08/11/2006 | Yazar: KAOS GL

‘1 Mayıs olayları bizi tartışmalarda başka bir noktaya getirdi, getirmeli. Yıllarca tartışılan konuların dışına çıkabildik ilk kez. Hareketin kazançlar edinmesi için açılmak gerekiyor. Ama bu olmadan mümkün olmuyor. 1 Mayıs bu anlamda dönüştürücü bir rol oynuyor. Bu tür çıkışlar yaşamımızı kolaylaştıracak ve çalışmalarımızın meyvesini alacağız.’ Güztanbul 2001’in tartışmalarından biri de ‘1 Mayıs, Coming Out Ve Birlikte Özgürleşmenin Olanakları’ başlığını taşıyordu.

‘1 Mayıs olayları bizi tartışmalarda başka bir noktaya getirdi, getirmeli. Yıllarca tartışılan konuların dışına çıkabildik ilk kez. Hareketin kazançlar edinmesi için açılmak gerekiyor. Ama bu olmadan mümkün olmuyor. 1 Mayıs bu anlamda dönüştürücü bir rol oynuyor. Bu tür çıkışlar yaşamımızı kolaylaştıracak ve çalışmalarımızın meyvesini alacağız.’ Güztanbul 2001’in tartışmalarından biri de ‘1 Mayıs, Coming Out Ve Birlikte Özgürleşmenin Olanakları’ başlığını taşıyordu.

Kaos GL

Sunan grup: KAOS GL

Sunan kişiler: Ali Erol, Murat Yalçınkaya

Tarih: 27 Ekim 2001, Cumartesi

Zaman: 13:00–14:00

Yer: Nazım Hikmet Kültür Vakfı

ALİ EROL:: Toplantılarda kamerayla kayıt yapılması gibi bir sorun yaşarken coming out’u tartışmamız ilginç değil mi?
Eşcinsel hareketi tartışırken batıdaki hareketin bize doğrudan yansıyıp yansımayacağı sorusunun tek bir yanıtı yok.
Coming out’un toplumsal bir çıkış olarak da bir anlamı var. 1 Mayıs coming out’un kamusal arenadaki karşılığıydı.
Pride dışında eşcinseller ortaya çıkamaz mıydı? İngiliz Pride’ı yapılırken, bir yandan da ‘herkese cinsel özgürlük’ isteyenlerin yaptığı bir organizasyon da gerçekleşiyordu ve İngiliz medyasında bu alternatif yaklaşım da yer aldı. Ama bizim medyada sadece büyük pride gösterildi. Medya göstermek istediğini gösteriyor.
Eşcinsel hareket kendi kendine gelişmemiştir, yönünü toplum belirlemiştir. Bu hareket yoktan var olmamıştır ve öteki toplumsal hareketlerden de etkilenmiştir.
Toplumun gelişimi birden gerçekleşemez. Bir gün insanlar uyandığında ‘aa eşcinseller normalmiş’ demeyecek. Eşcinsel hareket kendi başına özgürleşmeyecek. Çeşitlilik ve dayanışma temelli hareketlerle bir arada gelişecek.

İktidar perspektifli gruplarda çeşni olmak mı, alternatif gruplarla dayanışmak mı? KAOS GL 8 yıldır ısrar ve inatla ne kadar homofobik olursa olsun her tür grupla iletişim ve etkileşime geçmeye çalışıyor.

1 Mayıs KAOS GL’ye bir olanak sundu. Memurlar, işçiler, öğrenciler, yoksullar, herkes 1 Mayıs meydanındaydı. Orada bulunarak ‘Aynı toplum içinde sizinleyiz. Taleplerimiz var’ dedik. Bir realite olarak karşılarına çıktık.

MURAT YALÇINKAYA: 1 Mayıs olayları bizi tartışmalarda başka bir noktaya getirdi, getirmeli. Yıllarca tartışılan konuların dışına çıkabildik ilk kez.
Hareketin kazançlar edinmesi için açılmak gerekiyor. Ama bu olmadan mümkün olmuyor. 1 Mayıs bu anlamda dönüştürücü bir rol oynuyor. Bu tür çıkışlar yaşamımızı kolaylaştıracak ve çalışmalarımızın meyvesini alacağız.

