18/06/2019 | Yazar: Yıldız Tar

2015 Onur Yürüyüşü’nde fotoğrafları basında yer aldı, ailesi şiddet uyguladı, ev hapsi üniversiteye girince bitti. Eğitim hayatı ise maddi yetersizlik ve ayrımcılıktan dolayı yarıda kaldı.

Agrin’le tanışın: Kendimi beyaz önlükle laboratuvarda düşlüyorum Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

2015 Onur Yürüyüşü’nde fotoğrafları basında yer aldı, ailesi şiddet uyguladı, ev hapsi üniversiteye girince bitti. Eğitim hayatı ise maddi yetersizlik ve ayrımcılıktan dolayı yarıda kaldı. İş aradı, kapılar yüzüne kapandı. Agrin bütün bunları değiştirmek için hayatına sahip çıkıyor ve hayallerinin peşine takılıyor. İşte Agrin’in hikayesi…

Fotoğraf: Agrin

Agrin, 23 yaşında bir trans kadın. Diyarbakır’da doğdu, 2003’te ailesi ile İstanbul’a göç etmek zorunda kaldılar. İmam Hatip Lisesi’ni bitirdi. 2015 yılında ilk kez katıldığı Onur Yürüyüşü’ne polis saldırdı. Fotoğrafları basında yer alınca ailesinden şiddet gördü. İstanbul Üniversitesi Arap Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü kazandı. Ancak okulda karşılaştığı ayrımcılık ve maddi yetersizlikten dolayı eğitim hayatını yarıda bırakmak zorunda kaldı.

Okulu bıraktıktan sonra uzunca süre iş aradı. İş için başvurduğu yerlerde kapılar yüzüne kapandı. Nihayet geçtiğimiz aylarda iş bulabildi. Agrin, şimdi bir yandan çalışıyor bir yandan da beden uyum operasyonu için gereken parayı toplamak için kampanya yürütüyor. Tekrar sınava girip moleküler biyoloji ve genetik okumak istiyor. İlerleyen yıllarda kendisini laboratuvarda önlüğüyle hayal ediyor.

Agrin, hikayesini ve yürüttüğü kampanyayı KaosGL.org’a anlattı. İşte Agrin’in hikayesi…

Adım Agrin: Diyarbakır’dan İstanbul’a bir göç hikayesi

“Adım Agrin. 1996 yılında Diyarbakır'da Dicle eğitim araştırma hastanesinin tuvaletinde dünyaya geldim” diye başlıyor Agrin’in kampanya metni. Yedi yaşına kadar ailesi ile Diyarbakır’da yaşamış. Savaş, ekonomik yetersizlikler, aile problemleri Agrin ve ailesini İstanbul’a göç etmeye zorlamış.

Agrin, “trans kadın olarak açıldıktan sonra” Hêvî LGBTİ+ Derneği ile tanıştığını anlatıyor. Kendi deyimiyle Hêvî onun için kendisiyle aynı coğrafyadan gelen LGBTİ+’ların hayat hikayelerini dinlediği büyük bir deneyim.

İlk Onur Yürüyüşü, polis ve ardından aile şiddeti

Agrin, ilk kez 2015 yılında Onur Yürüyüşü’ne katılmış. Bu yürüyüş aynı zamanda uzunca süredir barışçıl bir şekilde yapılan İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’ne polisin saldırdığı ilk yıl. Bu saldırı Agrin için sadece alanda gördüğü şiddetle sınırlı kalmıyor, fotoğrafları basında çıkıyor… Sonrasını Agrin’den dinleyelim:

“Yürüyüş sırasındaki görüntülerim iznim dışında medyada kullanıldı. Bazı medya kanallarında açıkça hedef gösterildim. Ailem ve çevrem benim beyanım olmaksızın cinsiyet kimliğimden haberdar oldu. Ailem beni bir ay boyunca eve kapattı. Telefonuma el koydular. Kimse ile iletişime geçemedim. Fiziksel şiddete de maruz kaldım. Bu olayın ardından ailem manevi ve maddi bütün desteğini çekti. O bir aylık ev hapsi ve şiddetten üniversiteye kaydımı yaptırabilmek için çıkabildim. Hâlâ daha ailemle kurduğum çok kısıtlı ilişkide kendimi kamufle etmek zorunda kalıyorum.”

