29/01/2024 | Yazar: Oğulcan Özgenç
Dosya; LGBTİ+’ların yerel yönetimlerden taleplerine, yerel düzeyde yaşadıkları sorunlara, hizmetlere eşit erişime ilişkin atılması gereken adımlara dair bir çerçeve sunacak.
2024 yerel seçimlerinin ülkenin siyasi gündemini iyiden iyiye belirlediği bir döneme giriyoruz. İktidarın LGBTİ+’lara yönelik söylemleri, hem siyasal hem toplumsal alanda karşıtlığı körüklemeye devam ederken; Yeniden Refah Partisi’nin LGBTİ+’ları hedef alan yerel seçim reklamı, yaklaşan seçimlerin de tıpkı genel seçimlerde olduğu gibi LGBTİ+’ları hedef gösterme yarışına döneceğini açıkça gösteriyor.
Özellikle büyükşehirlerde seçimleri kazanmak için türlü hesaplar yapan muhalefetin; söz konusu karşıtlığın karşısında duracak ve LGBTİ+’ları kapsayacak bir yerel seçim stratejisi geliştireceğine dair henüz bir işaret yok. Ancak hareketin hafızasının bizlere sunduğu, LGBTİ+’ların yerelde kamu hizmetlerine erişimde yaşadığı ayrımcılıklara ve yerel yönetimlerinden taleplerine dair geniş bir manzara var.
Öyleyse bakalım.
LGBTİ+’ların yüzde 58’i kamusal alanlarda saldırıya maruz kalıyor
“Herkesin her zaman tehlikelere açık olduğunu duyuyorum kendimi gizliyorum o yüzden”
Bu ifade, 17 Mayıs Derneği’nin hazırladığı Çankaya Kent Masalları başlıklı rapordan. LGBTİ+’ların yerel düzeyde, tehlikelere her zaman açık olmasını göstermesi bakımından önemli olan bu ifade, rapordaki verilere bakıldığında daha anlamlı hale geliyor.
Rapora göre; LGBTİ+’ların yüzde 58’i sokak, park ve diğer kamusal alanlarda cinsiyet kimlikleri veya cinsel yönelimleri nedeniyle saldırıya maruz kalıyor. Bu saldırılar karşısında, yerel destek mekanizmaları ise LGBTİ+ hareketinin yıllardır dile getirdiği taleplere rağmen etkisiz. Rapora göre; LGBTİ+’ların yüzde 96’sı uğradıkları saldırıların ardından yerel kurumlardan destek alamıyor.
“Belediyenin ayrımcı olmayan sağlık merkezleri varsa bile kimse bilmiyor bunları”
Sağlık hizmetlerine erişim ise LGBTİ+’ların yerel düzeydeki deneyimlerinin bir diğer boyutunu oluşturuyor. Belediyelere bağlı test merkezlerine ulaşmanın ve eşit bir hizmet almanın zorluğunu şöyle dile getiriyor Çankaya Kent Masalları Raporu için konuşan bir katılımcı:
“Anonim HIV test merkezindeki kişiler çok cana yakındı ve pozitif bir deneyimdi. Ancak sonrasında test merkezi açık mı; nerede?; ne zaman randevu alabilirim gibi bilgilere hiçbir resmi kaynaktan ulaşamadım. Bir daha da merkeze gidemedim bu yüzden.”
Yerel yönetimlerin, LGBTİ+’ların sağlık hakkına erişimi konusunda atabileceği adımları ise şöyle dile getiriyor aynı katılımcı:
“Belediye; HIV, HPV, diğer cinsel sağlığı ilgilendiren meselelerde personelin farkındalığını arttırmalı, ayrımcı olmayan merkezler açmalı; belediye hizmetlerinin tanıtımını yapmalılar kesinlikle. Varsa bile kimse bilmiyor ki bunları.”
Sığınma evleri sorunu, ikili cinsiyetlendirilmiş ulaşım kartları, istihdam…
Barınma, ulaşım, istihdam gibi sosyal hizmetin alanına giren başlıklar da LGBTİ+’ların yerel düzeyde ayrımcılığı deneyimlediği ve taleplerini dile getirdiği konulardan.
LGBTİ+’lar, belediyelere bağlı sığınma evlerinin kapsayıcı olmamasından kaynaklı ciddi sorunlar yaşıyor. Aşağıdaki ifade, Yeryüzü Kalkınma Kooperatifi'nin hazırladığı Çankaya’nın Sitemli Yurttaşları başlıklı rapordan:
“Sığınak meselesi… Bir trans ve açık kimlikli bir lezbiyen için ciddi sorun. Bize bir başvuru vardı… ilk kez bir masa etrafında oturduk Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi çalışanlarıyla da birlikte… engelli trans kadın ama kimliği mavi… İnatla onu erkeklerin olduğu bir yere göndermek istediler.”
