15/04/2009 | Yazar: Kıvanç Tanrıyar

CBS Televizyonundan Neil Macdonald'ın makales

CBS Televizyonundan Neil Macdonald'ın makalesini Kaos GL'den Kıvanç çevirdi.

Barack Obama büyük bir hoşgörüyle, çok sayıda ve farklı farklı eşcinsel çifti çocuklarıyla birlikte hafta sonu Beyaz Saray’daki Paskalya yumurta yuvarlama partisine davet etti. Aile reisi olan geyler ve lezbiyenler için bir başka zafer, aile reislerinin ailedeki konumu ifade edilirken cinsel yöneliminin belirtildiği ‘gay/lesbian-headed’ terimini politik sözlüğe sokmak oldu. (Her aile reisi heteroseksüel olmak zorunda mıdır?) Yine de insan sormadan edemiyor: Acaba eşcinsel Amerikalılar, seçim kampanyası sonrasında kendini eşcinsel sorunlarına çare bulmada şampiyon ilan eden yeni başkanlarının, arka bahçesinde onların yumurta yuvarlamalarına izin vermek yerine onlarla mahkemede ya da şu an hakları üzerine karar verilen bazı kanuni mücadelelerde yan yana dursaydı, daha minnettar kalmazlar mıydı? Ama yapmıyor. Yeni bir farklılık ve yeni bir politika sözü veren başkan sessiz sessiz bir tarafta duruyor, başkalarının –çoğunuz şaşıracaktır ama zaten yapılmış olan- esas işi yapmasını bekliyor. Vermont, Massachusetts, Connecticut ve dahası Iowa eşcinsel evliliğe izin veriyor. Obama’nın başkanlık kampanyası sırasında bile göz yumamayacağı bir şey. Mahkemeler, son üç vakada devlet yasaklarını hükme bağlayan kararın anayasaya aykırı olduğuna karar verdi. Kanun koyucular Vermont’da bizzat meseleyi kendileri ele aldılar ve eyalet başkanının vetosunu geçersiz kıldılar. Ve Columbia bölgesinde belediye meclis üyeleri diğer eyaletlerde gerçekleşen eşcinsel evliliklerini tanımak için oy verdiler.

Evliliği savunmak
Bu arada eşcinsel avukatlar, birçok liberal tarafından kötü bir Hıristiyan hakkı ürünü olarak görülen Federal Evlilik Kanunu’na (DOMA) itiraz ederek, ABD hükümetini (Obama’nın doğrudan sorumluluğunda olan) Boston’da mahkemeye veriyorlar. Washington’ı DOMA’nın eşcinsel partnerleri evli heteroseksüellerin yararlandığı bir dizi şeyden mahrum etmesi sebebiyle suçluyor. Peki ya tüm bunlarda Obama’nın konumu? Aslında gey evliliğine karşı ve bunun yerine birçok gey avukatının ikinci sınıf statü ve kurumsallaşmış bir ayrımcılık biçimi olarak gördüğü ‘sivil birliktelik’i savunuyor. Obama DOMA’nın feshedilmesini istediğini söylerken, bu özel davaya karşı savaşmaları için Boston mahkemesine federal avukatlar gönderebilir. Daha böyle bir şey söylemedi ve Beyaz Saray yorum yapmama konusunda kararlı.

