16/03/2020 | Yazar: Yıldız Tar

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın 2019 İnsan Hakları Raporu’nda Türkiye’de LGBTİ+ etkinliklerine yasaklar, şiddet ve ayrımcılık yer alıyor.

ABD İnsan Hakları Raporu: LGBTİ+ etkinliklerine yasaklar, şiddet ve ayrımcılık Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Fotoğraf: ABD Dışişleri Bakanlığı

Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) her yıl küresel bağlamda insan haklarını değerlendirmek için hazırladığı raporun 2019 yılı yayınlandı. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın hazırladığı kapsamlı “2019 Ülkeler İnsan Hakları Uygulamaları” raporunda ülke bazlı değerlendirmeler de yer alıyor.

Raporun Türkiye bölümünde LGBTİ+ haklarına ilişkin değerlendirmeler ve Kaos GL Derneği’nin raporları ile KaosGL.org haberleri de yer alıyor.

Toplanma ve örgütlenme özgürlüğü: Yasaklar ve denetimler

LGBTİ’leri hedef alan şiddetten bahseden raporun barışçıl toplanma bölümünde Ankara, İstanbul, İzmir, Antalya, Gaziantep ve Mersin Valiliklerinin LGBTİ’lerin örgütlediği etkinlikleri yasaklaması vurgulanıyor:

“Mayıs ve Haziran aylarında Onur Ayı dolayısıyla İzmir ve İstanbul’da yapılan kamusal etkinlikleri polis cop, göz yaşartıcı gaz, tazyikli su ve plastik mermi kullanarak dağıttı. İzmir’de LGBTİ gruplarının bildirdiğine göre polis 16 kişiyi saatlerce gözaltında tuttu, İstanbul’da ise üç ile beş arası kişiyi gözaltına aldı. Polis, Ankara’da da Valiliğin genel yasak kararı mahkeme tarafından yasadışı bulunmuş olsa da benzer etkinliklere göz yaşartıcı gaz ile karşılık verdi. Aktivistler, mahkeme kararına rağmen hükümetin etkinlik ve toplanmalar için ayrı yasakları uygulamaya koyduğunu bildirdi.”

Raporun örgütlenme hakkı bölümünde ise özellikle LGBTİ ve kadın hakları örgütlerinin bildirdiğine göre hükümetin düzenli ve detaylı denetimler yoluyla idari yükler yarattığı ve bu örgütleri geniş para cezası tehditleri ile korkutmaya çalıştığı belirtiliyor.

Mülteci LGBTİ’lere ayrımcılık da raporda

LGBTİ mültecilerin yaşadıkları ise raporda şu ifadelerle anlatılıyor:

“BMMYK’nın bildirdiğine göre ülkede çoğu İran’dan gelen LGBTİ sığınmacı ve şartlı mülteciler var. İnsan hakları gruplarına göre, bu mülteciler LGBTİ toplumunun üyesi olmaları dolayısıyla hem yetkililerden hem de yerli halktan ayrımcılık ve düşmanlık ile karşılaşıyor. Ticari cinsel sömürü de özellikle trans kişiler olmak üzere LGBTİ mülteci topluluğu açısından önemli bir problem olmaya devam ediyor.”

Raporda “LGBTİ kadınların” hizmetlere erişimde karşılaştığı engellerin daha akut bir hal aldığı da vurgulanıyor.

Şiddet, ayrımcılık ve kötü muamele

Raporun “Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli şiddet, ayrımcılık ve diğer kötü muameleler” başlıklı bölümünde ise LGBTİ+’ların insan hakları ihlalleri geniş bir şekilde yer alıyor. Bölümün özet çevirisi şöyle:

“Yasalar açık bir şekilde LGBTİ statüsünü ya da eylemini yasa dışı olarak ilan etmese de; kanun hükümlerinde yer alan “genel ahlaka aykırı suçlar”, “ailenin korunması” ve “gayritabii mukarenet” gibi ifadeler bazen polis tacizine ve işverenlerin ayrımcılığına temel oluşturuyor.

