16/06/2025 | Yazar: Selma Koçak
“Sivil toplumla akademiyi bir araya getirdiğimizde biz birlikte yeni bir hikâye yazabiliriz”

Üniversitelerde toplumsal cinsiyet çalışmalarının güncel durumunun tartışıldığı “Akademi ve Ötesinde Toplumsal Cinsiyet Çalışmalarını Güçlendirme Forumu” Ankara’da gerçekleştirildi. Aramızda Toplumsal Cinsiyet Araştırmaları Derneği’nin davetiyle 15 Haziran Pazar günü yapılan foruma farklı şehirlerdeki üniversitelerde çalışan akademisyenler katıldı.
Foruma, Aramızda Derneği’nin 2023 yılında yaptığı “Akademide Toplumsal Cinsiyet Çalışmalarını Savunmak, Görünürleştirmek, Güçlendirmek” başlığıyla düzenlenen iki günlük çalıştayın sonuçlarını paylaşılarak başlandı. Hem devlet hem vakıf üniversitelerinden akademisyenlerin bir araya geldiği çalıştayda, içinde “toplumsal cinsiyet” ifadesi geçen çalışmaların yapılmasının giderek zorlaştırılmasının ve üniversitelerde kapatılan ya da işlevsizleştirilen Kadın Çalışmaları Merkezlerinin çoğunun kadın düşmanı politikaların aracı haline getirilmesinin büyük bir tehlike yarattığına dikkat çekilmiş ve akademisyenler alternatif çözüm yolları üzerine birlikte düşünme fırsatı bulmuştu. Etkinlikte, üniversitelerin ve akademik üretimin yalnızca Türkiye’de değil, dünyanın her yerinde yaygınlaşan otoriterleşmeden mustarip olduğu ve bu nedenle uluslararası iş birliği olanaklarının geliştirilmesi ve güçlendirilmesi gerektiği üzerinde durulmuştu.
Çalıştayın yapıldığı günden bu yana “toplumsal cinsiyet” meselesinde baskıların daha da arttığı vurgulanan forumda, başta LGBTİ+’ları olmak üzere tüm sivil toplum kurumlarını, hak örgütlerini, sağlık çalışanlarını, akademisyenleri hedef alan yasa taslağı nedeniyle bu konuda yapılacak araştırmaların tamamen riskli bir hale gelmesine dikkat çekildi. Geçtiğimiz günlerde İzmir Bornova İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, üç öğretmene 8 Mart etkinlikleri kapsamında toplumsal cinsiyet eşitliği konusunu anlattıkları için kınama cezası verilmesinin ve Eğitim-Sen üzerindeki baskıların da gelinen noktanın vahametini gösterdiği ifade edildi.
Akademik anlamda tezlerin, projelerin, öğrenci topluluklarının ve kadın çalışma merkezlerinin tehdit altında olduğu vurgulanan forumda zaman zaman derslere el konulduğu, tezlere müdahale edilmeye çalışıldığı ve özelikle başlıklarında “toplumsal cinsiyet” ifadesi geçmesi durumunda değiştirilmek istendiği, öğrenci topluluklarının sürekli soruşturmalara maruz kaldığı ve zaman zaman kapatıldığı, LGBTİ+ öğrencilerin mimlendiği ve onları destekleyen hocaların tehdit edildiği, kadın çalışma merkezlerinin giderek sessizleştirildiği anlatıldı. Tüm bunların sonucunda giderek yalnızlaşan toplumsal cinsiyet çalışan akademisyenlerin daha fazla bir araya gelmeye ihtiyacı olduğu vurgulandı.
Üniversitelerde bir süredir devam eden “korku”nun 19 Mart sürecinden sonra büyük ölçüde aşıldığını anlatan akademisyenler en büyük şanslarının bu konuda öğrenmeye açık, meraklı, ilgili ve hevesli öğrencilerin olduğunu ifade ettiler. Özellikle genç kadınların ve LGBTİ+’ların toplumsal cinsiyet konusunda hem duyarlı hem de bilgili olduğunu belirten akademisyenler bu yoğun baskıları aşabilmek için alınabilecek önlemler ve geliştirilebilecek stratejiler konusunda fikir alışverişinde bulundurlar. Bundan sonraki süreçte daha fazla bir araya gelmek, mücadelenin daha da genişlemesini sağlayacak bir ağ kurmak, akademide feminist köprüler inşa etmek, yaşananları kayıt altına almak ve raporlama yapmak gibi pek çok konu üzerinde uzlaşıldı. Bir önceki çalıştayda da ifade edildiği gibi akademi ve sivil toplumun daha fazla temas etmesinin tüm sorunların aşılmasında önemli bir yol olduğuna dikkat çekildi: “Sivil toplumla akademiyi bir araya getirdiğimizde biz birlikte yeni bir hikâye yazabiliriz.”
Forum, alınacak önlemler ve geliştirilecek mücadele stratejileri konusunda çalışabilmek için bir planlama yapılmasının ardından sonlandı.
Etiketler: yaşam, eğitim, özel haber