18/05/2023 | Yazar: Lara Yıldırım

Uganda’daki LGBTİ+ topluluğu artan düşmanlığın ortasında acımasız baskıların hedefi oldu.

Zulüm ve kuşatma altında Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Uganda’nın başkenti Kampala’da aktivistler Nefret Suçu Mağduru Transları Anma Günü kapsamında dünyanın dört bir yanındaki nefret suçu mağduru transları anmak için bir mum yakma töreni düzenledi. Fotoğraf: Sumy Sadruni/AFP/Getty Images

Lara Yıldırım, The Guardian’da 9 Mayıs 2023’te yayınlanan metni KaosGL.org için Türkçeleştirdi.

Çevirmenin önsözü:

Siyasal İslamcı ve muhafazakâr bir çevrede yetişmeme rağmen açık kimlikli lubunya bir çevirmen adayı olarak, bu haber metnini çevirirken aklımda tek bir şey vardı: farkındalık yaratmak. Çevirimin amacı, veya skoposu, hem farkındalık yaratmak hem de bir LGBTİ+ dergisinde yahut özgürlükçü ve LGBTİ+ konularını ele almaktan korkmayan bir dergide yer alacak, Uganda’da olup bitenleri anlatan, haber niteliğindeki bir makale olacak şekilde bir çeviri yapmaktır.

Duygusal olarak bu olaylara oldukça dolu olduğum için haber başlığına çeviri amacımı da yerine getirecek şekilde bir ekleme yaptım. “Zulüm ve Kuşatma Altında”. Metinde de bahsedilen, adaletin ve demokrasinin hiçbir önem arz etmediği Uganda parlamentosunda öne sürülen, dilimin “yasa” demeye varmadığı bu rezil fermanın tüm lubunyalara karşı açılmış alenen bir savaşın ilanı olduğunu düşünüyorum. Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda, Uganda yönetiminin, bu metni yazdığım sıra hâlâ ülkemizdeki iktidarın devam ettirdiği yönetimden çok da farklı olmadığını görmek gerçekten içler acısı.

Bu metinde yaşadığım sorunlar daha çok Uganda’daki olayların lubunya bir çevirmen olarak bende yarattığı duygusal etkileriydi. Bu metnin ve Uganda’da lubunyaların çektiği eziyetlerin hissettirdiklerini elimden geldiğince erek dilde de hissettirmeye çalıştım. Maalesef kullandığım haber makalesinin üzerinden geçeli makalede bahsedilen LGBTİ+ karşıtı yasa (anti-homosexuality bill) meclisten geçti ve yürürlüğe koyuldu.

İngiltere’den çıkan ve tüm batı dünyasına sıçrayan, en başta transları hedef alan fakat aslında tüm ötekileştirilen gruplara saldırmak için ortaya atılan, oldukça beyaz merkezci, cinsiyetçi, homofobik ve transfobik bir ahlâk paniği ile karşı karşıyayız. Bu ahlâk paniğini yaratanlar tüm gücü hâlihazırda ellerinde bulunduran oldukça imtiyazlı, beyaz, teokratik faşistlerdir. Uganda’da lubunyalardan bahsedilirken sürekli olarak yalnızca “eşcinseller” denmesinin birkaç sebebi olduğunu düşünüyorum. Bunlardan biri, aynı Türkiye’de de olduğu gibi, aşağı görülenlerin bir gruba toplanıp, onlara toplu bir şekilde ayrımcılık yapılabilmesi için ve hatta bunun kolaylaştırılabilmesi için olabilir. Başka bir sebebi ise, her birimizin ihtiyaçlarının farklı olabileceğinin ayırdına varamayacak kadar bizden nefret ettikleri için olabilir, nasıl olsa onların tanımıyla “normal olmayan” herkes “eşcinseldir”. Belki biraz uç bir örnek olacak fakat bunu da değerlendirmekte fayda var: Uganda 60’lara kadar İngiltere sömürgesi olduğu için Ugandalılar hâlâ onların trendlerini devam ettiriyor olabilirler. Dolayısıyla hükümetin bilerek transları silmesi söz konusu olabilir. En nihayetinde bu nefret dolu ve insanları ötekileştiren yasa yalnızca eşcinselleri hedef almıyor. Bunun farkındalığını çevirimde göstermek istediğim için Uganda’nın yozlaşmış hükümeti ne kadar bu yasaya “eşcinsel karşıtı yasa” dediyse de ben bu söylemi “LGBTİ+ karşıtı yasa” şeklinde çevirdim.