Üniversite: Maddi zorluklar, ayrımcılık ve yarıda kalan eğitim hayatı

İstanbul Üniversitesi Arap Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü kazanır Agrin. Bir süre burslarıyla eğitim hayatını sürdürür. Ancak bursları kesildiğinde ve üniversite maruz kaldığı ayrımcılık artınca eğitim hayatını yarıda bırakmak zorunda kalır:

“Okulu bırakmak zorunda kaldım. Benim bursum vardı ancak bursum kesildi. Ailemden maddi destek alamıyorum ve hayatta kalabilmek için para kazanmam gerekiyordu. Eğitim hayatımı yarıda kesmek zorunda kaldım.

“Bir yandan okulda ayrımcılığa da maruz kalıyordum. Okulda çok yalnızdım. Örneğin bir hocam derslerde sürekli 15 Temmuz’dan bahsediyor ve her 15 Temmuz dediğinde benim kimlikte yazan ismimi söylüyor, bana, ‘Öyle değil mi’ diye soruyordu. ’15 Temmuz’da bunları yaptık’ deyip benle ilgili örnekler de veriyordu. Beni diğer öğrencilerin gözünde 15 Temmuz’la bağdaştırmaya çalışıyordu.”

Agrin, okulu bırakmak zorunda kaldıktan sonra aylarca iş aradığını anlatıyor. Mağazalar, restoranlar bir bir kapılarını yüzüne kapatmış:

“İş aradığım aylar benim için çok kötüydü. Bir sürü yer kapılarını bana kapadı. Bir mağazada satış elemanlığından, restoranda garsonluğa birçok iş için başvuru yaptım. Bir kısmı gerekçesiz reddetti, bir kısmı reddettiklerini bile söylemedi. Bir keresinde formu doldurdum ve beklemeye başladım. Ses çıkmayınca aradım ve telefonumu engellediklerini fark ettim. Başvurduğum bir yerde ise elimi bile sıkmadılar.”

Agrin, hayallerinin peşinde!

Şubat ayında Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği’nde işe başlayan Agrin, hayatını biraz olsun düzene soktuktan sonra hayallerinin peşine düşer. İlk hayali, “beden uyum sürecini kendi istediği gibi tamamlayabilmek”. Bunun için kampanya başlattı Agrin ve dayanışmaya çağırıyor:

“Son süreçte birçok başka trans arkadaşım da kampanya başlattı. Kampanyasında başarılı olanlar var. Ben de hem kendi sesimi duyurmak hem de ameliyat paramı biriktirebilmek için bu kampanyayı başlattım.

“Beden uyum süreci cidden çok külfetli bir sürece dönüşebilir. Geçtiğimiz aya kadar örneğin almam gereken bir hormonu SGK karşılıyordu. Artık karşılamıyor. Ameliyat dışındaki adımlar da çok masraflı. Bir yandan da özgürce her yerden hizmet alamıyorsunuz. Belli hastanelere gitmek durumundasınız çünkü başka hastanelerde neyle karşılaşacağınızı bilmiyorsunuz. Lazer epilasyonda bile tek bir yere gidebiliyorum. Başka trans kadın arkadaşlarımın da gittiği yer. Başka bir yere gidersem ayrımcılığa uğramaktan korkuyorum.”

Agrin’in bir diğer hayali ise genetik mühendisi olmak. Tekrar sınava girmeyi ve ilgili bölümü kazanmayı istiyor. Cinsiyet kimliği nedeniyle ayrımcılığa maruz kalmadığı bir eğitim ve ardından laboratuvarda bir iş hayatının hayalini kuruyor…

Agrin’in kendisini ve kampanyasını anlattığı videoyu izlemek için tıklayınız.


Etiketler: insan hakları
İstihdam