06/08/2012 | Yazar: Kaos GL

Türkiye’nin ilk vicdani retçisi olan anarşist Tayfun Gönül’ün tabutu arkadaşlarınca şarkılar eşliğinde taşındı ve dini tören düzenlemeden toprağa verildi.

Arkadaşları Tayfun Gönül’ü Şarkılarla Uğurladı Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Türkiye’nin ilk vicdani retçisi olan anarşist Tayfun Gönül’ün tabutu arkadaşlarınca şarkılar eşliğinde taşındı ve dini tören düzenlemeden toprağa verildi.
 
 
Tayfun Gönül’ün kara bayrağa sarılı tabutu taşınırken pankart açılmadı, slogan atılmadı. Kilyos mezarlığında toprağa verilirken (1 Ağustos) Kazım Koyuncu’nun “Sevdiğin Böyle Ağlar” parçası çalınan törende “imam duası” gibi herhangi bir dini ritüel uygulanmadı.
 
“Milat!”
 
Tayfun Gönül’ü uğurlayanlardan Gün Zileli, “imam duası yerine müzikli tören yapılan 1 Ağustos 2012 bir milattır” diye yazdı.
 
Avrupa’da ateistlerin, dinsizlerin ya da toprağın altına gömülmek istemeyenlerin vasiyetleri gereği krematoryumda yakılmaları ya da dini törensiz gömülmelerinin son derece doğal kabul edilen bir hak olduğunu belirten Zileli, şöyle yazdı:
 
“Aslında, eğer devrimciler bu konuda ilkeli bir tutum takınmış olsalardı bu, Türkiye’de de çoktan gerçekleşmiş bir hak olurdu. Bence bu gecikmeden dolayı İslami baskıyı suçlamadan önce kendimizi suçlasak daha iyi olur. Kimisinin ailesi, anası, babası, kimisinin karısı, kocası, kimisinin oğlu kızı, belki bazen ölenin sözlü ya da yazılı vasiyetini de kulak arkası ederek cenazenin dini ritüellere göre kaldırılmasına ön ayak olurlar. Ama çoğunlukla kişinin kendisi, daha sağlığında, "halka yabancı düşmemek" mesajı verir ve öyle de yapılır.
 
İmamın öncülüğünde cenaze namazı kılınır, eller kulaklara götürülür, dualar okunur vb., böylece din, hayatı boyunca zaten yenilmiş olan devrimcinin üzerinde öldükten sonra bile, hem de o devrimcinin rızasıyla, mutlak zaferini ilan eder. İmamın duaları arasında acaba şöyle bir dua da var mıdır: "Bakmayın siz bunların gençliklerinde esip üfürmelerine, sonunda cenaze namazlarını kılacak olan, gördüğünüz gibi yine biziz." Hatta bazıları bu konuda daha da ileri gider, hiç kimsenin hatırı kalmasın diye cenaze namazlarını hem camide hem de cemevinde kıldırırlar. Tabii, bu dinsel "geniş görüşlülüğün" havra, kilise ve Budist tapınaklarına kadar neden uzanmadığı ayrı bir merak konusudur. Yoksa bu, popülizmin vardığı zirve midir?”
 
 
“Tayfun Gönül bütün bunlara son verdi”
 
Tayfun Gönül’ün bu topraklarda yeni bir uygulamayı bizzat, kendi bedeniyle başlattığını belirten Gün Zileli, şöyle devam etti:
 
“Evet, krematoryum yoktu ama dini tören gibi bir zorunluluk da yoktu. Dini tören istemeyen birilerine zorla dini tören uygulanamazdı. Daha önce, Aziz Nesin gibi, vasiyetleri gereği dini törensiz gömülenler olmuştur bu ülkede. Tayfun Gönül’ün yaptığı bu temelde atılmış daha da net bir adımdır. Tayfun Gönül, Aziz Nesin örneğini izleyerek, inanmadığı halde "halk ne der" kaygısıyla, yani siyasi kaygılarla yapılan ikiyüzlülüğe meydan vermediği gibi, bir adım daha atarak imamın duaları yerine gençlerden oluşan bir müzik grubunun klarnetlerini, kemanını vb. koymuştur.”
 
“Ölüm de bir yolculuktur, bavulunu toplayıp gitmek gibi”
 
Tayfun Gönül’ün anarşist arkadaşlarından Gazi Bertal ise duygularını şöyle ifade etti: “Ölüm de bir yolculuktur, bavulunu toplayıp gitmek gibi" derdin hep; güle güle Tayfuncuğum seni çok özleyeceğiz.
 
Fotoğraflar: Mehmet Bal 

Etiketler: yaşam
İstihdam