17/05/2015 | Yazar: Yıldız Tar

Kitlesel ve coşkulu geçen 17 Mayıs yürüyüşü izlenimleri: Hakikaten sevişe sevişe kazanacağız!

Kitlesel ve coşkulu geçen 17 Mayıs yürüyüşü izlenimleri: Hakikaten sevişe sevişe kazanacağız!
 
Bugün, yani 17 Mayıs, yani homofobi ve transfobi ile mücadele günü, yani Kaos GL’nin bu yıl onuncusunu yaptığı Uluslararası Homofobi Karşıtı Buluşma etkinliklerine ilham kaynağı olan gün…
 
Ankara’da her yıl olduğu gibi bu yıl da homofobi ve transfobi karşıtları nefrete karşı aşk ve özgürlük için yürüdü. Gökkuşağı ve kara-pembe bayrakların aşkı, şehrin çehresini değiştirdi.
 
Binlerce kişiydik, öyle basma kalıp bir sayı olsun diye değil; hakikaten binlerce kişiydik. Kimimiz eteğini çekmişti altına, kimimiz sevgilisini takmıştı koluna…
 
Ülkenin dört bir yanından yürüyüşü izleyen ancak Ankara’da olamayanlar için aşk yürüyüşünden sıcağı sıcağına notlar…
 
*Yürüyüş Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden başladı. Hafta sonu devam eden Homofobi Karşıtı Buluşma etkinliklerini takip edenler ve Kaos GL’nin yerel muhabirleri pankartları hazırlamaya başlarken birden kampüsün dört bir yanından sloganlar yükseldi: “Nerdesin aşkım!” Bayrağını kapan oluşumlar sloganlarla başlangıç noktasına gelmeye başladı. Öyle ki bir an basın mensupları kim, nereden, nasıl geliyor takip etmekte zorlandık.
 
*Ana pankartın yanı sıra dev gökkuşağı ve trans bayrakları açıldı. Pankartın önünde ise iki bayrak vardı: Gökkuşağı ve kara-pembe bayrak. Anarşinin karası ile lubunyaların pembesinin zaman zaman gerilimli de olsa bu coğrafyadaki tarihsel aşkı yürüyüşün en önünde yerini aldı.
 
*Kaldırımdan yürümeye başladı kitle. Bir yandan sloganlar. En sık atılan slogan belki de “Sevişe sevişe kazanacağız” sloganı idi. Nefret ikliminde boğulduğumuz, deyim yerindeyse darlandığımız şu koşullarda sevişmek kadar güzel bir şey var mı ki? Hele bir de meydan okuyorsan ve kazanacağız diyorsan…
 
*Bir süre sonra sayı o kadar arttı ki kaldırımlar yetmedi. Kurtuluş’ta binleri bulan homofobi ve transfobi karşıtları ana caddeden yürümeye başladı. Fizik kuralları polis yasaklarını dinlemez tabi. Sığdır sığdırabilirsen o kadar insanı kaldırıma.
 
*Sakarya’ya doğru yaklaşıldığında kortejin sonu görülmüyordu. Zaten meydana girişte de ufak çaplı bir izdiham yaşandı. Kitle alan sığmadı. İğne atsan lubunyaya çarpacaktı neredeyse.
 
*Bu yıl yürüyüşe çeşitli sol örgütlerden katılım da yoğundu. Sol, sosyalist kurumların gençlik örgütleri kendi dövizleriyle alanda yer aldı. Geçtiğimiz yıllarda bazı sloganlara eşlik etmeme ve utanma hali ise azalmıştı sanki. E, kurtuluş yok tabi tek başına!
 
*Yürüyüş başlarken de, Sakarya’da basın açıklaması okunurken de geçtiğimiz günlerde ölen Kenan Evren unutulmadı. Aldığı can ve ahlar hatırlatıldı ve kallavi bir “Yuh” çekildi darbeci paşaya…
 
*Basın metni, son zamanlarda gördüğüm en radikal ancak aynı zamanda en gerçekçi metinlerden biriydi. Ortadoğu’daki savaşa karşı bir duruş da, darbeci Evren’in ölümü de metinde hiç iğreti durmadan yer alıyordu.
 
*Normalde dinlenmeyen basın metinleri geleneği bu yürüyüşte kırıldı. Metin okunurken herkes dikkatle dinledi. “İbneler ne güzel renkli renkli yürüdü” klişesinden, “Yahu bu ibneler ne diyor, ne yapıyor” a geçiş güzeldi. Özellikle Kenan Evren’li kısımlarda yuhlamalardan ötürü metni okumak zorlaştı.
 
*Şahit olduğum iki diyalog ise bu yürüyüşten bana hatıra kaldı. Biri yandan geçen birinin arkadaşına dediği, “Ya bizim mitinglere bu kadar insan gelmiyor ama eşcinsellere geliyor. Ne oluyor” ifadeleriydi. Kimdirler, hangi mitingtir bilemem ama haklıydılar. Kalabalık inanılmazdı.
 
*Diğeri ise basın metni isteyen polisle aramızda geçen diyalog. Polisler metin istediğinde “Metin yok” diyince bir arkadaşımız, “Siteden alırsınız” dedi. Polis ne dese beğenirsiniz, “Biz zaten Kaos GL’yi takip ediyoruz.” E tabi ben de hafif bir gururla, “En sadık okurlarımızsınız” diyiverdim.
 
*Yürüyüşte çok farklı çevrelerden hak mücadelesi yürüten kişi ve kurumları bir arada görmek de umut vericiydi. 1994 yılında çalınan “Eşcinsellerin kurtuluşu heteroseksüelleri de özgürleştirecektir” mayası tutmuş. 1 Mayıs’tan 17 Mayıs’a ise bir sözden öte anlam taşıyor artık. Ve evet hakikaten sevişe sevişe kazanacağız!
 
İlgili haber:

Etiketler:
İstihdam