Özünde iyiliğimi istemek

Yeni, liberal başkan sağa sola başkanlık kararnamesi imzalarken, CIA hapishanelerini kaparken, birlikleri yeniden düzenlerken, kök hücre araştırmasını finanse ederken ve kürtaj danışmanlığı veren gruplardan finansal yardım kısıtlamalarını kaldırırken, onun için örgütlenen ve ona oy veren milyonlarca gey ve lezbiyen için tam olarak ne yaptı? Cevap tabii ki bütünleştirici Paskalya yumurtası yuvarlamacasından fazlası değil. Fakat diğer gey avukatları gibi Dansky de Obama’nın özünde onların iyiliğini istediğine inanmak istiyor. Sonunda gücünü davadan yana kullanacağını umuyor. ‘Sembolik hareketleri önemli’ diyor, ‘ilk defa cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği konusunda ayrımcılık yapmayan bir işe alma politikası olan bir Beyaz Saray’ımız var.’ Dansky, bunun Obama için de zor bir durum olduğunu belirtiyor. Son kertede bu ülkenin ilerici politikacıları köşeye sıkıştıran politik gerçekleri var diyor: ‘Kendilerini lezbiyen, gey, biseksüel ve transgender hakları savunucusu olarak tanımlayan ama hâlâ açık açık evliliğin kadın ve erkek arasında olması gerektiğini savunan çok çeşit insan var.

Politik hesap
 
Obama’nın eşcinsel evliliği ile ilgili fikrini değiştirmesi mümkün ama Bill Clinton’ın etkin biçimde oynadığı oyunu oynuyor olması da mümkün: seçim zamanı seni destekleyen liberal eşcinsellere gaz ver, onların örgütlenmelerini ve kapıları çalmalarını sağla, sonra iktidara gelince politik imkânsızlıkların arkasına sığın. 13 yıl önce Federal Evlilik Kanunu’nun kanunlaşması için imza atan başkan tesadüf eseri Clinton’dı. Eşcinsellerin sabrını taşıran politik bir kumar bu.
 
‘Bize seçim kampanyaları sırasında dünyayı vaat etmiş demokratik politikacılar tarafından binlerce kez ateşe atıldık ve iktidara gelince tam tersi yönde hareket ettiler.’ diyor Washington D.C.de çıkan bir eşcinsel gazetesi olan the Blade editörü Kevin Naff. ‘Yapabildikleri için yapıyorlar. Arkalarında sıraya gireceğimizi biliyorlar.’ Naff Obama’ya oy vermiş, tıpkı Amerika’daki diğer eşcinsel seçmenler gibi ve hala Başkan’a bir şans vermek istiyor. ‘Kapalı kapılar ardında kişisel olarak eşcinsel evliliğini destekliyor,’ dedi Naff bana, ‘Bu politik bir hesap.’

Son mühlet

Ancak Naff eşcinsellerin politik bir telafi istediklerini ve bunu bir an evvel istediklerini söylüyor. İstedikleri, nefret suçlarına karşı özel koruma, iş yerinde ayrımcılığa karşı koruma (eyaletlerin çoğunda bir kişiyi gey ya da lezbiyen olduğu için işten kovmak hâlâ son derece yasal) ve ev sahipleri ve evlerini satanların ayrımcılığına karşı koruma.
 
Ama Demokratların kontrolündeki Temsilciler Meclisi bir başka seçim döngüsüne girecekler. Politik değişim için açılan pencere yarı kapalı kalmaya devam ediyor.
 
‘Sabrımın ne zaman tükeneceğini söyleyeyim: Aralık 2009,’ diyor Naff. ‘Çok uzun zaman sabrettik. Artık sabretmeyeceğiz.’
 
Bu arada, kimseye cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği üzerinden ayrımcılık yapmayacak yeni işe alma politikası hakkında sorular sormak için Beyaz Saray’a gittim. (Cinsiyet kimliği de bir başka yeni politik jargon. Temelde erkek gibi görünen kız ve kız gibi görünen erkekler anlamına geliyor.)
O zaman, 1600 Pennysylvania Caddesi’nde çalışan travesti, transseksüel ya da transgender var mı hâlâ?
 
Bir basın sözcüsü bana ‘Bu personel dairesinin takip ettiği bir şey değil.’ dedi.
Ama Beyaz Saray’ın etrafında bir adam elbisesiyle koşsaydı fark ederdiniz değil mi? 
 
cbcnews.ca
http://www.cbc. ca/world/ story/2009/ 04/09/f-rfa- macdonald. html
 

Etiketler: yaşam, dünyadan
nefret