Antalya’da Homofobiye Karşı ‘Bi Şey Yapmalı!’

“Homofobi Kimin Meselesi?” sorusunun ele alındığı buluşmayı, Akdeniz Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğrencisi Erdal Tekin modere etti.
 

 

“Herkeste bir telaş, bir koşuşturma almış başını gidiyor. İnsanlar öyle bir hale getirilmiş ki yanı başında yaşanan olaylardan, kin ve nefret cinayetlerden habersiz, haberi olsa bile hiç bir tepki vermiyorlar. Yaşamak sadece nefes almaksa hepimiz yaşıyoruz. Peki ya, sevinçlerimiz, acılarımız, tepkilerimiz, düşüncelerimiz... Bu duygular değil mi hayatımızı anlamlı kılan, yaşadığımızın farkına vardıran?

Amacı insan değil sistem olan, sistemi ayakta tutamaya çalışan bu yapı, insanı insan yapan değerlerden o kadar uzaklaştırmış ve öyle bir noktaya kilitlemiş ki, bırakalım çevremizde olup bitenleri, yanı başımızda yaşanan korkunç, insanın kanını donduran olayları bile göremiyoruz. Tüm derdimiz aş-iş. Kilitlendiğimiz tek nokta bu. (Murathan Mungan)

Her gün yanı başımızda biri öldürülüyor. Kaçırılıyor, taciz ve tecavüze uğruyor, öldüresiye dövülüyor. Ama kimsenin buna dur dediği yok. Hani insani duygularımız? Hani insani tepkilerimiz? Bu kadar mı köreldi? Neden bu kadar duyarsız ve tepkisiziz yaşananlar karşısında? İnsan bu soruları kendine sormadan edemiyor. Sormak gerekiyor: neden şiddet içerikli, şiddete eğilimli bu kadar duyarsız bir toplum olduk, sormak gerekir.

Bu şiddetten, bu kin ve nefretten, bu duyarsızlıklardan en çok nasibini alanlar kadınlar ve eşcinseller oluyor. Toplumsal ahlak kin ve nefret cinayetlerinin olmadığı tek bir gün bile neredeyse yok. Eşitsizlik var olan toplumların yasasıdır. Ezilenler, ötekiler, diğerleri, dışlananlar her zaman daha çok çalışmak, daha birikimli daha uyanık olmak zorundadırlar. (Hatice Şahin)
 

İstenilen öğretileri yıkmak için;
 

Değişeceğiz, değiştireceğiz, anlayacağız, anlatacağız şiarı ile sonuçta görmek, bilmek bir tercih işidir, istemeyi gerektirir. Farklı dünyalara daha fazla açık bir dünyada yaşıyoruz.

Son olarak yeni bir yaşam istiyoruz. Herkesin, herkes olmayı başarabildiği; herkesin, herkesle, herkesçe yaşadığı bir yaşam olması istediğimiz.”  

“Homofobi toplumsal bir kavramdır”

Antalya buluşmasına "Hastalık'tan İdeoloji'ye Homofobi" ile Sosyal Psikolog Prof. Dr. Melek Göregenli; "Eşcinselliğin Adlandırılışının ve Anlamlandırılışının Türkiye Seyri" ile Kaos GL'den Ali Erol; "İnsan Haklarının İnsanının Cinsiyeti" başlıklı sunumu ile Ege Üniversitesinden Felsefeci Doç. Dr. Nilgün Toker konuşmacı olarak katıldılar.

 

Göregenli, homofobinin toplumsal bir kavram olduğunu belirtti. Alt-üst ilişkisinde süre giden bir iktidar mücadelesinin sonucu olduğunu ve yeni bir homofobik olmayan bir dilin oluşması gerektiğinin altını çizdi. Farklı olmanın ortaya çıkardığı zorluklara rağmen, farklılıklarını korumanın önemini vurguladı.
 

Toker ise homofobinin eşitsizlik temelli bir alanda şekillendğini söyledi. Kaos GL Derneğinden Ali Erol ise eşcinselliğin psikolojik, sosyolojik boyutuna değindi. Psikolojide psiko-sosyal boyutuna vurgu yapan Erol, sosyolojik alanda eşcinselliğin bir hak arama mücadelesi olduğunu söyledi. Anayasanın ayrımcılığı düzenleyen maddelerinin yetersiz olduğunu bunlara “cinsel yönelim, cinsiyet kimliği” ibarelerinin eklenmesinin önemine vurgu yaptı.  
 

Homofobi Karşıtı Buluşma'nın Nisan programı Antalya buluşmasının ardından, Eskişehir ve Diyarbakır buluşmaları ile tamamlanacak. Mayıs ayındaki İzmir, İstanbul ve Ankara Buluşma Programları antihomofobi.org adresinden takip edilebilir.

 

5. Homofobi Karşıtı Buluşma, 16 Mayıs Pazar günü, Ankara'da yapılacak "Homofobi ve Transfobiye Karşı Yürüyüş" ile sona erecek.