29/04/2022 | Yazar: Kaos GL
İzmir Alsancak’ta trans kadınlara polis ve bekçi baskısı sürüyor: Biz bir abluka altında yaşıyoruz. Bize yönelik nefret saldırısı yaşandığında neredeydi bu polisler?
Son dönemlerde seks işçisi trans kadınlara nefret saldırıları, cinayetler, polis ve bekçi baskısıyla gündeme gelen İzmir Alsancak’tan bir ayrımcılık haberi daha geldi.
Dün akşam (29 Nisan) saat 10.30 sıralarında, trans kadın E.S.’ye sadece sokakta durduğu için bekçiler hakaret etti. İzmir’de yeni kurulan 18 Haziran Derneği, bekçilerin tutumuna dair şöyle dedi:
“Sokakta arkadaşları ile sohbet ederken gelen bekçiler, E.S'nin arkadaşına 'bu sokakta durmayın, gezinmeyin burada' diyerek görevini kötüye kullanmıştır. 18 Haziran LGBTİ+ Derneği olarak yaşanan hak ihlallerinin takipçisiyiz! Tüm hak savunucularını dayanışmaya davet ediyoruz!”
18 Haziran, E.S. ile görüşerek, Alsancak’ta yaşananları da onun ağzından aktardı:
“Bizler 5 yıldır bu polis baskısı altında hayatlarımıza devam ediyoruz. Son aylarda yaşadığımız hak ihlallerin haddi hesabı yok. Polis eve gelen misafirlerimize, market siparişlerini kadar sorun çıkartıyor. Bir şekilde evlerimiz kapatılıyor. Biz bir abluka altında yaşıyoruz. Bize yönelik nefret saldırısı yaşandığında neredeydi bu polisler? Geçen aylarda 2 arkadaşımız saldırıya uğradı ama aldığımız cevap 'sizi korumak zorunda değiliz' oldu.”
İzmir’de ne oluyor?
Kaos GL’nin hazırladığı LGBTİ+’ların İnsan Hakları 2021 Yılı Raporu’nda translara yönelik hak ihlalleri oldukça geniş yer buluyor. Temel insan haklarına erişemeyen translar, birkaç başlıkta değil neredeyse bütün konularda hak ihlallerine maruz kalıyor.
Bu hak ihlallerinin başında da barınma hakkı geliyor. Geçtiğimiz yıl bir yandan Ankara’da Eryaman-Esat davası zaman aşımı riskiyle devam ederken bir yandan da İstanbul Beyoğlu Küçük Bayram Sokak ve İzmir Bornova Sokak’ta trans kadınların yaşadığı evlere ve çalıştığı sokaklara defalarca polis operasyonu, tacizler gerçekleştirildi.
Kaos GL’nin İnsan Hakları 2021 Yılı Raporu’nda bu durum şu ifadelerle yer aldı:
“(Küçük Bayram Sokak’ta) 2020’nin son zamanlarında başlayan sistematik polis şiddeti, bir bölgede bulunan bütün evlerin mühürlenerek kullanımının yasaklanması ile yeni bir boyut kazandı. Salgın sürecinde sağlık hakları yok sayılan trans kadınlar evsiz şekilde devlet tarafından sokağa terk edildi.
“İzmir’in Alsancak semtinde bulunan Bornova Sokak da benzer bir sürecin evrelerini yaşıyor. Her gün olduğu gibi polis kordonuna alınarak, bölgede yaşayan transların evlerine yemek götüren kuryelere dahi gerekçesiz kimlik denetimleri gerçekleştiriliyor. Araç trafiğine kapatılarak yayalaştırma projesinin hayata geçirildiği sokak, sokağın sakinlerinden olan transların, planlamasında dikkate alınmadığı bir proje sonucunda araçlardan ve translardan “arındırılacak”! Aktivistler bu süreci “soylulaştırma” projesi olarak niteliyor.”
Translar, hakları için sokakta!
Alsancak’ta seks işçisi trans kadınlar barınma hakkı ihlallerine karşı 13 Nisan’da bir araya geldi.
Alsancak’taki Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde buluşan LGBTİ+ aktivistleri ve seks işçisi trans kadınlar basın açıklamasında “Genel ahlak’ anlayışı gerekçe gösterilerek biz seks işçisi trans kadınlara yönelik son yıllarda şiddeti artarak devam eden baskılara dur demek için burada toplandık” dedi.
İzmir’de son altı ayda gerçekleşen transfobik nefret saldırılarının öfkesini taşıdıklarını söyleyen seks işçisi trans kadınlar hatırlattı:
“20 Kasım gecesi Bornova sokağında bir saat arayla aynı fail tarafından iki farklı bıçaklı saldırının gerçekleştiğini, 25 Kasım’da ise Basmane gar önünde 2 trans kadın arkadaşımıza saldırıldığını ve birinin katledildiğini; 16 Ocak’ta Karabağlar’da bir trans kadının öldürüldüğünü tekrar söylüyor ve adalet arayışımızın sürdüğünü haykırıyoruz.”
Basın açıklamasına katılan Hakların Demokratik Partisi İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay da söz aldı. Kemalbay, “Bir arada yaşamayı öğreneceğiz. Trans yaşamlar değerlidir” dedi.
Basın açıklamasında trans kadınlar taleplerini şöyle sıraladı:
*Hukuksuz ev kapamalarının son bulması ve hukuksuz bir şekilde mühürlenen ikamet yerlerinin yeniden açılması,
*Keyfi ceza ve kısıtlamaların derhal durdurulması ve delilsiz yazılan cezaların iptal edilmesi,
*Yaşam alanlarımızda sürdürülen polis ablukasının kalkması,
*İlkim Delal Cemre Özenin serbest bırakılması,
*Görevi kötüye kullanan polis memurları hakkında soruşturma başlatılması,
*Transların temel insan hakları ve kent haklarına eşit erişimin önündeki engellerin kaldırılarak hakların hayata geçirilmesi,
Trans hayatlarımız değerlidir.
Etiketler: insan hakları, kadın, nefret suçları, çalışma hayatı, kent hakkı