23/02/2017 | Yazar: Umut Stackhouse

Ezbere yaşadığımız yetmiyor, ezbere uğurlanma dayatılıyor.

İnsanlara kendi yaşamları üzerinde doğru düzgün hiçbir söz hakkı tanımayan bu 'öldürücü' sistemin, kişiyi ölümü ve cenazesi hakkında da aynı nobranlıkla susturması çok büyük bir çaresizlik hissiyatı dayatıyor.

Erkeklerin öne çıkıp, kadınların başlarını örterek geriye gittiği bir cenaze namazı, siyah giymiş katılımcıların hiçbirinin anlamadığı bir takım standart Arapça sözlü dualarla, imamın arkasında saf oluşturduğu bir veda, benim hayatımda hiçbir yere dokunmuyor oysaki.

Ben kadınların önde olmasını istedim hep bu hayatta ve söz'ün gücüne de, ne dediğinin anlaşılmasına da oldum olası çok önem verdim. İnstagram dahil birçok platformda kullanıcı adım ilk günden beri 'sadece renkler'. Bu yüzden insanların rengarenk olduğu, kadınların bilhassa önde olduğu, benimle ilgili anıların maaşlı bir cami imamı tarafından değil, yokluğumu hissedecek gerçek kişiler tarafından anlaşılır ve dolayısıyla hissedilebilir bir dil ile paylaşıldığı bir vedayı hayal ediyorum kendim için de…

Elbette, Meral Okay’ı dahi, onca "küllerimi denizlere savurun" vasiyeti üzerine dalga geçer gibi öğle namazını müteakip Zincirlikuyu’dan toprağa veren bu sistemde, hayatlarımız gibi ölümlerimizin üzerinde de herhangi bir inisiyatifimiz olamıyor. Ezbere yaşadığımız yetmiyor, ezbere uğurlanma dayatılıyor.

Canım Bulut için, onu hiç tanımayan bir imamın onu hiç karşılamayan sözleri bitip de, cenazesine gelenler artık yavaş yavaş dağılmaya başladıktan sonra, mezar yeri başında kendimizce bir ufak anma yapmak istedik. Hakan Kumru’nun kendisi için yazdığı “Acele ve Şıklık” yazısını yüksek sesle okuduk. Ela, Bulutumuzla karşılıklı son bir kez püfür püfür tüttürebilelim diye bir sigara yakıp mezarına iliştirdi yazı okunurken. En son arkadaşımın mezarının “Çiçek Gibi” bir selfisini çektim.

Bu fotoğrafı insanlarla paylaşıp paylaşmama konusunda önce kendimle tartışsam da, cenazeye katılamayan sevenleri için bu kareyi görmenin, bu denli yaşam dolu bir insanın artık olmadığını idrak edebilmek açısından önemli olacağını düşündüm.

Hem ayrıca Bulut yine her zamanki gibiydi; çiçek gibi…


Etiketler:
nefret