29/09/2022 | Yazar: Kaos GL

Tarlabaşı Toplum Merkezi hakkında açılan “yokluğun tespiti” davası 9 Mayıs 2023’e ertelendi.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, TTM “yokluğun tespiti” davasına müdahil oldu Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Tarlabaşı Toplum Merkezi (TTM) hakkında açılan “yokluğun tespiti” davasının ikinci duruşması bugün (29 Eylül) İstanbul 8. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde görüldü. Hak savunucularının yoğun ilgi gösterdiği duruşmada, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın müdahillik talebi kabul edildi.

Dava, 9 Mayıs 2023 saat 11.55’e ertelendi.

İyi ki varsın TTM!

“İyi ki Varsın TTM” diyenler, Tarlabaşı Toplum Merkezi hakkında açılan “yokluğun tespiti” davası öncesi Çağlayan Adliyesi’nde basın açıklaması yaptı.

Hak savunucuları, TTM’ye açılan iki ayrı davayı hatırlatarak; “TTM’ye yönelik süren davalar ve bir seneyi aşkın süredir devam eden hedef gösterme ve nefret söylemleri derneğin faaliyetlerini gerçekleştirmesini neredeyse imkansız hale getirmiştir” dedi.

Türkiye İnsan Hakları Vakfı’ndan Ümit Efe’nin okuduğu açıklamanın tam metni şöyle:

Bugün Tarlabaşı Toplumunu Destekleme Derneği’ne açılan iki ayrı davadan biri olan “derneğin yokluğunun tespiti” davasının İstanbul 8. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülecek ikinci duruşmasını izlemek için buradayız. Biliyorsunuz sistematik hedef göstermelerin ardından Tarlabaşı Toplumunu Destekleme Derneği’ne biri “derneğin yokluğunun tespiti”, diğeri ise “kanuna ve ahlaka aykırılık” gerekçesiyle “derneğin feshi” davası olmak üzere iki ayrı dava açılmıştı. Her iki davanın ilk duruşmaları Nisan ve Mayıs aylarında görüldü.

Bu süre içinde bazı olumlu gelişmeleri sizlerle paylaşmak isteriz. Hatırlanacağı üzere, yokluğun tespiti talepli davada Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı müdahillik talebinde bulunmuştu. Bu sene Birleşmiş Milletler CEDAW 82. Oturumunda Türkiye gözden geçirmesi oturumları kapsamında CEDAW Komitesi, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık’a örgütlenme özgürlüğünün üzerindeki baskıları ve Tarlabaşı Toplum Merkezi’ne açılan davaları da sordu. Cenevre’de gerçekleşen oturumlara Türkiye delegasyonunun başı olarak katılan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Derya Yanık, kendi bakanlığının müdahil olduğu davalar hakkında Komiteye bir cevap vermedi. CEDAW Komitesi Tarlabaşı Toplum Merkezi davası başta olmak üzere Türkiye’de sivil topluma ve örgütlenme özgürlüğüne yönelik artan baskılara dikkat çekerek Türkiye’yi sivil toplum örgütlerine yönelen baskılar ve davalar konusunda uyardı.

Bunun yanı sıra TTM’ye karşı açılmış olan davalar, AB-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu Delegasyonu ve  Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Savunucularının Korunması Özel Raportörleri düzeyinde takip edilmekte ve derneğin faaliyetlerinin tamamen meşru ve önemli olduğu ifade edilmektedir. Uluslararası insan hakları mekanizmalarının ortaklaşarak TTM’ye verdiği destek ve dayanışma, derneğin kapanmasına karşı güçlü bir uluslararası kamuoyu olduğunu ortaya koymaktadır.

Öte yandan, İçişleri Bakanlığı da TTM’ye karşı açılan bir diğer dava olan derneğin kapatılması davasında müdahillik talebinde bulunmuştu. Hatırlanacağı üzere kapatma davasında, faaliyetten alıkonulmaya ilişkin tedbir kararını, Mahkeme TTM’nin itirazı üzerine kaldırdı. Bu karara karşı, İçişleri Bakanlığı istinaf başvurusunda bulunmuştu. İstinaf başvurusunu değerlendiren üst mahkeme, İçişleri Bakanlığının başvurusunu usulden kesin olarak reddetti.

