07/11/2019 | Yazar: Kaos GL
Uluslararası insan hakları kuruluşları Civil Rights Defenders, FIDH, Front Line Defenders ve ILGA-Europe, 19 ODTÜ’lü LGBTİ+ hakları savunucusuna yönelik tüm suçlamaların kaldırılmasını talep ediyor.
Uluslararası insan hakları kuruluşları Civil Rights
Defenders, FIDH, Front Line Defenders ve ILGA-Europe, haklarında dava açılan 19
LGBTİ+ hakları savunucusuna yönelik tüm suçlamaların kaldırılmasını talep eden
bir açıklama yayımladı.
Dört kurum adına yayınlanan bildiri “Hiç kimse barışçıl
gösteri hakkını kullandığı için yargılanmamalıdır” diyor.
Açıklamanın tam metni
şöyle:
“Hak savunucularının yargılanacağı davanın ilk duruşması, 12
Kasım 2019 tarihinde Ankara’da yapılacak. 10 Mayıs 2019 günü gerçekleşen ODTÜ
LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’ne katıldıkları için haklarında ‘kanuna aykırı toplantı ve
yürüyüşlere katılma’ ve ‘ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama’ suçlamaları ile
dava açılan 19 LGBTI+ hak savunucusu, 12 Kasım 2019 tarihinde, ilk kez hâkim
karşısına çıkacak.
“Yargılanan 18 öğrenci ve bir akademisyen, ODTÜ Onur
Yürüyüşü sırasında gözaltına alınan 22 kişi arasındaydı. Üniversite yönetimi,
yürüyüş için katılımcıların toplanmaya başlaması üzerine güvenlik güçlerini
kampüse davet etti. Polis göstericileri biber gazı, plastik mermi ve fiziksel
güç kullanarak dağıttı ve aralarında akademisyenlerin de bulunduğu 22 kişiyi
gözaltına aldı. Gözaltına alınanların tamamı aynı gece geç saatlerde serbest
bırakıldı.
“Dört kurum adına konuşan ILGA-Europe Programlar Direktörü
Björn van Roozendaal ‘Polisin saldırdığı ve gözaltına aldığı sırada, insan
hakları savunucuları kendilerinin ve başkalarının haklarını savunmak amacıyla bir
araya gelmişlerdi ve barışçıl bir biçimde toplantı ve gösteri yapma haklarını
kullanıyorlardı. Hiç kimse barışçıl gösteri hakkını kullandığı için
yargılanmamalıdır. Hak savunucularına yönelik tüm suçlamalar düşürülmeli ve bu
dava kapatılmalıdır’ dedi.
“9. Onur Yürüyüşü, ODTÜ’de toplumsal cinsiyet eşitliğini
sağlamak, LGBTİ+fobi ile mücadele etmek ve kampüsü LGBTİ+ bireyler için güvenli
bir alan haline getirmek amacıyla 1996 yılında kurulan ODTÜ LGBTİ+ Dayanışması
adlı öğrenci topluluğu tarafından düzenlenmişti. Grup 2011 yılından bu yana her
yıl mayıs ayında kampüste Onur Yürüyüşü düzenliyordu.
“Etkinliğin gerçekleşeceği tarihten birkaç gün önce, 6 Mayıs
2019 tarihinde, ODTÜ Rektörü Mustafa Verşan Kök öğrencilere, öğretim üyelerine
ve mezunlara gönderdiği bir e-postayla, 9. Onur Yürüyüşü’ne izin verilmeyeceğini
duyurdu. Rektör, söz konusu mesajında, Ankara Valiliği’nin il genelinde her
türlü LGBTİ+ etkinliğini yasaklayan 3 Ekim 2018 tarihli kararına atıfta bulundu
ve yürüyüşün gerçekleşmesi halinde gerekli tedbirlerin alınması için Ankara
Emniyet Müdürlüğü ile görüşüldüğünü belirtti. 10 Mayıs günü Yürüyüş için
öğrencilerin toplanmaya başlamasıyla Rektör tarafından kampüse davet edilen
polis, kalabalığı şiddet kullanarak dağıttı. Müdahale sırasında 21 öğrenci ve
bir öğretim üyesi gözaltına alındı.
“Bu olaydan kısa bir süre sonra, üniversite yönetimi
yürüyüşe katılan öğrenciler hakkında idari soruşturma başlattı. 5 Ağustos 2019
tarihinde, yürüyüşe katılan 19 LGBTİ+ hakları savunucusu, haklarında “kanuna aykırı
toplantı ve yürüyüşlere katılma” ve “ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama”
suçlamaları ile toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa (TCK 2911. Madde)
muhalefetten dava açıldığını öğrendi.
“Ankara Valiliği, 18 Kasım 2017 tarihinde, “toplumsal
hassasiyetler, genel ahlak ve genel sağlığın korunması, kişi güvenliğinin ve
özgürlüğün korunması” gerekçeleriyle, LGBTİ+ temalı tüm etkinlikleri süresiz
olarak yasakladığını ilan etmişti. OHAL uygulamasının 19 Temmuz 2018 tarihinde
sona ermesine rağmen, Ankara Valiliği’nin LGBTİ+ etkinliklerine ilişkin yasağı
sürmüştü. Valilik, 3 Ekim 2018 tarihinde ikinci bir genel yasak kararı
duyurarak, aynı gerekçelerle LGBTİ+ etkinliklerini tekrar süresiz olarak
yasaklamıştı. 19 Nisan 2019 tarihinde, Ankara Bölge İdare Mahkemesi, LGBTİ+
etkinliklerine ilişkin OHAL döneminde verilen genel yasaklama kararını, hukuka
aykırı olduğu gerekçesiyle iptal etti. Mahkeme, yasağın süre bakımından
sınırsız olması, yasaklanan eylemlerin niteliğine ilişkin bir sınırlama ve
belirlilik de bulunmaması sebebiyle kararın hak ve özgürlükleri kısıtlayıcı ve
hukuk dışı olduğuna hükmetti.
“Devletin görevinin barışçıl toplantı ve yürüyüşleri
yasaklamak değil, gerekli tedbirlerini alarak göstericilerin güvenliklerini
sağlamak olduğunu hatırlatan uluslararası insan hakları örgütleri, yetkilileri,
insan hakları savunucularını yargılamak yerine, yürüyüş sırasında polisin aşırı
güç kullandığı iddialarını kapsamlı ve tarafsız bir biçimde soruşturmaya
çağırdı. Ortak açıklamada, 19 hak savunucusu hakkındaki tüm suçlamaların
kaldırılmasını talep edildi. Açıklamada, Türkiye’deki tüm insan hakları
savunucularının meşru insan hakları faaliyetlerini herhangi bir kısıtlama ve
baskıya maruz kalmadan sürdürülebilmeleri için gerekli tüm tedbirlerin alınması
çağrısı da yapıldı.”
Etiketler: insan hakları, eğitim, dünyadan