Yönelim Değil Tercih Rehberi – İlker’in Tokat’ı

Cinsel yönelimimizi ve cinsiyet kimliğimizi kendimiz seçmesek de nasıl ve nerede eğitim alacağımızı bir yere kadar kendimiz seçebiliyoruz. “Hayatınızın seçimi” midir bilinmez ama üniversiteli olmadan önce iki defa düşünmekte fayda var. Zira fizikçi Albert Einstein boşuna “öğrenmemi engelleyen tek şey eğitimim,” dememiş.

 

Üniversite tercih rehberlerinin tanıtım kataloğu sıkıcılığını bir kenara bırakıp mevzubahis okulları derslere girip çıkmış, kampüste birasını yudumlamış, sıkıntıdan “okulu bırakıp Tibet’e mi kaçsam?” diye hayallere dalmış kanlı canlı öğrencilerden, mezunlardan ve terklerden dinleyelim dedik.

 

Tokat Gaziosmapaşa Üniversitesi’ni Tarih bölümü öğrencisi İlker’den dinleyelim:

 

Açıkçası Tokat GOÜ benim son iki tercihimden birisiydi. Pek arzu etmeden bir büyüğümün isteğiyle yazmıştım. Tercihler açıklandığında ise işin ciddiyetini o ana dek anlayamadığımı fark ettim, GOÜ çıktığı için üzüldüm bile diyebilirim. Bölümüm ise sevdiğim, mezun olmayı arzuladığım bir bölüm ve bir o kadar da zor olan bir bölüm.

 

Başıma geleceklerin farkında olsaydım eğer, inanın bir sene daha hazırlanır ve boşuna kendimi buraya kadar yormazdım. Her yeri İstanbul gibi sanmam sanırım benim en büyük aptallığımdı.

 

Okulumda sevdiğim pek bir şey yok aslında. Sadece doğayla iç içe bir kampüsümüz var bu yönünü seviyorum. Ama yığınla sevmediğim şey var.

 

Öncelikle okula ulaşım midibüslerle sağlanıyor ve tamamen özelin tekelinde(şahsa ait). Yani belediyenin herhangi bir ulaşım aracı yok. Bu araçlarda yolculuk etmek bir eziyet, çok kalabalık oluyor ve midibüs şoförlerinin havasını anlatmadan geçemeyeceğim. Kendilerinin Tokatlı bizim ise gurbette olduğumuzu sürekli hatırlatan çıkışlar yapıyorlar sağolsunlar. Hatta geçen yıl bir öğrenciyi şoförün teki levye ile hastanelik etmişti. Bunun üzerine bir oturma eylemi yapmıştık kampüste.

 

Ayrıca yemekhane sıkıntısı var kampüste yani abartmıyorum 300 kişilik yemek kuyrukları olabiliyor. O kuyruklarda beklemek aşırı can sıkıcı.

 

Fakülte kantinleri çok küçük ve öğrencilerin çoğu ayakta kalıyor yazın bu problem olmuyor, bahçede oturabiliyorlar ama kış geldiğinde öğrenciler için ciddi problem oluşturuyor.

 

Sonra tuvaletler halka açık umumi tuvaletler kadar pis hatta sifon bile yok. Tuvalet kağıdını, havlu kağıdı saymama gerek yok sanırım.

 

Ve sürekli üniversitenin Türkiye genelinde çok iyi yerlerdeymiş gibi lanse edilmesi beni sinirlendiriyor. Çünkü her şey bu kadar ortada.

 

Kampüs ortamı genel olarak sıkıcı çünkü hiçbir aktivite yok. Fen Edebiyat Fakültesi’ni örnek gösterecek olursam bahçede volta atmak ve kantinde insanları süzmek ciddi bir aktivite olarak görülüyor.

 

Senede bir defa futbol turnuvaları yapıyorlardı sanırım şimdi yiğidi öldür hakkını yeme demişler. Onu es geçmeyeyim.

 

Kampüste arkadaş edinmek zordur. Üniversite buram buram gruplaşma ve ayrımcılık kokar. 1. sınıfta bulduğun samimi arkadaşlarınla mezun olana kadar iyi geçinmek zorundasındır. Yoksa yalnız kalma ihtimalin bir hayli yüksektir.

 

 Kesinlikle hayır. LGBT’lerin Tokat’ı tercih etmemesi gerektiğine inanıyorum. Yolda ayakkabı boyacılığı yapan bir amca size neden küpe takıyorsun, bize ters öyle şeyler diyebilir. Bunlar burada olağan şeyler!

 

Öğrenci toplulukları veya öğrencilerin aralarında dayanışma sağlayabileceği herhangi bir oluşum yok maalesef.

 

Yönetimin tutumunu, hocaların çıkışlarından anlayabilirsiniz. Başıma gelen bir olay vardı geçen sene, dersime giren hocam durduk yere bana bakarak “ben kızımı küpeli bir züppeye vermem” demişti. Sınıftaki tek küpeli bendim ve herkes bana dönüp bakmıştı. Homofobik bir yönetim var yani.

  

Okulun eğitimi, olanakları dâhilinde bence en üst seviyede en azından kendi bölümüm için bunu rahatlıkla söyleyebilirim.

 

Şunun altını çizmek gerekiyor, bilgi kendiliğinden gelmiyor peşinden koşmanız gerekiyor. Bunu yaptığınız zaman okulun eğitiminden memnun kalacağınızı düşünüyorum. 

 

Yurt sıkıntısı bir hayli fazla Tokat’ta yani devlet yurdu çıkmayan öğrencilerin çoğu cemaat yurtlarına gitmek zorunda kalıyorlar. Herhangi bir yere bağlı olmayan yurt bulmak çok zor. Olanlar da Tokat’a göre epey pahalı. Yemekhane konusunu yukarıda anlatmıştım zaten, uzun kuyrukları dışında yemekler iyi sayılır. Ücret:1.5 TL

 

Tokat’ta burs ve iş imkânı kesinlikle yok. Bu kadar keskin bir cümle kullanmamın sebebi Tokat’ın ahbap işini çok sevmesi. Yani Tokat’ta Tokatlıysan iş bulabilirsen, burs da öyle. Ama başka bir şehirden geldiysen bunları bulmayı umma. İlk sordukları sorudur nerelisin!

 

Bence hiçbir şey sunmuyor. En azından bana sunmadı. He şunları atlamak istemiyorum: bol bol stres, ayrımcılık, nefret söylemi sunuyor. Tokat’a gelen LGBT’leri özgür olmayı ve kendileri gibi davranmayı unutmadıkları sürece bu şehirde barınamazlar.

 

Tokat’ı seçmeyeceğimi biliyorum. Aydın’ı çok istiyordum ve tutmamış olması beni epey üzmüştü. Sanırım Aydın’ı veya İzmir’i seçerdim.

 

Bölümümden memnunum her ne kadar iş bulamayacağımı bilsem de tarihi seviyorum. O yüzden Bölümümü değiştirmezdim.

 

 

Yönelim Değil Tercih Rehberi – Clement’in Boğaziçi’si