30/10/2015 | Yazar: Yıldız Tar
Dost Kitabevi’nin sansürüne uğrayan 6:45 Yayınları’ndan Şenol Erdoğan ile konuştuk: ‘Hissedilebilir bir ekonomik baskı yaratacak güçte değil kimse.’
Dost Kitabevi’nin sansürüne uğrayan 6:45 Yayınları’ndan Şenol Erdoğan ile konuştuk: “Hissedilebilir bir ekonomik baskı yaratacak güçte değil kimse.”
Beat Kuşağı, fantastik edebiyatı, yeraltı edebiyatı, araştırma inceleme ve şiir kitaplarıyla yayıncılık alanının kültleşen isimlerinden 6:45 Yayınları Dost Kitabevi’nin sansürüne uğradı. Ankara’nın sayılı ‘muhalif’ kitapçılarından Dost, William S. Burroughs ve Kur'an-ı Kerim isimli Muhammed Knight çalışması ile Tuli Kupferberg'in “Askere Gitmemenin 1001 Yolu” kitaplarına raflarında yer vermedi.
Geçtiğimiz günlerde Konur Sokak’ta ağaç katliamına da sahne olan, Buradayız Kolektifi’nin boykot çağrısı yaptığı Dost Kitabevi’nin bu tutumunu 6:45 Yayınları’ndan Şenol Erdoğan ile konuştuk.
Ticari değil politik!
Boykot çağrısını hatırlatan Erdoğan, “Bu bizim ‘kitaplarımız ile ilintili' ve dahası kitapla ilintili bir durum değil gördüğümüz kadarıyla. Burada ‘satma’, ‘satmama’ kelimeleri yanlış, insanların duyduğu kaygı ticari değil tamamen politik. Ayrıca bu kitapevinin çalışan emekçileri ile tamamen ilintisiz bir konu, kitap zaten mağazaya ulaşmadan dağıtım kanalına geri gönderiliyor, daha üst düzeydeki birimlerince... Abartılacak bir mevzu değil diğer yandan” dedi.
Daha önce Nezih Kitabevi’nin Underground Poetix dergilerini ‘içinde pornografik imajlar var’ diye satmayı reddettiğini hatırlatan Erdoğan, “Nezih Kitabevi hepsi gibi nihayetinde başarısız olmuştu. Zaten büyük şehirler merkezlidir kitap dağıtımı. Kimsenin bir sorun yaşadığını da sanmıyorum, abartılacak bir durum da değil bizce. Hissedilebilir bir ekonomik baskı yaratacak güçte değil kimse” ifadelerini kullandı.
Vietnam sürecini tiye alan kara mizah
Peki sansüre uğrayan kitap neyi anlatıyor? Tuli Kupferberg'in "Askere Gitmemenin 1001 Yolu" isimli Vietnam Savaşı sürecini tiye alan ve genel ordu mekanizmasıyla dalga geçen bir kara mizah kitabı. Erdoğan da kitabı şöyle anlatıyor:
“Kitap Vietnam'ı merkez alsa da değişen şeyin sadece tarihler olduğunu vurguluyor! Savaşmak salt gerilla mücadelesiyle olacak iş değildir, rakı içerek, slogan atarak ya da sigara romantizmiyle devrim yapılacak değil. Devrim savaşarak yapılır: silah ve bilimle! DNA'lara ve onların değişmezliğine inanan insanlarız. Felix Guattari'yi tekrar edecek olursak ‘bir şey olmayacağını/değişmeyeceğini biliyorduk, ama yaptık’. Mümkünlülükleri sadece inançları doğrultusunda savaşan insanlar gösterebilecektir. İnandıkları şey her ne olursa olsun. Dünya haksızın kazanacak olduğu bir yer olmak zorunda değil ama güçlünün her daim kazanacak olduğu yalanı da elbet mümkünsüzlükle sonuçlanabilir.”
Canımız ne isterse onu basıyoruz!
6:45’in kendine inanan 3 tanecik insanın yansımasından başka bir şey olmadığını da sözlerine ekleyen Erdoğan şöyle devam etti:
“6:45 hiçbir şeyin de sözcüsü değil. Nasıl ki yaşadığımız gibi yazıyorsak aynı çizgide kitaplar basıyoruz, yani en basiti: canımız ne isterse. Ve canımız güzel şeyler istiyor görünen o ki!
“Ticari etik gereği kitap isimlerini açılamayacak olsam da alternatif ve güçlü -ki aynı zamanda tarihin gerisinde yok sayılmışlığından dolayı Türkçede eksik - temel metinler genelde kuram merkezli bir liste oluşturuyoruz. Lakin kuramı ‘onun’ için de okunabilir kılmanın yollarını da gözetiyoruz. Diğer yandan özellikle son 5 yıldır çizdiğimiz mevcut çizgiyi korumaktan öte çok daha ileri götürmek üzere çalışıyoruz. Sanal sayfalarımızda basımı yaklaşan metinlerin kapaklarını basımına az zaman kala yayımlıyoruz.”
Etiketler: kültür sanat
