24/07/2013 | Yazar: Kaos GL

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’ni (DTCF), çeşitli kaygılardan ötürü adını vermek istemeyen trans bir öğrenciden, ‘Pembe Panjurlu Öğrenci’den dinleyelim.

Yönelim Değil Tercih Rehberi – Pembe Panjurlu Öğrenci’nin DTCF’si Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Cinsel yönelimimizi ve cinsiyet kimliğimizi kendimiz seçmesek de nasıl ve nerede eğitim alacağımızı bir yere kadar kendimiz seçebiliyoruz. ‘Hayatınızın seçimi’ midir bilinmez ama üniversiteli olmadan önce iki defa düşünmekte fayda var. Zira fizikçi Albert Einstein boşuna “öğrenmemi engelleyen tek şey eğitimim,” dememiş.
 
Üniversite tercih rehberlerinin tanıtım kataloğu sıkıcılığını bir kenara bırakıp mevzubahis okulları derslere girip çıkmış, kampüste birasını yudumlamış, sıkıntıdan “okulu bırakıp Tibet’e mi kaçsam?” diye hayallere dalmış kanlı canlı öğrencilerden, mezunlardan ve terklerden dinleyelim dedik.
 
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’ni (DTCF), çeşitli kaygılardan ötürü adını vermek istemeyen trans bir öğrenciden, ‘Pembe Panjurlu Öğrenci’den dinleyelim:
 
Okulunu/bölümünü nasıl seçtin? Başına geleceklerin farkında mıydın?
Lisede bu üniversitede gireceğim bölümle ilgili bölüm okuyordum, sonucunda da şu anda okuduğum bölüme kaydoldum. Başına geleceklerin farkında olamazsın, 5 dakika sonra ölebilirsin, burası Türkiye hiç belli olmaz.  

Okulunda en sevdiğin ve sevmediğin şeyler neler oldu?
2 kelam edebileceğimiz insan sayısı oldukça fazla bu beni memnun ediyor; ancak lafazan, taciz uygulayan, kimi zaman şiddete varan davranışlar sergileyen bazı erkekler oluyor, onlardan mütemadiyen kaçıyorum.

Kampüs ortamı genel olarak nasıldı?
Kampüs ortamı pek yok, çünkü okulum ortak bir kampüs ortamı içinde değil ve çok sıkışık, şehir merkezinde.

Okulun LGBT’ler için tercih edilesi bir yer mi sence? Öğrenci toplulukları, yönetimin tutumu, hocaların anlattıkları şeklinde düşünebilirsin bu soruyu.
Anadolu’ya nazaran daha iyidir. Bizim ülkemizde rahat diye niteleyebileceğimiz bir yer yok. Ancak şu var; şehrinden ayrı kaldı mı biraz daha rahat olursun, kimse seni tanımıyor, baskı kuran biri oturduğun şehir bazında olmaz.
 
Öğretim üyeleri ise kimi zaman anlaşılmaz şekilde benim bedenime, bedenimden taşan kıyafetlere karışıyorlar. Mesela “ben bu halimle xx kıyafeti giyemiyorum” (biyolojik kadın hocalardan biri) diyenler oldu bana karşı, ben de son derece nazik bir üslupla bunu açıklamaya çalıştım. Sizin giyememeniz geleneksellik geçmişten günümüze kadar gelen bazı yanlış yönlendirmeler yüzünden oluyor, bu aile bireylerine geldiğinde size de bu yasak olarak yansıyor şeklinde enikonu anlatmaya çalışmıştım; ama ne yazık ki en başından beri olan müstehzi tutumunu değiştirmedi. Ben uğraşıyorum gücüm beni götürdüğü yere kadar. Münakaşaya girme değil, derdimi tane tane anlatarak bazı kapıları açmak istiyorum.
 
