18/07/2013 | Yazar: Kaos GL

Anadolu Üniversitesi’ni, Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü öğrencisi Boşkafa Yunus Emre’den dinleyelim.

Yönelim Değil Tercih Rehberi – Yunus Emre’nin Anadolu’su Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Cinsel yönelimimizi ve cinsiyet kimliğimizi kendimiz seçmesek de nasıl ve nerede eğitim alacağımızı bir yere kadar kendimiz seçebiliyoruz. ‘Hayatınızın seçimi’ midir bilinmez ama üniversiteli olmadan önce iki defa düşünmekte fayda var. Zira fizikçi Albert Einstein boşuna “öğrenmemi engelleyen tek şey eğitimim,” dememiş.
 
Üniversite tercih rehberlerinin tanıtım kataloğu sıkıcılığını bir kenara bırakıp mevzubahis okulları derslere girip çıkmış, kampüste birasını yudumlamış, sıkıntıdan “okulu bırakıp Tibet’e mi kaçsam?” diye hayallere dalmış kanlı canlı öğrencilerden, mezunlardan ve terklerden dinleyelim dedik.
 
Anadolu Üniversitesi’ni, Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü öğrencisi Boşkafa Yunus Emre’den dinleyelim:
 
Okulunu/bölümünü nasıl seçtin? Başına geleceklerin farkında mıydın?
Liseyi Ankara’da okudum. Ben artık çok yönlü mü dersiniz, maymun iştahlı mı bilmem ama küçük yaştan itibaren kendimi birçok mesleğe uygun görmüş biriyim. Başlarda hep kafamda sinema TV/reklamcılık gibi bölümler vardı. Sonra biraz halam (galerist) ve teyzemin (ressam/heykeltraş) olması nedeniyle, lise son yılımda kabul ettim ki kendimi en çok görsel sanat/visual kreatiflerde mutlu, üretken ve özgür hissedebilirdim. Üniversitede Güzel Sanatlar okuma kararımı lisemin bitmesine 1 yıl kala karar verdim diyebilirim. Hemen bir hazırlık kursu bulup, yıllarca hazırlanan arkadaşlarımla açıklarımı kapatmaya çalıştım. Liseyi bitirdiğim yazın sonunda 5 okulun sınavına girip, 4’ünü kazanıp aralarından Anadolu Güzel Sanatlar Fakültesi (AÜ GSF) Resim Bölümü’nü seçtim.
 
Okulunda en sevdiğin ve sevmediğin şeyler neler oldu?
Okulumda sevdiğim şey herhangi bir İç Anadolu kentinde bulamayacağınız prototip çeşitliliği; AÜ GSF de bulmam/görmem. Edindiğim birçok arkadaşlık bireysel gelişim ve sanat yeterliliğim için beni iyi yönde etkilemiştir. Sevmediğim şey ise, okulumun artık belli bölümlerde prestij kaybetmesi; şehirde yeterince galeri/sergi/performans alanlarının bulunmaması... Sanat okuduğumuz için bir yandan sergi izlemek önemli bizim için...
 
Kampüs ortamı genel olarak nasıldı?
İlk önce kampüs yapımızdan bahsedeyim,hazırlık binası hariç bütün fakültelerin içinde yapılandırılan, bir çok sosyal alanı, tiyatrosu, sineması, çağdaş sanatlar müzesi, PDR danışmanlık binası, devlet yurtları ve yeşil alanıyla yine bir İç Anadolu şehrinin içindeki ’’çölde vaha’’ denebilir.
 
Onun dışında kendi fakültem için şunu diyebilirim: LGBT’ler, özellikle görünür eşcinseller için sıkıntı yaratan durum şu olabilir, insanlar bunu umursamıyor. Yani, kim ne yaşarsa yaşasın gibi bir hal var ki burada kendimize de pay çıkartıp bu konuyla ilgili üniversitede insanları bilgilendirici atölyeler yapmadık. Benden önceki yıllarda bir ara kampüs internet erişim yerlerinden LGBT kelimesi içerikli sitelere giriş yasağı konmuş, yapılan eylemler sonrası dikkate alınarak ertesi yıl bu yasak kaldırılmış. Bir nevi liberal bir havası var diyebilirim fakültenin.
 