Sürekli olarak çevirimde ve bu metinde “lubunya” sözcüğünü kullandım. Herkesten ricam, bu “lubunya” sözcüğünü altı kırmızı çizildiğinde üzerine sağ tıklayıp sözlüğe eklemenizdir. Lubunya sözcüğünü kendini LGBTİ+ içerisinde tanımlayan yahut natrans (cisgender) ve/veya heteroseksüel olmayan herkesi kapsayan bir şemsiye terim olarak kullanıyorum. Lubunya sözcüğü dolayısıyla bu bağlamda İngilizcedeki “queer” sözcüğünün işlevsel eşdeğerlisidir. Gelgelelim LGBTİ+ kısaltmasına. Batı’da LGBTİ+ konularını ele alan ana akım medya kuruluşları tarafından ve ABD’de genellikle LGBTQ+ kısaltması kullanır. Q harfi bizim alfabemizde olmadığı için ben bu kısaltmadan hiç ardıma bakmadan kaçarım. LGBTİ+’daki L harfi aslında lezbiyenler içindir fakat lubunyanın da L harfi ile başlaması hâlihazırda kullanımda olan kısaltmanın kapsayıcılığına kapsayıcılık katmış oluyor, kısaltmanın sürekli yenilenmesi gerekmiyor. Aynı stratejiyi mezuniyet projesi kapsamında yaptığım çevirimde de kullandım, na-ikili cinsiyet kimliği (non-binary) için gayriikili diye bir neolojizm örneğim var, bu da LGBTİ+’daki G harfinin hem geyleri hem de gayriikilileri kapsayacak kadar genişletilebileceğine inandığım içindir.

Zulüm ve kuşatma altında: Uganda’daki LGBTİ+ topluluğu artan düşmanlığın ortasında acımasız baskıların hedefi oldu

Uganda Millet Meclisi, polis teşkilatı ve dindar muhafazakârlar cinsel azınlıklara karşı sistematik bir ‘cadı avı’ başlattı, LGBTİ+ aktivistlerini korku ve öfke sardı.

Uganda’da LGBTİ+ düşmanlığının hat safhada olduğu ve cinsel azınlıkların uçurumun eşiğine itildiği bir ortamda, hak grupları LGBTİ+’lara yönelik acımasız saldırıların sayısındaki artışa dikkat çekiyor.

Sexual Minorities Uganda (Smug) adlı bir sivil toplum kuruluşuna göre sadece geçen Şubat ayında 110’dan fazla lubunya tutuklandı, cinsel şiddete uğradı, evlerinden tahliye edildi ya da toplum önünde soyunmaya zorlandı. Smug’a göre translar bu olaylardan diğer tüm cinsel azınlıklara oranla daha fazla etkileniyor.

Smug yöneticisi Frank Mugisha’nın, “Yıllardır böyle bir şeyi hiç görmemiştik,” sözleri aslında durumu özetliyor.

Smug raporu, Ugandalı milletvekillerinin tartışmalı bir LGBTİ+ karşıtı yasa tasarısını yeniden gündeme getirmesinden birkaç gün sonra yayımlanmıştı. Bu yasa tasarısına göre, insanların eşcinsel faaliyetler gösterdikleri için ve/veya eşcinselleri[1] “işe aldıkları, teşvik ettikleri ve finanse ettikleri" için cezalandırılabilecekleri öngörülüyordu. Uganda'daki dini gruplar da uzun bir süredir eşcinselliği açıkça kınamakta.

Muhafazakârlar 2013 yılında da benzer bir LGBTİ+ karşıtı yasa çıkarma girişiminde bulunmuşlardı fakat bu yasa iptal edilmişti. Bu iptal kararına rağmen LGBTİ+ kimliğine dönük polis istismarı, gasp, tahliye ve taciz olayları kayda değer şekilde arttı ve hâlâ devam etmekte.

Yakın zamanda sızdırılan Uganda İçişleri Bakanlığı menşeili bir rapora göre, Uganda hükümeti 26 Ocak’tan itibaren LGBTİ+ savunuculuğu yapan grupların saptanması için ülkedeki tüm örgütleri soruşturmaya tabii tutmuştu.