TTM, tüm bu süreçlerde, kendisine yöneltilen suçlamalar ve karalamalara karşı nefret söylemini yeniden üretmemeyi ilke edinmiştir. Bununla birlikte TTM, kendisini 1 yılı aşkın bir süredir sistematik şekilde hedef gösteren gazeteci ve kurumlar hakkında suç duyurusunda bulunarak hukuki haklarını aramayı sürdürmektedir.

Bugün de Tarlabaşı’nda tam 16 senedir çocukların ve kadınların bir araya gelebilecekleri güvenli alanları kurarak hak temelli bir sosyal hizmet modeli uygulamak ve ortak yaşama kültürünü geliştirmek amacıyla çalışan Tarlabaşı Toplumunu Destekleme Derneği’nin “varoluş amacının ortadan kalkması” gerekçesiyle “yokluğunun tespit edilmeye çalışıldığı” bir davanın duruşmasına katılmak için buradayız. Hepimiz biliyoruz ki Tarlabaşı’nda yoksulluk da, kadın ve çocukların özgür ve eşit bir şekilde hayata katılma ve eğitim ve adalet başta olmak üzere haklara erişme ihtiyacı da aynen devam ediyor. Ancak TTM’ye yönelik süren davalar ve bir seneyi aşkın süredir devam eden hedef gösterme ve nefret söylemleri derneğin faaliyetlerini gerçekleştirmesini neredeyse imkansız hale getirmiştir.

Bizler, adil, insan haklarına saygılı ve kapsayıcı bir toplumun ancak güçlü bir sivil toplumla birlikte inşa edilebileceğine inanıyor ve sivil topluma yönelik baskılara bir an evvel son verilmesini istiyoruz. Mahkemenin Tarlabaşı Toplumunu Destekleme Derneği’ne açılan yokluğun tespiti davasını en kısa sürede reddederek hukuka uygun bir karar vereceğine inanıyor, Derneğin faaliyetlerine özgür bir şekilde devam edebilmesini talep ediyoruz.

İmza kampanyasını 99 sivil toplum örgütü imzaladı

Dava öncesi bir araya gelen 99 sivil toplum örgütü ortak açıklama yayınladı, “Tarlabaşı Toplumunu Destekleme Derneği’nin yanındayız” dedi. TTM ile dayanışmak ve örgütlenme özgürlüğünü savunmak için kurulan “İyi ki Varsın TTM” internet sitesinde yayınlanan açıklamaya imzalar gelmeye devam ediyor.

86 örgütün imzasıyla yayınlanan açıklamada davaların tüm sivil topluma tehdit olduğu vurgulandı:

“Tarlabaşı Toplumunu Destekleme Derneği örneğinde bugün yaşananların Türkiye’de örgütlenme özgürlüğü alanında yaşanan gerilemenin doğal bir uzantısı olduğunu düşünüyoruz. Tarlabaşı Toplumunu Destekleme Derneği’nin hedef gösterilerek ve yürüttüğü faaliyetler çarpıtılarak kapatılmaya çalışılması, tüm sivil topluma yönelik bir tehdit olarak karşımızda duruyor.”

Sivil toplum örgütleri, örgütlenme özgürlüğüne yönelik saldırıların durdurulmasını, sivil topluma yönelik baskılara son verilmesini, Tarlabaşı Toplumunu Destekleme Derneği’ne açılan davaların düşürülmesini ve güvenli bir şekilde çalışmalarına devam edebilmesini talep etti.

Açıklama ve imzacı listesine ulaşmak için tıklayın.

İyi ki Varsın TTM!

Dava sürecini takip etmek ve kamuoyunu bilgilendirmek için “İyi ki Varsın TTM” sivil toplum girişimi de kuruldu. Girişim; iyikivarsinttm.org internet sitesi, TwitterFacebook ve Instagram hesaplarından dava sürecine dair bilgi notları ve kampanyaları paylaşıyor.

Ne olmuştu?

Yoksulluk, ayrımcılık ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin en yoğun şekilde yaşandığı Beyoğlu-Tarlabaşı’nda, bir toplum merkezi modeli olan Tarlabaşı Toplumunu Destekleme Derneği (bilinen adıyla Tarlabaşı Toplum Merkezi – TTM) kapatılma tehlikesiyle karşı karşıya.

25 Haziran 2021’den bu yana bazı medya organlarının karalama haberlerle hedef gösterdiği dernek, Haziran-Eylül 2021 döneminde çeşitli denetimlerden geçti. Denetimlerin ardından merkez hakkında iki ayrı dava açıldı.

