18/04/2019 | Yazar: Yıldız Tar

Avukatlar, polisin haksız gözaltı yaptığını, darp ettiğini ve davanın hukuksuz olduğunu söyledi. Dava, 19 Eylül’e ertelendi.

2018 Onur Yürüyüşü davası: “Polis görevi kötüye kullandı, darp etti, dava hukuksuz” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

2018 İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’nde gözaltına alınan 6 kişi hakkında açılan dava başladı. Avukatlar, polisin haksız gözaltı yaptığını, darp ettiğini ve davanın hukuksuz olduğunu söyledi. Dava, 19 Eylül’e ertelendi.

1 Temmuz 2018’de yapılan İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’nde polisin şiddet uygulayarak gözaltına aldığı 6 kişi hakkında dava bugün (18 Nisan) 12. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başladı.

Duruşmada 6 kişi hakkında 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefetin yanı sıra “görevi yaptırmamak için direnme” ve “trafik güvenliğini tehlikeye sokma” iddialarının yer aldığı iddianame okundu.

“Gözaltına alınırken hakaret ve kötü muameleye maruz kaldık”

İddianamenin okunmasının ardından LGBTİ+ hak savunucuları ifade verdi. LGBTİ+ hak savunucuları gözaltına alındıkları sırada hakaret ve kötü muameleye maruz kaldıklarını hatırlattı.

“Basın açıklaması izne tabi değil!”

Kaos GL’den Avukat Yasemin Öz, LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’nün 2003 yılından beri yapıldığını, 2013 yılında ise 100 bine yakın kişinin katıldığını hatırlattı. Yasaya göre basın açıklamasının izne tabi olmadığını, Mis Sokak’ta basın açıklaması yapıldığını söyledi. Öz, iddianamedeki görüntülerin dördüncü sayfasında kendi fotoğrafının da yer aldığını söyleyerek; “İlk defa hem vekil hem delil oldum” dedi.

Öz, Mis Sokak’ta dağılın anonsunun ardından gruplar halinde dağılınırken polisin müdahalede bulunduğunu ve gözaltı yaptığını söyleyerek, “Altı sanığın dördünün darp raporu bulunuyor. Dosyadaki görüntülerin hiçbiri de iddiaları destekler nitelikte değil. Aksine eldeki veriler suçlamaların asılsız olduğunu gösteriyor” dedi.

“Bu kişilerin yargılanması hukuka aykırı”

Avukat Fırat Söyle ise Onur Yürüyüşü’nün tamamen barışçıl amaçlarla düzenlendiğini hatırlatarak, “2003 yılında Mis Sokak'ta ilk LGBTİ+ Onur Yürüyüşü yapılmıştı. Son birkaç yıldır Ramazan sebebiyle Valilik hassasiyet iddiası yaratarak izin vermemeye başladı “dedi.

Söyle, kendisinin de orada olduğunu ve Mis Sokak’ta basın açıklaması yapılabileceğini polisin söylediğini belirterek, “Herhangi bir şiddet söz konusu değilken bu kişilerin yargılanması hukuka aykırıdır” şeklinde konuştu.

“Polis görevini kötüye kullandı”

Avukat Diren Cevahir Şen ise bütün sanıklar hakkında beraat talep ederek, haksız şekilde gözaltı uygulaması yapan polisin görevini kötüye kullandığını, müvekkillerinin darp edildiğini ve hak ihlaline uğradığını belirtti.

Dava ertelendi

Dava, savunmaların hazırlanması ve delillerin sunulması; dosyada bulunan kamera kayıtlarının bilirkişiye gönderilmesi için 19 Eylül 2019 saat 14.00’e ertelendi.

İddianame ne diyor?

Haklarında dava açılan kişiler; 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefetin yanı sıra “görevi yaptırmamak için direnme” ve “trafik güvenliğini tehlikeye sokma” iddiaları ile yargılanıyor.

İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nın 6 kişi hakkında hazırladığı iddianamede, İstiklal Caddesi’nde 3 kişinin polis şiddetiyle gözaltına alınması, “kendilerine müdahale eden kolluk kuvvetlerine ve çevredeki vatandaşlara rahatsız edici ve uygunsuz hareketlerde bulunmaları üzerine yakalanarak” ifadeleriyle yer alıyor.

İddianamede, Firuzağa’da polis saldırısı sırasında kullandığı aracın kornasını çalan bir kişinin ise “görevi yaptırmamak için direnme” ve “trafik güvenliğini tehlikeye sokmak” suçlarından cezalandırılması isteniyor.

AB Delegasyonu, Eğitim-Sen ve Ankara Barosu gözlemci

Avrupa Birliği Delegasyonu temsilcisi, İngiltere Büyükelçiliği temsilcisi, Eğitim-Sen LGBTİ+ Komisyonu ve Ankara Barosu LGBTQ+ Hakları Merkezi duruşmaya gözlemci olarak katıldı.

Ne olmuştu?

İstanbul Valiliği 2018 yılında dördüncü kez LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’ne “izin verilmeyeceğini” açıkladı. Onur Haftası Komitesi, “İstanbul Valiliği son iki yıldır Ramazan’a denk gelmeyen ve bu yıl hiçbir tehdit almamış yürüyüşümüzü yasaklayarak gösterdiği gerekçelerin sadece birer bahane olduğunu ve aslında Valilik kararının bizlere yöneltilen nefretin bir parçası olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır” dedi ve yürüyüş çağrısını yineledi.

Valiliğin yasak kararı için tıklayınız.

Onur Yürüyüşü öncesi polis Beyoğlu’na çıkan yolları kapattı. Yürüyüş kapsamında Mis Sokak’ta basın açıklaması okundu. Polis; Mis Sokak’ta basın açıklamasının ardından ara sokaklarda Onur Yürüyüşü yapan yüzlerce kişiye biber gazı ve copla saldırdı.

Basın açıklaması için tıklayınız.

Gün boyunca Beyoğlu’nun çeşitli noktalarında bir araya gelen yürüyüşçüler basın açıklaması okudu, polis saldırısı da bütün gün devam etti. Polis, 11 kişiyi şiddet uygulayarak gözaltına aldı. Gözaltına alınanlar aynı gün serbest bırakıldı.

Dakika dakika 2018 Onur Yürüyüşü’nde ne oldu? – TIKLAYIN.

2017 davası da devam ediyor

25 Haziran 2017 LGBTİ+ Onur Haftası kapsamında yürüyüşte gözaltına alınan kişilerin yargılandığı dava devam ediyor. Davanın son duruşması 21 Şubat’ta İstanbul 48. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Onur Yürüyüşü sırasında polis şiddetiyle gözaltına alınanlar, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefetten yargılanıyor. Duruşmada Avukat Levent Pişkin; yargılamanın hukuka uygun olmadığını ve iddianamenin özensiz olduğunu vurguladı. Davanın son duruşmasında da karar açıklanmadı. Dava 7 Mayıs’a ertelendi.

Ankara’da tüm etkinlikler yasak!

Öte yandan 18 Kasım 2017’de Ankara Valiliği daha önce eşi benzeri görülmemiş bir yasak kararı yayınladı. Olağanüstü Hal Kanunu (OHAL) kapsamında şehir genelinde “LGBTT-LGBTİ vb. konulardaki” tüm etkinlikler “toplumsal hassasiyet ve duyarlılıklar”, “kamu güvenliği”, “genel sağlık ve ahlakın korunması” ve “başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması” gerekçesiyle süresiz olarak yasaklandı.

OHAL kaldırıldı ancak Valilik, Emniyet Müdürlüğü’ne 3 Ekim 2018’de ilettiği yeni yazıda yasağa gerekçe olarak 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nu gösterdi. “LGBTT-LGBTİ vb. konular ile ilgili olarak çeşitli kurum/kuruluş, sivil toplum örgütü ya da gerçek kişiler tarafından ilimizin muhtelif yerlerinde/salonlarında, birtakım toplumsal hassasiyet ve duyarlılık içeren sinema, sinevizyon, tiyatro, panel, söyleşi, sergi, basın açıklaması, toplantı, gösteri yürüyüşü vb eylem/etkinlikler yasaklanmıştır” dedi.

