28/09/2023 | Yazar: Kaos GL

“Kamuoyunda Eryaman – Esat Davası’nın neredeyse 17 yıldır devam etmesinin arkasında nefret suçlarının cezasızlıkla sonuçlandırılmasına yönelik özel bir çaba mı söz konusudur?”

Yeşil Sol Parti vekili Koca, Eryaman – Esat davasını Adalet Bakanı’na sordu Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

2006’da Ankara’da trans kadınlara saldıran çeteden dört kişinin yargılandığı davanın on üçüncü duruşması 29 Eylül Cuma günü saat 14:00’da, Ankara Adliyesi 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.

Yeşil Sol Parti Mersin Milletvekili Perihan Koca, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’ın yanıtlaması istemiyle on yıldan uzun süredir Yargıtay ve mahkemeler arasında mekik dokuyan, saldırganların aldığı cezayı Yargıtay’ın bozması üzerine yeniden görülen Eryaman – Esat davası hakkında soru önergesi verdi:

“Kamuoyunda Eryaman – Esat davası olarak bilinen dava 17 yıldır devam etmekte olup 29.09.2023 tarihinde aynı davanın duruşması görülecektir. 2006 yılında Ankara’nın Etimesgut ilçesinin Eryaman Mahallesi’nde başlayan ve daha sonra Esat Mahallesi’ne de yayılan, bir çete tarafından transseksüel kadınlara yönelik başlayan fiziksel şiddet, tehdit, haraç ve bunların sonucunda transseksüel Dilek İnce’nin halen aydınlatılamayan bir cinayetle katledilmesiyle tırmanan sistematik ve organize suçların görüldüğü dava yıllardır Yargıtay ile mahkemeler arasında gidip gelmektedir.

Dava 2008’de sonuçlanmış, yargılanan sanıklardan Şammas Taşdemir, transseksüel kadınların gittikleri kuaföre yönelik baskında silahla yaralamadan 45 ay; diğer sanıklar Harun Çardak ve Ahmet Günay 40’ar ay, Kurtuluş bölgesindeki transseksüel kadınlara yönelik silahla yaralama eylemlerinden dolayı Ahmet Günay'ın 34 ay cezalandırılmalarına karar verilmiştir. Ancak daha sonra karar temyiz edilmiş ve yargılama süreci 2008’den bu yana adeta yılan hikayesine dönmüştür. Yargıtay, 2011 yılında kararı bozmuş, o sırada davaya bakan mahkemeler değişmiştir.

Ceza Muhakemesi Kanunu’ndaki değişiklikler ile dava bir mahkemeden diğerine gidip gelmiş, nihayetinde 2018 yılında yeniden Yargıtay’a gitmiştir. Yargıtay, 21 Eylül 2020’de aldığı kararla yerel mahkemenin saldırganlara verdiği cezayı bozmuştur. Yargıtay, kararı bozma gerekçesi olarak saldırganların “çete olup olmadıklarına ilişkin” araştırma yapılması gerektiğini belirtmiş, o dönemki telefon kayıtlarının incelenmesini talep etmiştir.

Yargıtay’ın kararının ardından yargılama yeniden başlamış ancak şimdi de davanın zamanaşımına uğrama tehlikesi baş göstermiştir. Yargıtay örgütün varlığına ikna olmayarak böyle bir karar vermiştir, ancak ilk derece mahkemesi saldırıları nefret suçu olarak tanımlamış ve faillerin çete olduklarını tasdik etmiştir. Yargıtay’ın kararı bu gerçeği ortadan kaldırmaktadır. Olası bir yeniden yargılanma, hüküm kurulma, istinaf gibi süreçleri düşündüğümüzde zaman aşımı çok olası bir tehlike olarak belirmektedir. LGBTİ+’lara yönelik nefret suçlarının ve saldırıların arttığı bu dönemde davanın akıbetine ilişkin kaygılar da artmıştır.

Bu bağlamda

1. Kamuoyunda Eryaman – Esat Davası’nın neredeyse 17 yıldır devam etmesinin arkasında nefret suçlarının cezasızlıkla sonuçlandırılmasına yönelik özel bir çaba mı söz konusudur?

2. İlk derece mahkemenin “çete olma” ve “nefret suçu işleme” suçlarını sabit bulmasına rağmen, beliren zamanaşımı tehlikesi için bakanlığınızca bir önlem alınacak mı? Davanın bilinçli bir şekilde zamanaşımına doğru götürüldüğüne dair ortaya atılan iddiaları gidermeye yönelik bir adım atacak mısınız?”

Duruşmaya davet

Pembe Hayat insan hakları savunucularını duruşmaya çağırıyor:

“Pembe Hayat LGBTİ+ Dayanışma Derneği olarak; faillerin hak ettikleri cezayı alması, adaletin tesis edilmesi ve hakkın yerini bulması adına, tüm LGBTİ+ derneklerini, topluluklarını ve insan hakları savunucularını Eryaman-Esat davasına destek olmak için 29 Eylül Cuma günü saat 14.00'de Ankara Adliyesi'ne davet ediyoruz.”


Etiketler: insan hakları, kadın, nefret suçları, siyaset
İstihdam