daha olduğunu ve travestilerle aralarında o zamandan beri husumet bulunduğunu belirten Taşdemir’e, hakim, ‘Nedir bu husumet? Neden birbirinizin arabasına zarar verdiniz?’ diye sordu. Eryaman’dan kovulan travestilerin bu olaylardan kendisini sorumlu tutuklarından ve o zamandan beri ‘yeşil fordçu’ diye herkesin hedefi olduğundan, olaylarla alakası bulunmadığı halde her ne olsa kendisinden bulduklarından yakınarak, ‘Onlar beni sevmez, ben de onları sevmem’ diyen sanığa ‘kötü örnek oluyorlar demişsin daha önceki duruşmada’ diye karşılık veren hakime yanıt, ‘bunların ne yaptığı belli, bütün sokakları ele geçirmişlerdi’ oldu. Kuaförde yaşanan olayda, camı kırarak içeri girdiğini ve elinde sallama olduğunu kabul eden Taşdemir, içerisinin kalabalık olduğunu, kendini savunmak için sallamayla geldiğini de iddia etti.

Şıracının şahidi bozacı

Daha önce duruşmada sadece bir sanık avukatı varken, bu sefer sayı, duruşmanın ağırlığından olsa gerek, üçe çıkmıştı. Davacılardan hazır bulunan Buse Kılıçkaya ve Ferhat Demirci ile şikayette bulunmayan ama tanıklık yapan iki kuaförün ifadeleri sırasında sürekli itirazda bulunarak soru yönelten avukatlar, hakimin de tepkisini aldı. Çünkü yerinde itirazlar olmaktan çok uzaktılar. İfadelerin alınmasından sonra sanık avukatlarından birinin, tutuksuz sanıklardan Harun Çavdar’ın olaylar sırasında başka bir yerde olduğunun ispatı için çağırdığı şahit ise tam bir komedi sahnesine dönüştürdü mahkeme salonunu. Okulun hademesi olan şahit, olayların cereyan ettiği sırada bir ilköğretim okulunda badana yaptığı iddia edilen Çavdar’ın, o ilköğretim okulunda 15-17 Şubat tarihleri arasında çalıştığını söylüyordu. Oysa olaylar Ocak ayında yaşanmıştı. Hakim ısrarla ‘Ocak olmasın, yanlış hatırlıyor olabilir misin, emin misin, bak tekrar soruyorum’ şeklinde defalarca sorsa da yanıt aynıydı; ‘Eminim, şubat…’

Kuvvetli suç şüphesi

İfadelerin ayrıntılı olarak alınması nedeniyle uzayan saatler, havanın sıcaklığıyla da birleşince bir süre ara verilen duruşmada, son sözlerini belirtmek üzere her iki tarafın avukatları dinlendi. Davacı avukatı Hakan Yıldırım, olaylara dair yazılı belgeleri ve salonda olmayan olay mağdurların ifadelerini de kanıt olarak sunmak istediklerini belirtti. Sanık avukatları ise, davacıların ifadelerinin çelişkili olması ve tutuklu kalınan yedi ay göz önünde bulundurularak tahliye isteminde bulundular. Duruşmanın başından sonuna, ifadeleri sabırla dinleyip olayları ayrıntısına kadar dikkatle not eden ve sorularıyla gerçeklerin aydınlanmasına çalışan hakim, kuvvetli suç şüphesi nedeniyle sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek son sözünü de söyledi.

Bir sonraki duruşmanın tarihi: 4 Ekim 2007

Bir önceki duruşmada ifadeleri alınan fakat bu duruşmaya gelemeyen davacılar, Deniz Küçükkoçak, Sevda Gezer, Gürkan Akın ve Nevzat Baran’ın da dinlenmesi için ikinci ‘ağır’ duruşma tarihi 4 Ekim 2007 olarak verildi.

*Konuyla ilgili haberler:

[[Çete davasında ikinci perde]]

[[Eryaman davası ‘çelişkili’ başladı]]

[[Adaletin transfobik mi dünya?]]



Etiketler: insan hakları
nefret