08/10/2013 | Yazar: Kaos GL
Bahçeşehir Üniversitesi Sinema ve Televizyon Bölümü’nü çeşitli sebeplerden ötürü ismini vermek istemeyen bir öğrenciden dinleyelim.

Cinsel yönelimimizi ve cinsiyet kimliğimizi kendimiz seçmesek de nasıl ve nerede eğitim alacağımızı bir yere kadar kendimiz seçebiliyoruz. ‘Hayatınızın seçimi’ midir bilinmez ama üniversiteli olmadan önce iki defa düşünmekte fayda var. Zira fizikçi Albert Einstein boşuna “öğrenmemi engelleyen tek şey eğitimim,” dememiş.
Üniversite tercih rehberlerinin tanıtım kataloğu sıkıcılığını bir kenara bırakıp mevzubahis okulları derslere girip çıkmış, kampüste birasını yudumlamış, sıkıntıdan “okulu bırakıp Tibet’e mi kaçsam?” diye hayallere dalmış kanlı canlı öğrencilerden, mezunlardan ve terklerden dinleyelim dedik.
Bahçeşehir Üniversitesi Sinema ve Televizyon Bölümü’nü çeşitli sebeplerden ötürü ismini vermek istemeyen bir öğrenciden dinleyelim:
Okulunu/bölümünü nasıl seçtin? Başına geleceklerin farkında mıydın?
Aslında ben çok küçük bir yaşta sette bulunma fırsatını bulmuştum. 10 yaşımdan beri bu sektörde çalışmak istediğimden emindim. Bu sebepten hayatımı ve derslerimi hep bu hedefe doğru odakladım ve sonunda seçtiğim bolüme girdim.
Okulunda en sevdiğin ve sevmediğin şeyler neler oldu?
Okulda aslında pek de tahayyül ettiğim eğitimi alamadım. Bana hep devlet okullarının teorisi, özel okulların da sağlayabildiği imkânlardan ötürü pratiğinin iyi olduğu söylenmişti. Fakat gelin görün ki bu iş hiç de planladığım gibi olmadı. Bir kaç dersim dışında teori zaten zayıf kaldı ama öte yandan da pratikte büyük çatlakların olduğunu gördüm. Aslında okulum için sanırım “ne aç bırakır, ne de doyurur” diyebilirim.
Kampüs ortamı genel olarak nasıldı?
Bahçeşehir Üniversitesi’nin zaten gerçek bir kampüsünün olmadığı bir gerçek. Bir kaç tane, ayrı yerlerde konuşlanmış binalardan oluşan bir düzen var. O yüzden diğer üniversitelerdeki bir sürü kantin, çimenlerde yuvarlanmalar vs. gibi imkânlarımız yok.
Okulun LGBT’ler için tercih edilesi bir yer mi sence? Öğrenci toplulukları, yönetimin tutumu, hocaların anlattıkları şeklinde düşünebilirsin bu soruyu.
Belki de bölümümün İletişim Fakültesi’nde yer almasından mütevellit öğretim görevlilerinden olumsuz bir tepkiyle karşılaşmadım ama okul genelinde LGBT kulübümüze çeşitli kısıtlamalar, yeri geldiğinde sansür bile uygulandığını söyleyebilirim. Evet, bir LGBT kulübümüz de var (Bahçeşehir GRİ –Gender Roles & Identities) ama üyelerin kendi içlerinde çatışmalarından dolayı şu ana kadar pek de verimli çalışılamadı. Buna rağmen kulüp daimi olarak var ve yardım isteyebilecek herkese açık ve destek vermede başarılı.

Okulunun eğitiminden memnun kaldın mı?
Hayır, memnun kaldığımı söyleyemem. Dediğim gibi ne aç bırakıyor, ne de doyuruyor.
Yurt, yemekhane, burs, iş imkânı babında ne umdun, ne buldun?
Yurtta kalmıyorum; fakat duyduğum kadarıyla inanılmaz homofobik davranışlar yaşanıyormuş. Bir arkadaşım bu yüzden eve çıkmak zorunda bile kaldı. İş bulabilme babında bölümünüze göre görece kolay iş bulunabiliyor. Burs imkânları da sadece başarılı öğrenciler için teşvik edici oluyor.
Son olarak, tercih rehberini yeniden alsan eline ne seçerdin?
Kesinlikle yine sinema bölümünü seçerdim. Dediğim gibi bu tercihim, kendi adıma, gerçekten bilinçli ve tutkuyla yaptığım bir tercihti.
Eğer siz de okulunuzu kendi deneyimlerinizden yola çıkarak anlatmak isterseniz yazıda geçen soruları cevaplayıp 2 fotoğrafla birlikte web@kaosgl.org adresine gönderebilirsiniz.
Etiketler: insan hakları, eğitim