25/09/2019 | Yazar: Tunca Özlen
Pan Bash, Avrupa’da bir Türkiyeli, seks işçisi, gey… “Birlikte Güçlüyüz” yazı dizisinde bu defa Pan Bash sorularımızı yanıtladı.
O Avrupa’da bir Türkiyeli, seks işçisi, gey… Hayallerinin peşinde koşan Pan Bash, “Birlikte Güçlüyüz” yazı dizisi kapsamında yönelttiğimiz soruları kaosGL.org okurları için yanıtladı.
Türkiye’den Yunanistan’a uzanan hikâyeni senden kısaca dinleyebilir miyiz?
Yunanistan'a gelmeden önce turizm sektöründe yurtdışı kariyer planım vardı. Fakat 7 Haziran seçimleri sonrası bombalar patlamaya başlayınca bundan en büyük zararı yine turizm sektörü gördü. Aile yanına dönüp onlara yük olmaktansa yurtdışında çalışma imkânı arayışına girdim. Avrupa Birliği çapında iş bulma platformlarına, çeşitli internet sitelerine kayıt yapıp CV yolladım. AB üyesi ülkeler arasında iş vizesi veren, konaklama ve ulaşım gibi konularda imkân sağlayan ülke kapı komşumuz Yunanistan oldu. Böylece tam dört sene önce Yunanistan hikâyeme başladım.
Yunanistan’da ulusal veya cinsel kimliğin nedeniyle önüne engeller çıkarılıyor mu, kendini nasıl hissediyorsun?
Türkiye'de bu önyargılar neden var bilmiyorum… 2015 den bu yana Yunanistan'dayım ve bir kez bile Türkiye'den geliyorum diye ayrımcılığa uğramadım.
Cinsel kimliğim nedeniyle de keza hiçbir sıkıntı yaşamadım. 20 yaşımdan beri açık bir eşcinsel olarak, ne erkek arkadaşımın elini tuttum ne de onu öptüm diye alaycı bakışlara maruz kaldım. Belki de çok şanslıyımdır bilemiyorum. Başından beri verdiğim kendim olma mücadelem en büyük dayanağım. Toplumun küfür olarak addettiği kelimeleri sahiplenerek üzerime zırh gibi geçiririm ki, karşıdaki kişiler bundan öteye gidemez ve cesaretimden ötürü saygı duyarlar. Onların tabiriyle “özüyle sözüyle harbi bir çocuğum”
Çalıştığın sektör hem son derece popüler, hem de eleştirilerin hedefinde olan bir sektör. Porno sektöründeki kariyerine nasıl başladın?
Arkadaşlarla gullüm yaptığımız zaman sorarlardı, ben de makara olsun diye “çok kişiyle yattım, ileride sektöre girmezsem, bir de bu işin kitabını yazmazsam ne olayım!” derdim. Sektörde bir yılı geride bıraktım ve söz verdiğim gibi kitabımı kaleme alıyorum.
Sektördeki hikâyem ise, eski erkek arkadaşım ve porno yıldızı olan John Strap’ın hayatıma girmesiyle başladı. Onun da ısrarıyla ilk amatör çekimimizi fan sayfasına yükledik. Ancak o daha da ileri gitti ve Yunan yönetmen Menelas tarafından çekilecek olan bir art-porn filminde benimle oynamak istediğini söyledi. 2018 Berlin Porno Film Festivali'nde ise uluslararası arenaya adım atmış oldum.
Bir sendikanız veya meslek örgütünüz var mı?
Sendikadan ziyade toplumsal cinsiyet eşitliğini savunan, kırmızı şemsiye ve benzeri örgütlenmelerde, cinsel sağlık ve HIV başlıklarında farkındalık yaratmaya çalışan derneklerde bulunuyorum. Sektör de bu tür konulara duyarlı olduğu için, derneklerle iç içeyiz diyebilirim.