Okulun LGBT’ler için tercih edilesi bir yer mi sence? Öğrenci toplulukları, yönetimin tutumu, hocaların anlattıkları şeklinde düşünebilirsin bu soruyu.
Bu soruya kesin olarak bir cevap verememekle birlikte durumun izahı şu olur ki okulun ve şehrin liberal yapısı aslında bir yerde sizi kısıtlıyor. Neden derseniz de tamam öğrenci LGBT’lerle ilgili herhangi bir sorun yaşanmazken durumla ilgili ekstra bir çalışma da gerçekleştirilmiyor. Okulun içinde bir LGBT kulübü yok, genellikle toplantılarımızı kadın çalışmalarıyla alıyoruz. Ama zaten tamamına yakını öğrencilerden oluşan Eskişehir MorEl LGBT Oluşumu’na sahibiz şehirde, artı bir yön. Dışarda toplantı, çalışma, forum düzenlerken; bunları zaman zaman kampüse de taşıyoruz ve bi sıkıntı olmuyor… Hocalarımdan bir kaçıyla ufak tartışmalar yaşasam da bunların aslında LGBT’lere olan tutumlar nedeniyle değil, bireysel tavırlarla alakalı olduğunu düşünüyorum…
 
Okulunun eğitiminden memnun kaldın mı?
Umduğum kadarını bulamadım. Yetenek sınavlarıyla okullara başvuru yapabildiğimiz için keşke İstanbul’daki burslu kazandığım okulu tercih etseydim diye düşündüğüm çok oldu. Yani çok yeterli bir eğitim alıyorsunuz, ama sanat sadece eğitim almak değil. Okuldaki çok farklı yaşam tarzı/kafa yapısına sahip olan çoğu hocamız bir kaç yıl içinde bölümden ayrıldı. Ayrıca sanat eğitiminin temeli diyalektik/tartışma ve izleme/gözleme ve tuhaf bir “piyasa” sürecine bağlı olduğu için okul bittikten sonra bunların eksiklerini yaşayacağım gibime geliyor...
 
Ama bunun yanı sıra çok yaratıcı/üretken/genelden farklı yaşam biçimine sahip arkadaş yapılarında yer bulabildiğim için şanslıyım. Cümleyi şöyle tamamlayayım, Eskişehir’de Ankara ve İzmir’den daha iyi, İstanbul’dan daha kötü bir eğitim alıyorum :)
Yurt, yemekhane, burs, iş imkânı babında ne umdun, ne buldun?
Yurtta kalmadım hiç. Ama durumun herhangi bir devlet yurdundan farklı olduğunu da düşünmüyorum. Eskişehir’de özel yurt konaklama fiyatları hemen hemen bir ev tutup yaşamakla aynı bu arada. Birlikte yaşabileceğiniz bir arkadaşınız varsa ev tutmak daha mantıklı geliyor bana. Devlet bursu da almıyorum yarın bir gün ödemesi zorlar diye… Bunun dışında GSF’de bir çok yetenekli öğrenciyi bireysel olarak destekleyen hocalarımız var. Hocalarımızın olmadığı, yetişemediği yerlerde bizi yönlendirikleri kurumlar var. İş konusuna gelince, bir öğrenci şehri olan Eskişehir’de çalışmak isteyenler için birçok yer var.
 
Okulun bulunduğu şehir, üniversiteli bir LGBT için neler sunuyor?
Evet, geldik asıl meseleye, şimdi bunu nasıl anlatabilirim, anlatsam da anlaşılabilir miyim bilmiyorum. Şimdi şehrin yapısı liberal dedik, öğrenci odaklı dedik; ama LGBT’ler bu işin neresinde kalıyor? Görünürlüğü çok mesele etmiyor bu şehir, yani trans arkadaşlarımla da gidip eğlenebildiğim yerler var. Ama mesela tematik mekân sorunu yaşadık, özellikle bu yıl. Ben de iş başa düştü deyip kendi evimde verdiğim partileri mekânlara taşıdım ve LGBT/Cross Dresser/Gaylover/Trans kitleyle eğlendik. İstanbul’dan LGBT DJ’ler getirdik. Partilerden elde edilen gelirin bir kısmını İstanbul Trans Misafirhanesi’ne ve MorEl LGBT oluşumuna kaynak ettik. Ayrıca MorEl LGBT Oluşumu’nun her yıl düzenli olarak gerçekleştirdiği etkinlik, forum ve atölyeleri de bu şehri tercih edecek LGBT öğrenciler için bir nimet olarak görüyorum.
 
Son olarak, tercih rehberini yeniden alsan eline ne seçerdin?
Valla yurtdışı eğitim masraflarımı karşılayabilecek bir ailem olsa yurtdışında sanat eğitimi almayı çok isterdim. Bunun dışında zaten bu ülkede nitelikli sanat eğitimi almak, hatta sanat eğitimi aldığımızı sanmaktan ötede bir yerde değiliz. Galiba İstanbul’da kazandığım burslu özel üniversiteye gitmek isterdim. Ama Eskişehir LGBT bir bireyin yaşayabileceği yeterlilikte; ama fazlasını bulamayacağı bir yer demeden de geçemiyorum. 

Etiketler: insan hakları, eğitim
İstihdam