Mugisha bu hareketi bir “cadı avı” olarak nitelendirdi ve eleştirisini, “[bu cadı avı] hükümetin, parlamentonun ve muhafazakâr Evanjeliklerin içindeki LGBTİ+ topluluğunu silmeye çalışan gruplar tarafından yapılan sistematik, kasıtlı ve hesaplanmış bir hareketin parçasıdır,” ifadeleriyle dile getirdi.

Smug’ın yasal bir sivil toplum kuruluşu olarak tanınması için birçok kez başvuru yapılmasına rağmen örgütün kayıt işlemlerinin yapılmasının engellenmesi nedeniyle, Smug’ın faaliyetleri Ağustos ayında askıya alınmıştı. Bunun yanı sıra Uganda hükümeti, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’ne (OHCHR) verilen ve Mart ayının sonunda süresi bitecek olan yetkiyi yenilemeyi de reddetti.

Hak savunucusu gruplar LGBTİ+’lara yapılan baskıların bu denli artmasının sebebinin ülkedeki yolsuzluk skandalları ve artan kamu borcu gibi sorunlar yüzünden olduğunu iddia ediyorlar. Dolayısıyla hükümetin LGBTİ+ karşıtı yasaları parlamentoya taşıyarak kamuoyunun dikkatini dağıtmaya çalıştığının altını çiziyorlar.

Smug’ın başka bir açıklaması ise, halkın lubunyaları polise ihbar etmesi nedeniyle lubunyaların tutuklanmamak için evlerinden kaçmalarıyla ilgili. Açıklamaya göre polis lubunyalara genellikle özel etkinliklerde, partilerde ve futbol maçlarında saldırıyor. Daha geçen ay, üç trans kadın başkent Kampala’daki kendi evlerinde “genel ahlâka karşı suç işleme” sebebiyle tutuklandılar. Tutuklanan üç trans kadına da rektal tuşe muayenesi yapıldı.

Mart’ın ikinci haftası, başkent Kampala’nın doğusundaki Jinja adlı yerleşkede bir kız okulunda öğretmenlik yapan bir kadın, lezbiyen olduğu şüphesi ve derslerinde “eşcinselliğe teşvik etme” iddiaları sebebiyle tutuklandı.

Bu konudaki duygularını, “Bunlar artık iyice zıvanadan çıktı. Önceden yine polisten korkardık ama sen ben gibi sıradan Ugandalılardan daha önce böyle korkmuyorduk,” sözleriyle aktaran Frank Mugisha, Smug’ın yardıma muhtaç kişilerin sayısı karşısında çaresiz kaldığını da sözlerine ekledi.

Smug için mücadele eden kişiler ise telefon çağrılarındaki numaraların dikkatle incelenmesi ve hâlihazırdaki güvenlik önlemlerinin de arttırılması gerektiğini ifade ettiler.

Smug raporuna göre tüm lubunyalar arasında şiddetten en çok etkilenenler translar. Yaklaşık altı yıldır kendi imkânlarıyla hormon terapisi uygulayarak cinsiyet uyumlama sürecinde olan trans erkek John Mukisa,[2] bu durumu,

 “LGBTİ+ topluluğunun yüzü biz olduğumuz için, hedef de biziz,” sözleriyle ifade ediyor.

36 yaşında olan ve son iki yıldır birçok tutuklanmaya, hem fiziksel hem de cinsel saldırıya maruz kalan Mukisa, “Bu şekilde hayatta kalmak için her zaman herkesten daha fazlasını yapabilmeniz gerekiyor,” diyor.

Mukisa, 2021’de dayak yemiş, tutuklanmış, cinsel yönelimi ve cinsiyet kimliği üzerinden sorguya çekilmiş.

Defalarca yalvarmasına rağmen henüz cinsiyet uyumlama ameliyatı geçirmemiş olan Mukisa, tutuklandığında erkeklerle dolu bir hücreye atılmış ve o hücrede defalarca tecavüze uğramış. İddialara göre bu tecavüzleri polis teşvik etmiş. Mukisa beynini travmalarla kazıyan bu olayların sonucunda HİV kaptığını açıkladı.