İstanbul Valiliği tarafından İstanbul 8. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde “Derneğin amacının gerçekleşmesinin olanaksız hale geldiği” gerekçesi ile derneğin kendiliğinden sona erdiğinin tespit edilmesi talepli bir dava açıldı. Bu davanın ilk duruşması, 14 Nisan 2022 Perşembe 11.45’te İstanbul 8. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde görüldü. Aile Bakanlığı, Valilik yanında müdahillik talebi iletti. TTM avukatları, “15 yıldır var olan, kamuyla ortak iş yapan bir dernek nasıl yok olabilir” dedi. Dava, 29 Eylül’e ertelendi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın düzenlediği iddianame ile İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde “hukuka ve ahlaka aykırılık” gerekçeleriyle derneğin feshi davası da açıldı. Bu davanın ilk duruşması da 18 Mayıs 2022 tarihinde görüldü. Dava kapsamında dernek hakkında verilen “faaliyetten alıkonulma” tedbir kararı ise 6 Nisan’da TTM’nin başvurusu üzerine kaldırıldı. Bu dava ise 2 Kasım 11.30’a ertelendi.

TTM, 27 Haziran 2021’de Kaos GL Derneği’nin “LGBTİ+ Öğrencileri Aile ve Okul Kıskacına Karşı Nasıl Korumalı?” kılavuzunun konuşulacağı bir gönüllü etkinliği planladı, fakat etkinlik medyada hedef gösterildi. Nefret söylemi, hedef gösterme ve karalamalar 9 Şubat 2022’ye kadar sistematik olarak devam etti ve yaygınlaştı.

Medyadaki hedef göstermelerin hemen ardından 25 Haziran’da Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Beyoğlu İlçe Müdürlüğü Sosyal Hizmetler Birimi, derneği ziyaret etti. Bundan dört gün sonra İstanbul İl Sivil Toplumla İlişkiler Müdürlüğü denetimi başladı. Ne ziyaretle ne de denetimle ilgili derneğe herhangi bir sonuç ulaşmadı. Öte yandan 19 Temmuz’da Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğü “müstehcenlik suçu” kapsamında Yönetim Kurulu Başkanının ifadesini aldı. Soruşturma takipsizlikle sonuçlandı. Dernek hakkında davalara sebep olan denetim ise 26 Temmuz-20 Ağustos 2021 tarihleri arasında İçişleri Bakanlığı Dernekler Denetçileri tarafından gerçekleştirildi.

TTM, denetleme sonuçlarına ilişkin bilgileri ancak kendilerine açılan “yokluğun tespiti” ve “derneğin feshi” dava dosyalarına sunulan rapor ve eklerden öğrenebildi. Dernek hakkında açılan ilk dava “yokluğun tespiti” davası.

Dernek, açılan ikinci davadan ise ancak medya yoluyla haberdar olabildi. 9 Şubat’ta tüm karalama sürecini başlatan Milat gazetesinin manşetinde yeni bir davadan bahsedilmesi üzerine dernek avukatları adliyeden bilgi aldı ve 10 Şubat’ta dernek hakkında bir de fesih davası açıldığını öğrendi. Davanın gerekçesi ise, derneğin “kanuna ve ahlaka aykırı” hale geldiğini öne sürerken davanamede sıralanan eylemlerin hiçbiri fesih sonucunu doğuracak yoğunlukta olmayıp, ancak idari para cezası yaptırımı doğurabilecek defter kayıtlarındaki eksikler ile eğitim faaliyetlerinde bulunulup izin alınmadığı, dernek yayınlarının cumhuriyet başsavcılığına bildirilmediği gibi hususlar.  Ayrıca davaya temel oluşturan dernekler denetçilerinin raporunda derneğin LGBTİ+’larla ilgili ifadeleri hukuka aykırı ve ayrımcı bir şekilde “müstehcenlik” olarak yer alırken; LGBTİ+’ların temel hak ve özgürlükleri de “toplumda kısaca LGBTİ (lezbiyen, gey, biseksüel, travesti, intersex) olarak bilinen kişilerin cinsel eğilimlerini normalleştirmek sureti ile çocukların cinsel kimliklerini etkilemeye çalışması” ifadeleriyle rapora ve davanameye girdi.

- BİLGİ NOTUNA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYIN -


Etiketler: insan hakları, nefret suçları
İstihdam