09/11/2024 | Yazar: Yıldız Tar
Kaos GL ve KİH’in “Anayasa Değişiklikleri ve Aile Söylemi: Eşitliği Hedef Alan Metinlerin Analizi” söyleşisinde Berfu Şeker ve Işıl Kurnaz konuştu.
Kaos GL ve Kadının İnsan Hakları (KİH), her iki derneğin de üyesi olduğu Müslüman Toplumlarda Cinsel ve Bedensel Haklar Koalisyonu’nun (CSBR) her yıl 9 Kasım tarihinde gerçekleştirdiği “Ortak Mücadele, Hep Birlikte” (ODOS) Kampanyası kapsamında söyleşi düzenledi.
Çevrimiçi ortamda yapılan “Anayasa Değişiklikleri ve Aile Söylemi: Eşitliği Hedef Alan Metinlerin Analizi” söyleşisinde Kaos GL Akademi ve Kültürel Çalışmalar Program Koordinatörü Aylime Aslı Demir moderatörlüğünde, Işıl Kurnaz ve Berfu Şeker konuştu.
Yaklaşık 40 kişinin katıldığı söyleşide, hem anayasa değişikliği tartışmaları hem de ailenin korunmasına ilişkin belge ve eylem planları tartışıldı.
“Anayasal düzlemde yapamadıklarını, bakanlıklar düzeyinde hayata geçiriyorlar”
Berfu Şeker konuşmasında, Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Eylem Planı ve Vizyon Belgesi’nin kamu politikalarına etkilerini aktardı.
TIKLAYIN - Bütçe teklifinde “ailenin korunması ve güçlendirilmesi”ne 16 milyar lira ödenek ayrıldı
Şeker, “aileyi koruma” adı altında son on yılda kadınların ve LGBTİ+’ların haklarına nasıl saldırıldığını hatırlatarak şöyle dedi:
“Bunca yoksulluk varken, toplumsal cinsiyet karşıtlığının bütçelendirildiği bir dönemdeyiz. İktidar, 41. maddeye “evlilik birliği ancak kadın ile erkeğin evlenmesiyle kurulabilir” hükmünü eklemek istemiş, kararın gerekçesinde ise “Türk toplumunun temeli olan aile yapısını korumak ve aileye yönelik her türlü tehlike, tehdit, saldırı, çürüme ve sapkınlığa karşı tedbir almak devletin asli görevidir” diyerek LGBTİ+ düşmanlığını anayasal düzleme çekmeye çalışmıştı. Bu eylem planı ile anayasal düzlemde yapamadıklarını, bakanlıklar düzeyinde hayata geçiriyorlar.
“Eylem planında görüleceği üzere çokça araştırma, toplantı, eğitim, atölye, broşür çalışmasından bahsediliyor. Bu bağlamda eğitim ve medya aracılığıyla LGBTİ+ karşıtlığının yaygınlaştırılacağı, muhafazakâr aile yapısının, gençlere ve kadınlara başta olmak üzere tüm topluma dayatılacağı görülüyor.”
Vizyon belgesinde “zararlı akımlar ve cinsiyetsizleştirme” başlığının öne çıktığını hatırlatan Şeker, “Belgede yer almayanlar ise kadına, çocuğa şiddet ve yoksulluk” diye ekledi. Şeker; bu eylem planıyla tek tip, muhafazakar aile politikalarının ana akımlaşacağını, metinlerde sansürden övgüyle bahsedildiğini belirterek, şöyle devam etti:
“LGBTİ+ propaganda yasağına ilişkin yasal bir düzenleme önümüzdeki dönemde gündeme gelebilir. Bu, hep bir tehdit olarak önümüzde duruyor.”
TIKLAYIN - Erdoğan’ın “üye olduk” dediği BM Ailenin Dostları Grubu nedir, ne yapar?
Toplumsal cinsiyet eşitliği karşıtı anayasal anlatıları okumak
Şeker’in ardından Işıl Kurnaz, hukuki eşitliğin yetmeyeceğini fiili bir eşitliğin de sağlanması gerektiğini hatırlattı. 12 Eylül 1980 darbesinin ardından askeri cuntanın çıkardığı “bar ve gece kulüplerinde kadın görünümlü erkeklerin istihdamını” yasaklayan yasayı hatırlatan Kurnaz; nafaka, boşanma hakkı ve arabuluculuk, “cinsiyet değiştirme”, cinsel sağlık ve üreme sağlığına erişim, evlilik eşitliği, örgütlenme ve ifade özgürlüğü başlıklarını anayasa ve toplumsal cinsiyet bağlamında aktardı.
Medeni Kanun’un 40’ın maddesinde düzenlenen “cinsiyet değişikliği” prosedürlerine de değinen Kurnaz, şöyle dedi:
“Anayasa Mahkemesi’nin üreme yeteneğinden sürekli yoksunluk şartını iptal ettiği kararı insan hakları açısından oldukça tartışmalı. Çünkü mahkeme bu ameliyattan sonra zaten ilgili sonucun doğduğunu söyleyerek “ölçülülük” eksenli bir değerlendirme yaptı. Halbuki temel aks, translar için maddi ve manevi bütünlük hakkı olmalıydı. Ancak bir yandan, bu maddeye dönük şimdilik açıktan bir saldırı olmasa da, aile politikalarına ilişkin toplantıların tutanaklarına, yayımlanan metinlere baktığımızda Medeni Kanun Madde 40’ın da tehdit altında olduğunu düşünebiliriz.”
“Olası bir Anayasa değişikliği sürecinde Anayasa’nın örgütlenme ve ifade hürriyetine ilişkin maddelerine doğrudan dokunulmasa bile uygulamadaki kimi hukuk saptırmaları yoluyla kadınlar ve LGBTİ+ örgütleri için örgütlenme ve ifade özgürlüğünün içi boşaltılabilir” diyen Kurnaz, bu uygulamaya örnek olarak TBMM Genel Kurulu'na gelen “etki ajanlığı” düzenlemesini gösterdi.
Etiketler: insan hakları, kadın, aile, anayasa, özel haber