“Sayısız LGBTİ örgütü ifade, örgütlenme ve toplanma özgürlüklerine dönük kısıtlamalarla devam eden bir korunmasızlık hissi olduğunu bildirdi. Sene boyunca Ankara Valiliği 2017 yılında kamu güvenliği gerekçesiyle ilan ettiği il sınırları içindeki bütün kamusal LGBTİ etkinliklerine yasağı sürdürdü. Nisan ayında yerel idari mahkeme yasağı kaldırdı ve yerel idarenin bazı kişilerin LGBTİ etkinliklerinden provoke olacağı yönündeki iddialarını reddetti. Karara rağmen Ankara Valiliği başkentte LGBTİ etkinliklerine ilişkin politikasını değiştirmedi ve etkinlikleri engellemeye devam etti.

“Yasalar LGBTİ varoluşunu tanımıyor”

“Ceza kanunu cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine ilişkin spesifik korumalar içermiyor. Yasa, nefret söylemi ya da dil, ırk, milliyet, renk, toplumsal cinsiyet, engellilik durumu, siyasi görüş, felsefi inanış, din veya mezhebe dayalı onur kırıcı eylemlerin üç yıla kadar hapis ile cezalandırılmasını öngörüyor. İnsan hakları grupları yasanın cinsiyet kimliğini içermemesini ve bazen yasanın azınlıkları korumak yerine ifade ve örgütlenme özgürlüğünü engellemek için kullanılmasını eleştiriyor. LGBTİ terimleri yasada yer almıyor ama yetkililer Anayasa’da yer alan genel ‘cinsiyet’ lafzının LGBTİ bireyler için de koruma sağladığını bildirdi. LGBTİ haklarına odaklanan yerel sivil toplum kuruluşu Kaos GL ise yasanın LGBTİ varoluşunu tanımadaki eksikliği sebebiyle ihtiyaç duydukları toplumsal korumayı yetkililerin sağlamadığını savundu.

Kaos GL’nin çalışmaları da raporda

“Kaos GL, bazı LGBTİ bireylerin sağlık hizmetlerine erişemediğini ve ayrımcılıkla karşılaştığını rapor etti. Bazı LGBTİ bireyler sağlık hizmet sağlayıcılarından kimliklerini saklamak zorunda olduklarına, kötü muamele gördüklerine (ve birçok durumda herhangi bir hizmet talep etmiyorlar) inanıyor ve HIV pozitif bireylere dönük önyargıların LGBTİ toplumu hakkındaki algıyı da olumsuz etkilediğini not ediyor.

“Sene boyunca LGBTİ bireyler ayrımcılık, gözdağı verme ve şiddet suçları ile karşılaştı. İnsan hakları grupları, polis ve savcıların trans kişileri hedef alan şiddet eylemlerini ele almakta başarısız olduğunu ve faillerin eylemlerini meşrulaştırmalarını kabul ettiğini bildirdi. Polis sıklıkla şüpheliler gözaltına almadı veya şüpheliler tutuklanmadı. Tutuklandıklarında ise sanıklar ceza kanunu uyarınca ‘haksız tahrik’ iddiasında bulundu ve cezalarında indirim talep etti. Hakimler rutin olarak bu kanun maddesini uygulayarak LGBTİ bireyleri öldürenlerin cezalarında indirime gitti.”

Kaos GL’nin insan hakları raporlarında yer alan veriler de ABD’nin raporunda kendine yer buldu. ABD Dışişleri Bakanlığı Türkiye İnsan Hakları Raporu’nda Kaos GL’ye atıfla 2018 yılında 48 LGBTİ kişinin fizikse saldırıya maruz bırakıldığı yer aldı. KaosGL.org’ta yer alan nefret cinayetleri ve ayrımcılık haberleri de raporda yer alıyor.

Raporda İstanbul Onur Yürüyüşü yasağı, polis saldırısı, Ankara, Antalya, İzmir, Gaziantep ve Mersin’de yasaklar, ODTÜ LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’ne polis saldırısı, Queer Olympix’in yasaklanması ve Kaos GL’nin Medya İzleme Raporu’na göre medyadaki içeriklerin yarısının nefret söylemi ve ayrımcılık içerdiği de yer alıyor.

Rapora ulaşmak için tıklayınız.


Etiketler: insan hakları, dünyadan
İstihdam