16/10/2024 | Yazar: Kaos GL
Antalya Altın Portakal Film Festivali Sanat Direktörü Deniz Yavuz, festival ön jürisinde yer alan Tunca Arslan’ın "LGBT yok, fonlu filmler yok" açıklamalarına ilişkin BirGün’e konuştu.

Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festival Sanat Direktörü Deniz Yavuz, festivalde LGBTİ+ temalı filmlerin sansürlendiği tartışmasına ilişkin BirGün’den Işıl Çalışkan’a konuştu. Festivalin ön jürisinde yer alan Tunca Arslan’ın Ulusal Kanal’daki konuşmasını değerlendiren Yavuz, şöyle dedi:
“Festival tematik bir festival değil. Filmleri tarzlarına göre çağırmıyoruz. Başvuru olmamasını otosansür olarak değerlendirmek doğru olmaz. Çekince ya da tepki demek daha doğru olacaktır. Geçen yıl yaşananlardan ötürü birçok sinemacının tepkisi hâlâ sürüyor. Bu tepkilerini katılmayarak ortaya koyuyorlar ya da katıldıklarında eleştiri almaktan çekiniyorlar. Altın Portakal’a, ulusal yarışma bölümüne bu kez, son on yılın en yüksek başvurusunu aldık. Gelin görün ki bu filmlerin arasında LGBT+ içerikliler yoktu. Sadece bu tarzı sorgulamak da doğru değil. Dediğim gibi tematik bir festival değiliz. Mesela son yılların furyası, cin filmleri de yoktu. Kaldı ki seçkiye kalan filmler içinde LGBT+ alanına giren içeriklere sahip iki film de mevcut. Ön seçici kurul değerlendirmesini yaparken ortak toplantılar ya da görüşmelerle bir araya dahi gelmedi.
Tamamen bağımsız ve bireysel değerlendirmelerle sonuca ulaşıldı ve seçkinini açıklanmasının ardından jüri isimlerini açıkladık. Bütün süreç profesyonel ve şeffaf şekilde ilerledi. Başvuruda bir sansür, otosansür, engelleme, çıkarma vb. gibi durumun olup olmadığı, bu konuda suçlayıcı tavırlar sergilemeden önce diğer iki ön seçici kurul üyesine de sorulmalıdır diye düşünüyorum. Tunca Arslan’ın sinemamızın geldiği durumla ilgili yaptığı yorumlar başvuru sürecine, şekline ya da seçim kriterlerine dair bir söylem değil. Ben dinlediklerimden böyle algılamadım.”
TIKLAYIN – Yıldız Tar yazdı: Altın Portakal’da malumun ilamı
Yavuz, festivalin kapılarının LGBTİ+ temalı filmlere açık olduğunu da ekledi:
“Önceki yıldan bağımsız hareket etmek mümkün değil. Oraya da fayda sağlaması açısından bir Sinema Çalıştay’ı yaptık ve sansürü, 60. yılı, festivalleri, ön jürileri konuştuk... Bu çabalarımızda aynı linçci çevre tarafından benimsenmedi. Dahil olmamak bir seçimdir, takdir de edilir fakat katılmayı seçenleri, çabaya destek verenleri ‘kötü film’, ‘yandaş’, ‘hain’ vb şekilde nitelemek ne kadar hakkaniyetli bilemiyorum. Sağlık olsun. Festival bu yılki birleştiricilik adımıyla yoluna devam edecektir. Kapısı da LGBT+ temalı filmlere, özgün anlatılara, deneysel kurmacalara -her zaman olduğu gibi- açıktır... Türkiye sinemasının, sinema yaşamının ve bütün bileşenlerinin bir festival yılı daha kaybetmeye tahammülü yoktur. En azından şu birleştiricilik stratejimizi demokratik itiraz haklarımızın kullanılabilmesi açısından da desteklemek hoş olurdu.”
Söyleşinin tamamına ulaşmak için tıklayın.
Etiketler: kültür sanat