Hormon terapisi ilaçlarının tüm ülkede yalnızca birkaç tıbbi tedarikçinin tekelinde olduğunu göz önünde bulundurulduğunda, Uganda’da cinsiyet uyum sürecinin oldukça zor olduğu söylenmeli. Hormon terapisinin de ötesinde eğer Uganda’da bir kişi cinsiyet uyumlama ameliyatı olmak istediğinde yurtdışına gitmek zorunda. Dolayısıyla, bu kişiler için cerrahi çözümler hormon terapisinden de daha az ulaşılabilir.

Uganda’daki transların isimlerini ve yasal kimliklerini yenilemeleri mümkün fakat bu süreç hiçbir yerde ayrıntılı olarak tanımlanmadığı için kimliğini değiştirmek isteyen translar Uganda Ulusal Kimlik ve Kayıt Kurumu’nun inisiyatifine kalıyorlar. Aktivistlere göre, transların varlıklarını dolaylı yoldan yasadışı gösteren “sahte kimliğe bürünme,” “umumi adaba aykırı hareketlerde bulunma” ve “eşcinsel ilişkiye girme” gibi suçları belirleyen yasaların da tüm detaylarıyla yakından incelenmeleri gerekiyor.

İnsan hakları avukatı Noah Mirembe bu konuda şu ifadeleri kullanıyor:

“Yasada uyumlama sürecine ilişkin haklar belirlenmiş olsa da pratikte, size verilen bu hakları kullanmak istediğinizde çok ağır homofobiyle[3] karşı karşıya kalıyorsunuz. Bu süreç boyunca birçok kez erkekliğinizi veya kadınlığınızı kanıtlamanız için soyunmanız isteniyor. Transların sürekli bu tür müdahalelere katlanmaları bekleniyor.”

Eskiden hemşirelik yapan Mukisa, yasal kimliğini gerçek benliğini yansıtacak şekilde yenilemeyi başardı. Şimdi ise diğer translara süreçlerinde yardımcı oluyor fakat Uganda’daki durum yıllar öncesine kıyasla çok daha zor. Mukisa yasal kimliğini yenilemiş olmasına rağmen ulusal sınav kurumlarının ve hemşirelik derneklerinin baskısı yüzünden akademik sertifikalarını yenileyemediğini ve bu belgelerde hâlâ eski atanmış adının yazdığını söylüyor. Bu durum dolayısıyla Mukisa’nın profesyonel hayatı ve eğitim kariyeri sekteye uğramaya devam ediyor.

Mukisa bu durumu, “Uganda'da bir trans erkek olarak durumum nedeniyle sahip olduğum ekonomik fırsatlar sınırlı, bu da benim ana akım ekonomide başarılı olmamı zorlaştırıyor,”[4] sözleriyle anlatıyor. 

Mukisa hala işsiz ve tanıdığı diğer translar da ya serbest mesleklerle uğraşıyor ya da çok az fon alan birkaç LGBTİ+ örgütünden birinde çalışıyor. Mukisa’ya göre Uganda’da şu an devam etmekte olan LGBTİ+ karşıtı düşmanca ortam, insanların daha da ötekileştirilmelerine sebep oluyor.

Son sözler yine Mukisa’dan: “Millet korku içinde, bucak bucak kaçıyor. Bütün bu olanlar bizleri geriye götürüyor.”



[1] Uganda’da LGBTİ+ şemsiyesi altındaki tüm lubunyalara atıfta bulunurken siyasetçiler sürekli eşcinsel anlamına gelen “homosexual” kelimesini kullanıyorlar. Uganda’da eskiden Türkiye’de de olduğu gibi tüm lubunyalara eşcinsel deniyor. (ç.n.)

[2] Anonimliğini korumak adına kişinin adı değiştirilmiştir.

[3] Uganda’da tüm lubunyalar için “eşcinsel” kelimesi kullanıldığı gibi, transları ilgilendiren bir nefret söz konusu olduğunda bile (transfobi), tüm lubunyalara karşı nefret ve ön yargı anlamında “homofobi” kullanılıyor. (ç.n.)

[4] Kaynak metindeki alıntı bağlam dışı alındığı için çeviride bağlam eklenmiştir. (ç.n.)


Etiketler: insan hakları, yaşam, nefret suçları, dünyadan
İstihdam