Bu arada bir şeye değinmeden edemeyeceğim. Okulumuzda hoca ve öğrenci arası yoğun hiyerarşi vardır, bunu asla es geçemem. Bir keresinde fiziksel şiddete kadar vardı bu durum. O kadar kritik bir zamandaydı ki bu yaptığı, oldukça canımı sıktı. Ancak en ufak bir karşılık vermedim. Fazla ayrıntı da vermek istemiyorum. Diyalog ortamına inanan birisiyim. Sevgisizlik, benim nefes alma mekanizmalarımı derinden etkileyen bir nokta. Umarım artık yaşanmaz. Zaten dışarıda bin bir türlü sorun var; ben bunlarla boğuşurken, bu gibi sevgisiz meseleler de başıma çorap örmesin, benim direncimi kırmaya kalkmasın.

Okulunun eğitiminden memnun kaldın mı?
Kendimiz çabalıyoruz, memur zihniyetinin bir uzantısı da devlet üniversiteleri. Akıcılıktan uzak, monoton dersler. Monotonluk sadece derslerle de ilgili değil, geleneksel tavırlar ders içinde de ortaya çıkıyor. Cinsiyetçi şekilde yaklaşım çok oluyor. Ben usandım açıkçası; ama ne yapacaksın anam! Eğer iyi bir yöne doğru gidecekse o kişi, o ataerkiyi, fobik tutumları alaşağı etmeye değer.

Yurt, yemekhane, burs, iş imkânı babında ne umdun, ne buldun?
Gittiğim üniversite yine aynı şehirde olunca sorun olmadı. Ama son zamanlarda kendime güvenemez oldum, işin boyutunu değiştirmeyi düşünüyorum. Belki evden atılabilirim, her duruma hazırlıklı olmam lazım, meslek öğrenmem lazım. Çapraşık işte ilerisi biraz. Sadece mantıklı olmaya çalıştım bugüne kadar ama sabır sabır sabır… Akacak ruh da, beden de durmuyor, anlıyor musun bebeğim?

Okulun bulunduğu şehir, üniversiteli bir LGBT için neler sunuyor?
Ohooo neler sunmuyor ki, LGBT’lere özel tuvaletler, LGBT’lerin hiçbir sıkıntı çekmemesi için özel barınma yerleri… Hocaların tutumu desen Avrupa standartlarında çağdaş normlar… Neyse anacım kimse kimseyi kandırmasın pek bir şey sunmuyor. Benden daha çok mağdur olan arkadaşlar var gibi gibi… Pek ayrıntılarını bilmesem de oluyor gibi diyelim. E öğrenci işleri, güvenlik. Mesela, güvenlik pek bir sorunlu. Hani o klasik kadın-erkek arama noktaları… Buna karşı geliştirilen argüman şu oluyor ya, komik: “Senin cinsiyetini nereden bilecek görevli?” Umrumda değil! Eğer senin gerçek cinsiyetine göre arama yapmıyorsa aramayacak oramı buramı kardeşim. Ben sınava mı yetişicem, senin popomda güvenliğe mugayır bir şeyler var diye aramanı mı beklicem?! Zaten malum durumlarda giren giriyor, o kadar kamera neyim olmasına rağmen… Ee, ne anladım gurban ben bu işten? De hele. Kameralar bile işine yarayana çalışıyor bu ülkede. Var gerisini sen düşün şimcik.

Son olarak, tercih rehberini yeniden alsan eline ne seçerdin?
Gurbanın olam ne seçecem, seçecek alan mı bıraktılar, önüme çimento seti çekti belediye ve sistem. Acele ediyorsun, acele acele acele… Belli bir düzen yok; neyi, nasıl hangi zaman yapacaksın diye soran olmuyor. Bu işte teee liseden başlar; lisede ilk başta doğru bir liseye gidilir, sonra da gerisi gelir üniversitede. Ama YÖK’ün her sene sistem değiştirmesi gibi gelen yeni koşullara göre hep yeni şeyler mi düşüneceğiz, ama öyle işte… Diş sıkıyoruz anadın mı, sık sık kalmadı diş işte! Lisedeki koşullar, üniversitedeki koşullar işte hengâme de hengâme. Neyse...
 
Eğer siz de okulunuzu kendi deneyimlerinizden yola çıkarak anlatmak isterseniz yazıda geçen soruları cevaplayıp 2 fotoğrafla birlikte web@kaosgl.org adresine gönderebilirsiniz.
 

Etiketler: insan hakları, eğitim
İstihdam