Ulaşım hizmetlerindeki toplumsal cinsiyet ilişkileri bağlamında ikili cinsiyetlendirilmiş sesli anonslar ise LGBTİ+’ların yerel düzeyde karşı karşıya kaldığı başka bir soruna işaret ediyor. Çankaya’nın Sitemli Yurttaşları Raporu için konuşan trans erkek bir katılımcı, şunları söylüyor:
“Tek uyarı şekli, tonu olabilir. İlla birinin bir şey okuması gerekmiyor bence. Böyle bir ses olabilir yani. Mesela beni çok rahatsız ediyor.”
İstihdam da mevzubahis yerel yönetimlerin kapsayıcılığı olduğunda üzerinde durulması gereken bir başka konu. Çankaya’nın Sitemli Yurttaşları Raporu’ndan, trans bir kadın anlatıyor:
“Ayrımcılığa en çok uğrayan biziz. Görsel olarak göze batıyoruz. Toplum bir geye her alanda çalışma imkânı sunulabiliyor. Bu tezgahtarlık olabilir, mağaza müdürlüğü olabilir, bir kafede garsonluk olabilir vs. Ama bir travesti veya transseksüel hiçbir yerde çalışma imkânı bulamıyor. Tamamen ötekileştirilen, dışlanan TT birey oluyor.”
Kaos GL’nin LGBTİ+ Kapsayıcı Yerel Yönetimler İçin Politika Belgesi ne diyor?
Kuşkusuz, bu örnekleri uzatmak mümkün. Tüm bunlara rağmen; yerel yönetimlerin LGBTİ+’ların hizmetlere erişimini kolaylaştırabileceği gökkuşağı kentleri yaratması da. Kaos GL’nin hazırladığı LGBTİ+ Kapsayıcı Yerel Yönetimler İçin Politika Belgesi, yerel yönetimlere için bir kılavuz niteliğinde. LGBTİ+’ların yerel düzeydeki söz hakkına, çalışma hayatına dahil edilmesine, sosyal destek mekanizmalarına eşit erişimine, belediyelerin mevzuat ve politikalarında LGBTİ+ dostu bir yerel yönetim için hayata geçirmesi gereken düzenlemelere dair bir izlek sunan bu metindeki bazı başlıklar şöyle:
Söz hakkı: Belediye Meclisi, Meclis Çalışma Komisyonu ve Kent Konseyi toplantılarına LGBTİ+ kişilerin ve LGBTİ+ örgütlerinin katılımlarının teşvik edilmesi.
Çalışma hayatı: Belediye birimlerine dair iş ilanlarında, işe alım ve terfi süreçlerinde LGBTİ+ çalışanlara herkesle eşit fırsat tanınması için politika geliştirilmesi ve bunun beyan edilmesi. Belediyenin personel istihdamında LGBTİ+ kotası getirilmesi. Sendikalar ve işverenler ile işbirliği yapılması. Meslek edindirme kurslarının LGBTİ+’ların katılımını teşvik edecek yapıda düzenlenmesi.
Sosyal destek: Belediyeye ait sosyal destek, şiddetten koruma, sağlık, bakım ve sosyal hizmet politikalarının ve mekanizmalarının her yaştan LGBTİ+ vatandaşlar ve yabancılar için elverişli hale getirilmesi ve bunun duyurulması.
Kültür ve ifade özgürlüğü: Belediyenin işlettiği kültür-sanat merkezlerinde ve sosyal merkezlerde cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve cinsiyet özellikleri konularını ele alması veya bunları desteklemesi.
Mevzuat ve politika: Belediyenin, eşitlik ve etik komisyonlarına dair iç mevzuatını ve politikalarını cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve cinsiyet özellikleri temelli ayrımcılığa karşı koruma içerecek şekilde düzenlenmesi (örneğin cinsiyet eşitliği veya eşit muamele belgelerinde). Özellikle kentsel dönüşüm süreçlerinde LGBTİ+ kişilerin hak kaybı yaşamasının önlenmesi.
Kurum içi eğitim: Belediyenin, ilgili birimlerine ve kadrolarına; cinsiyet çeşitliliği, eşitlik, sosyal adalet ve ayrımcılık yasağı hakkında ve LGBTİ+’ları hedef alan sosyal ayrımcılık ve önyargılara karşı mevcut imkânların kullanılarak eğitim programları sağlanması.
#yerelseçim24 dosyası başlıyor!
LGBTİ+’ların yerelde yaşadığı ayrımcılıklar ve bu sorunlardan doğan talepleri değişmiş değil. LGBTİ+ dostu yerel yönetimlerin temel ilkeleri de öyle. Tam da bu noktada; yerel seçimler için geri sayım başlamışken LGBTİ+ karşıtlığının artacağına dair işaretler; LGBTİ+’ların yerel yönetimlerden taleplerini ve yerel yönetimlerin kapsayıcılığını bir kez daha konuşmayı gerektiriyor. Bu kapsamda, KaosGL.org’tan yerel seçim süreci boyunca takip edebileceğiniz #yerelseçim24 dosyası; LGBTİ+’ların yerel yönetimlerden taleplerine, yerel düzeyde yaşadıkları sorunlara, hizmetlere eşit erişime ilişkin atılması gereken adımlara dair kapsamlı bir çerçeve sunacak.
Etiketler: insan hakları, kent hakkı, barınma, sosyal hizmet, siyaset, özel haber, yerel seçim