1 Mayıs sonrası KAOS GL’ye ‘Neden 1 Mayıs?’ sorusu geldi. Neden olmasın? 1 Mayıs sol hareketin sesini yükselttiği bir gün. Türkiye’deki toplumsal muhalefetin önemli bir parçası olduğunu göstermesi açısından önemli. Ayrıca toplumsal örgütlerle dayanışmanın sağlanmasında bir araç. Bir de bu tür bir harekette bulunarak hangi grubun bize uzak, hangi grubun yakın duracağını da gördük.

ALİ EROL:: Bu eylemden ‘coming out’un yolu budur’ diye bir sonuç çıkarmamalıyız. Sonuç daima ölçülebilecek somut bir şey olarak çıkmıyor. Farklı coming out yöntemleri olabilir.
Amerika’da geyler pencerelerine bayrak asınca geyler düzenle mi bütünleşti sorusu geliyor akıllara. Bunu gören zihniyet savaş karşıtı gösterilerde dalgalanan gökkuşağı bayrağını görmüyor. İşin iki tarafı var, farklı yollar mevcut. Bu saflaşma ve netleşme bizde de yaşanacak. Bu durumda kiminle dayanışacağımız ortaya çıkacak.

KAOS GL vicdai retçilere destek veren bir açıklama yaptı. Feministlerle işbirliği olanakları mevcut.
Bizde coming out bireysel çıkış ve medya yoluyla yapılıyor. Ama sendika ve NGO’larla bağlantı kurmak da bir coming out’tur. 1 Mayıs’ın ardından gelmesi gereken budur.

ONUR: 1 Mayıs’ta gösterilere katılanların yaşamına bir olumsuzluk yansıdı mı?

ALİ EROL:: Olumsuz bir şey olmadı. Türkiye’de fiili işleyiş ve kağıt üzerindeki işleyiş farklı. Hareketlerini ayarlarsan olanakaları kullanabilirsin.

EROL: Homofobik yapıların etkilenmesinde birden çok yolun var olması önemli. İstanbul’da 1 Mayıs’ta bildiri dağıtılması önemliydi. NGO’larla iletişim kurduk ve bir süre sonra beraber çalışma fikrine alıştılar. Artık ortak çalışmalara girebiliyoruz.

ALİ EROL:: Sonuç çıkarmamız gerekmiyor ama bu konuları tartışmalıyız. Bizim bir koalisyon önerimiz var. Muhalif gruplarla toplumsal bir koalisyon. Bu öneriyi hayata geçirmek için uğraşıyoruz.

Bir kadın arkadaş: Ben sendikalıyım. Eşcinsellik benim bir parçam. Ben meydanda yürümek istiyorum. Eşcinsellerin yürüyor olması, o grupta yer alamayan eşcinselelr için de bir adım bir güvendir. Sendika bayrağı altında benim gibi başka eşcinseller de olabilir. Sendikayı mı seçmeliyim, eşcinsel grubunu mu?

ALİ EROL:: Koalisyon bu bağlamda çok yararlı olacak. PSI, sendikalara eşcinsel üyeleriniz var mı gibi sorular içeren bir form gönderdi ve giden formlardaki sorularda ‘no’lar işaretliydi. Sendikaların böyle bir çalışması yok ki. Ancak sendikalarla dayanışma ve işbirliğine gidersek, GL hakları için bir bölüm açmalarını sağlayabiliriz.
Yine aynı arkadaş: Sendikadaki arkadaşlarım beni lezbiyen olarak değil bir arkadaş olarak görüyor. Ancak sosyalist eşitlikçi olmalarına rağmen eşcinsellere olumlu davranmıyorlar. Bazı insanlar yüzünden kendimizi ifade edemiyoruz. Eşcinsellik bizim bir parçamız. Bu yönümüz keşfedildiğinde işten atılıyorsunuz çünkü yüz kızartıcı suçlara giriyor. Buna karşı çıkmak için yasal bir girişimde bulunmalısınız, işte bunun yolu 1 Mayıs’la açılacak.

MURAT YALÇINKAYA: 1 Mayıs’ta eşcinsellerle yürümekten çok eşcinsel olarak kendini ifade edebilmek önemli. Sadece eşcinsel kimliğimizi ifade ederek bir şey kazanamayız. Bundan güç alabiliriz ama arkasını başka şeylerle doldurmalıyız.
Yine aynı arkadaş: Neyle?

