21/05/2016 | Yazar: Kaos GL

‘Queer Teori: Bir Giriş’ kitabının yazarı Annamarie Jagose, Homofobi Karşıtı Buluşma’ya video konferans yoluyla katıldı.

‘Queer Teori: Bir Giriş’ kitabının yazarı Annamarie Jagose, Homofobi Karşıtı Buluşma’ya video konferans yoluyla katıldı.

11. Uluslararası Homofobi Karşıtı Buluşma’nın ikinci günü queer teorisyen Annamarie Jagose’nın konuşmasıyla başladı. Ankara’daki bombalı saldırılardan dolayı bağlı bulunduğu üniversiteden akademik izin alamayan ve etkinliğe katılamayan Jagose video mesaj yolladı.

Jagose’nın mesajının tamamı şöyle:

“Kaos GL’nin Uluslararası Homofobi Karşıtı Buluşmasında konuşma davetiniz için teşekkür ederim. Geçen yıl ‘Queer Teori’ başlıklı kitabım ilk defa Türkçeye çevrildi. Ziyaretimi planlarken kendi kitabımın izine düştüğüm hissine kapıldım; nihayetinde kitap benden önce varmıştı ve büyük olasılıkla da artık çoktan çevresini tanımıştı. Bu benim Türkiye’ye ilk ziyaretim olacaktı ve bunu dört gözle bekliyordum. Şu anda hazırladığım konuşmayı yapmaya çalışmayacağım. Bunun yerine birkaç söz söylemek istiyorum. Arzu aslında çok büyük ve kapsamlı bir konu. Toplantı notlarını hazırlarken gördüğüm şu oldu: arzuyu bir eksik ya da yoksunluğun giderilmesi ile özdeşleştirmek, eksik ve yokluğun hakimiyetinde ve bu nedenle de büyük-gösterenin hakimiyet ve iktidarının altındaki bir öznenin inşasına neden olur. Değilleme mantığının ötesinde, arzu üzerine olumlayıcı bir düşünme; arzunun oluş temelinde düşünülmesi ile üretim ve potansiyel kavramıyla anlaşılmasını önerir. Her ne kadar konferansı düzenleyenler herhangi bir isim vermiş olmasa da, şimdi söyleyeceklerimin ardında bazı ünlü isimler yer almakta. Eksik üzerine inşa edilen arzu düşüncesi Sigmund Freud’a ve hatta daha da açık biçimde Jacques Lacan’ın Freud’un çalışmalarını revize etmesine atfedilebilir. Bu modelde, arzu eksik olan ve kişide eksik olanla harekete geçer.

“Arzunun üretkenliğini ve yeni biçimleri varlığa getiren bir yaşam kuvveti olduğunu ortaya koyan karşıt düşünce ise Deleuze ve Guattari’nin anti-psikanalitik çalışmalarına bağlanabilir. İlginçtir, 1994 yılında basılan ilk kitabım doktora tezim için yaptığım Freud ve Lacan okumalarıma dayanıyordu. Önümüzdeki ay Berlin’de yapılacak bir konferans için şu anda üzerinde çalıştığım son yazılarım ise Deleuze ve Guattari’nin oluş kavramı üzerine. Bu mutlu tesadüf, queer çalışmaları açısından arzunun ne anlama gelebileceğini düşünmek üzere kendi queer çalışmaları kariyerimi kullanabileceğimi düşünmemi sağladı. Psikanaliz geleneğinde değil de, daha ziyade “queer çalışmaları ne ister?”  sorusunu sormak için. Özellikle de queer arzuda siyasi olanın ne olduğu hakkında düşünmek istedim. Bu arzu şu anda durumla çok daha alakalı görünüyor; özellikle de belli bir siyasi düzenin benim Türkiye’ye gelerek bu soruyu sizlerle birlikte ele almamı engellemesi dikkate alındığında. Bu haftaki toplantılarınızda ve daha genel olarak Türkiye’de toplumsal adalet için devam eden mücadelenizde iyi şanslar!”

*Bu etkinlik, Gökkuşağı Projesi kapsamında İsveç Kalkınma Fonu (SİDA) ile Kanada Büyükelçiliği'nin destekleriyle gerçekleştirilmektedir.


Etiketler: yaşam
İstihdam