“Orospu olabilmek benim sözlüğümde tüm-cins, yani erkekleri de içeren bir kavram ve önemli bir meziyet”
Eşcinsellere yönelik düşmanlık ile seks işçilerine yönelik önyargılar çoğunlukla aynı kaynaktan besleniyor. “Genel ahlak kuralları” olarak kodlanan normlarla veya nefret söylemiyle karşılaştığında nasıl bir yol izliyorsun?“Genel ahlak”tan bahseden güruh aslında bize, “gizli yapın ben görmeyeyim, kimse bilmesin” demek istiyor. Karşısında görünce de, “ibne, top, dönme, yumuşak, ılık” diyerek “güzellemeler” diziyor. Bu tür durumlarda savunma mekanizmamı devreye sokup, “Evet ibneyim, evet göt veriyorum, hoşuma da gidiyor, oh canıma değsin!” diyorum.
Orospu kelimesi örneğin en önem verdiğim kelime. Orospu olabilmek benim sözlüğümde tüm-cins, yani erkekleri de içeren bir kavram ve önemli bir meziyet. Yeri gelir bu sözcüğü en güzel iltifata dönüştürürüm. Bu yöntem bizi hem homofobik insanların zorbalığından koruyabilir, hem de toplumun bakış açısını değiştirmede bir nebze olsun faydalı olabilir.
Porno sektöründe HIV ve diğer cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı ne gibi önlemler alınıyor?
Sektörde kondom zorunluluğu yok. Stüdyoya göre değişiyor ancak tüketiciler daha çok kondomsuz görmeyi tercih ediyor. Diğer taraftan HIV ile mücadele o kadar gelişti ki, 80’lerdeki 90'lardaki HIV krizinin çok gerilerde kaldığını söyleyebiliriz. Hatta üç beş yıla kadar tarihe bile karışabilir. Sektörde HIV Undetectable, On PrEP, PEP gibi korunma yöntemleri büyük ölçüde yerleşmiş durumda. Örneğin ben iki ayda bir tüm tarama testlerinden geçiyorum, ek olarak bütün önlemleri alıyorum (aşılar, koruyucu haplar vs.).
Türkiye’de durum nedir takip ediyor musun? Özellikle de gençlerde HIV farkındalığı oluşturmak için ne gibi adımlar atılabilir?
Türkiye'de bu bilincin devlet destekli cinsel eğitim ve uzmanlık danışma hatları kanalıyla sağlanması gerekir. Son yıllarda Avrupa Birliği'nde HIV bulaşma eğilimi düşerken, dünya sıralamasına bakıldığında Türkiye'de kat ve kat artmakta. Bu sebeple acil eylem planı çıkarılması şart.
“Gelecek planlarında hep memleketim İzmir var”
Geleceğe dair hayallerin neler, Türkiye’ye dönmeyi düşünüyor musun? Nasıl bir dünyada yaşamak istediğini resmeder misin?Sanatsal film ve senaryo projelerimi hayata geçirmek, daha fazla insana dokunmak ve farkındalık yaratmak adına bir YouTube kanalı açmayı planlıyorum. Bunun haricinde elimden geldiğince çok gizli geyi dolaptan çıkarmak istiyorum (gülüyor). Şaka bir yana, hayalim homofobi ve transfobinin, kısacası ayrımcılığın olmadığı bir dünyada yaşamak.
Partnerimle Türkiye'ye gelmeyi çok istiyorum, gelecek planlarında hep memleketim İzmir var. Huzurun sağlandığı, herkesin karşılıklı anlayışa kavuştuğu, toplumsal farkındalığın yaşandığı ve çevre bilincinin yerleştiği bir ülkeye dönmeyi umuyorum.
Son olarak, kaosGL.org okurlarıyla paylaşmak istediğin bir mesaj var mı?
Benimle iletişime geçmek isteyen kim varsa bana Twitter veya Instagram üzerinde ulaşabilirler. Çok fazla mesaj alıyorum ancak mümkün mertebe hepsine yanıt vermeye çalışıyorum. Herkese sevgiler...
*Manşet fotoğrafı: Merve Türkölmez
Etiketler: yaşam, dünyadan