ALİ EROL:: Bu tür sorulara takılıp kalırsak hiçbir şey yapamayız. Çatışmalarla bir birleşim yaşanacak. Yüzlerce bildirinin ¾’ünü alt kesim işçi ve memurlara dağıttık özellikle. Öğrencilere ve partililere geri kalanlarını dağıttık. Bireysel oalrak açılmanın ötesinde içinde bulunduğumuz yapıları ansıl dönüştürebiliriz, bunu tartışmalıyız. Gey haklarında profesyonelleşme yerine nasıl herkes bunun içine alınabilir sorusuna yanıt aramalıyız.

ÖZGÜR: Deşifre olma korkusu yoksa okul ve iş gibi ortamlarda dışlanma düşüncesi olması kötü. O zaman şu soru sorulabilir: Birlikte çalıştığınız insanları neden seçtiniz?

Yine aynı arkadaş: Benim yönelimim sendikayı ilgilendirmemeli. Emek, sömürü gibi konularda beni desteklemeli. Eşcinsellik bunların dışında bir şey.

ÖZGÜR: Bu fikre karşı anlayış göstermemelisin!

ALİ EROL:: Öğrenciysen, akademisyenler seni onaylıyor mu? O zaman okula neden devam ediyorsun? Bu tür sorularla birbirimizi engellememeliyiz. Sabırlı davranıp söz konusu tavırları dönüştürmeliyiz.

COŞKUN: Burası Hollanda değil. Sosyal güvencen yok, kovulursanız eşcinsel hareket size yardımcı olamaz. O yüzden, Don Kişotluk yapmak yerine, üstü kapalı bir şeyler yapabilirsiniz. Herkes hareketin başında olmak zorunda değil ama kalben destekleyebilirsin.

ALİ EROL:: Arkadaşlarından vazgeçebilirsin ama sosyal bağlantılarından vazgeçemezsin. Sol yapılar artık anarşistlere bile saldırmıyor. Yaklaşımlar değişir. Homofobi aniden ortadan kalkmayacak . Uğraşarak bu süreci beraber ilerleteceğiz ve olumlu hale getireceğiz. Zamanında İHD’den kovulduk ama geçen toplantıyı oranın merkezinde yaptık.

EROL: Toplum yüzünden homofobik oluyorlar ve bizim yapmamız gereken de insanları etkilemek. Etkilemek dışlamak demek değildir.

ÖZGÜR: Bu uğurda ailemizi bile reddedebilmeliyiz.

MURAT YALÇINKAYA: Bunun çok yöntemi var. Herkes istediği gibi yapar. Ama deneyim paylaşamını gerçekleştirmeliyiz.

Yeşim: Toplumsal ve bireysel coming outun özellikleri var. Kişiselde seni kabul etmesi için karşındakine gerekçe yaratma yöntemi de söz konusu. Diğer yapılarla iletişime geçerken de aynısını yapmak sakıncalı. Sadece ‘biz varız’ demek lazım. Özür dileyerek açılmak tehlikeli bir şey. Birçok farklılık barındırıyoruz içimizde ve topluma göre en iyilerimizi gösterip kabul ettirmek yerine, tüm varlığımızla kendimizi göstermeliyiz.

Sema: RTL’de Türkiye’de eşcinsellikle ilgili yayınlanan programdaki arkadaşların davranışları çok düzgündü. Toplumda normal davranmalıyız. Dejenere davranırsak eşcinselleri ters tanıyorlar.

MURAT YALÇINKAYA: Düzgün davranmanın ölçüsü yok. Rahat etmek için beyaz, Türk, hetero ve sünni olmak zorundasın. İbne olmayacaksın. Bizim içimizde bir tek tiplik yok. Herkes kendi yaşam tarzıyla ortaya çıkabilir. Birbirimizin kulağını çekmek durumunda değiliz.

ALİ EROL:: Kötü örneklere takılmak isteyen zihniyet takılacaktır. Yapmamız gereken şey, içimizde bir tek tiplik olmadığının altını çizmek. Topluma entegre olmak isteyen de olabilir, bunu eleştirmem. Ama tek tip eşcinselin bu olduğu yolunda bir sunum yapmamak gerekir.

Nejat: Ben kime göre düzgünüm? (RTL’de düzgün gözüküyordunuz lafına karşı) Bu yanlış ve tehlikeli. İnsanlar kendilerini istediği gibi ifade edebilir.

Kaynak: Kaos GL - Ek, Ocak – Şubat 2002

Etiketler: yaşam
İstihdam