Yeni gelen yasakla birlikte Ankara’da “LGBTİ+ etkinlik yasağı” bir yılı aştı. Bir yıldan uzun süredir başkentte LGBTİ+ konulu herhangi bir etkinlik yapmak yasak!

2911 sayılı kanun ne diyor?

2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu 3. maddesine göre; “Herkes, önceden izin almaksızın, bu kanun hükümlerine göre silahsız ve saldırısız olarak kanunların suç saymadığı belirli amaçlarla toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.”

Kanunun 12. maddesi Düzenleme Kurulu’nun sorumluluklarını şöyle sıralıyor:

“Düzenleme kurulu, toplantının sükun ve düzenini, bildirimde yazılı amaç dışına çıkılmamasını sağlamakla yükümlü ve sorumludur. Kurul, bunun için gereken önlemleri alır ve gerektiğinde güvenlik kuvvetlerinin yardımını ister. Toplantının amacı dışına çıktığı veya düzen içinde gerçekleşmesini imkânsız gördüğü takdirde kurul veya toplanamadığı takdirde kurul başkanı dağılma kararı alır ve durumu derhâl yetkili kolluk amirine bildirir.”

AİHM ne diyor?

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Rusya’daki Onur Yürüyüşünün engellenmesi ve yürüyüşe yapılan saldırıyla ilgili Alekseyev v. Rusya kararı bulunuyor.  Mahkeme 2006, 2007 ve 2008 Moskova Onur Yürüyüşleri’nin yasaklanmasının 11. maddeyi açıkça ihlal ettiğine karar verdi. AİHM, bu karar ile toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının yasaklanmasının meşru bir amaca dayanıp dayanmadığına veya kanunla düzenlenip düzenlenmediğine bakmayı demokratik toplumun gereği açısından gereksiz gördüğünü ve 11. maddenin gösterinin konu ve amacından rahatsız olabilecek veya göstericilerle aynı fikirde olmayan kişilerin saldırılarına karşı korumayı da içerdiğini yineledi. Mahkeme sadece riskin varlığının gösteriyi yasaklamak için yeterli olmadığını, yetkililerin potansiyel saldırılara ilişkin gerekli önlemleri alması gerektiğinin altını çizdi.

Benzer şekilde AİHM, Identoba ve Diğerleri v. Gürcistan kararında da özellikle saldırı sırasında söylenen homofobik cümleleri dikkate alarak, LGBTİ’lerin gösteri sırasında maruz kaldıkları şiddeti, o sırada duydukları korkuyu ve hissettikleri aşağılanmayı 14. maddeyle bağlantılı olarak 3. maddenin ihlali kabul ederek ayrımcılık yasağı kapsamında değerlendirdi. Mahkeme Mayıs 2012’de yapılan yürüyüşe saldırının madde 11’i ihlal ettiğinin altını çizdi ve yetkililerin başvurucuların toplantı ve gösteri yürüyüşü özgürlüğünün önyargılı şiddetten koruyamadığını, bunun madde 3 ve 14 ile birlikte madde 11’in ihlali olduğunu belirtti. Yine Mahkeme yürüyüşten 9 gün önce yetkililere haber verildiğini, bu sürenin gerekli önlemleri almak için kullanılabileceğini, gösterinin barışçıl bir şekilde devam etmesinin devletin yükümlülüğü olduğunu, yürüyüş öncesi kamu açıklamaları yapıp hoşgörüyü vurgulayabileceklerini ya da böyle bir gösteriye yapılacak olan saldırının mevcut hukuki sonuçları konusunda uyarı yapabileceklerini belirtti.

İlgili haber:

2018 Onur Yürüyüşü’nde gözaltına alınanlara dava açıldı!

 


Etiketler: insan hakları
nefret