17/09/2014 | Yazar: Banu Saatçi

Beni en çok üzen Lady Gaga’nın ilk albümü Fame’e müzikal olarak olmasa da fikren yaklaşması ve Applause şarkısında dediği gibi alkış için yaşamaya başlamasıydı.

Artrave İstanbul’un ardından: Ben Monster annemi özledim Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Nihayet aylar sonra beklediğimiz an geldi ve Lady Gaga, Dubai ve Tel Aviv konserlerinden sonra Türkiye’ye ayak bastı. İstanbul’a inişinden oteldeki ağırlanmasına ve Boğaz’daki tekne turuna kadar birçok detayı Facebook ve Instagram hesaplarından paylaşan Lady Gaga’nın İstanbul’da olmaktan epey mutlu olduğu her halinden belliydi. Bizler de 6 yıldır Gaga’nın İstanbul’da konser vermesini hayal eden little monster’lar olarak dün akşam heyecanla konsere koştuk. Kapı açılış saati olan 17’den itibaren konser alanındaydık.
 
Daha önce 2012 yılında Viyana’da bir önceki albümünün Avrupa turnesi olan Born This Way Ball’u izleme fırsatı edinmiştim. Açıkçası çılgın ve yaratıcı kostümleriyle LGBT komünitesinin varlığı, izleyenlerin coşkusu ve bütün şarkılara eşlik etmesi konseri çok etkileyici kılmıştı. Gerek şarkılarındaki ve sahne şovunda verdiği mesaj, gerekse şarkı aralarında yaptığı konuşmalar insanı bireysel özgürlüklerin sonuna kadar kutlandığı bir ütopik Monster dünyasında hissettiriyordu. Hayatı boyunca etnik, sınıfsal, cinsel ayrımcılığa uğramış birçok insan için Born This Way Ball adeta seni olduğun gibi kabul eden Mother Monster annemize kavuşmayı simgeliyordu.
 
The Artpop Ball için beklentim Born This Way Ball’daki kadar yüksek olmasa da konserin İstanbul’da gerçekleşmesi nedeniyle epey merak içindeydim. Konsere gelen kitle içinde beklediğimiz gibi en çok LGBT bireyler öne çıkıyordu. Konser sonrası Türkiye medyasında her zaman şahit olduğumuz nefret söyleminden de farkedildiği gibi Türkiye TV kanallarının bir numaralı hedefi LGBT bireyleri ve onların “çılgın” giyimlerini kameraya alıp Lady Gaga’yı ve onların deyimiyle “özendirdiği, yozlaşmış, milli, dini, ahlaki değerlere uygun olmayan” yaşam tarzlarını kötülemekti. Dolayısıyla kapıların açılmasını beklerken fanlarla röportaj yapan çok fazla kamera gördüm diyebilirim. Ayrıca İran, Arap ülkeleri ve Rusya’dan birçok insan konsere gelmişti. Beklendiği üzere Dubai ve Tel Aviv’deki konserlerinde olduğu gibi İstanbul konserinde de özel sahne dekoru yer almadı.
 
Lady Starlight’ın DJ performansının ardından, kapıların açılmasından tam dört saat sonra saat 21’de Lady Gaga sahneye çıktı. Diğer konserlerinde olduğu gibi konsere Artpop şarkısıyla başladı. Artpop albümünde öne çıkan G.U.Y, Donatella, Venus, Applause, Do What U Want gibi şarkıların yanısıra Born This Way ve Fame Monster albümlerinden de sevilen parçalarını seslendirdi. You and I’ı, Born This Way’in slow versiyonunu ve Gypsy’yi piyanosuyla canlı söyledi. Yaklaşık bir buçuk saat boyunca sahnede kaldı ve sürekli İstanbul ve Türkiye’yi şarkılarına ekledi. Özellikle You and I’da “my cool Nebraska guy” yerine “my cool Istanbul guy” dedi ve sonrasında hep Nebraska’yı İstanbul olarak değiştirdi. Türkiye’yede konser vermenin yıllardır hayalini kurduğunu söyleyerek “İstanbul’a ayak bastığımdan beri beni burada çok güzel ağırlıyorsunuz.” dedi.  
 
Konserin en önemli detaylarına gelecek olursak ilk olarak Gaga’nın Alejandro şarkısından sonra Bad Romance performansı öncesi Ratchet şarkısı eşliğinde sahnede izleyenlerin önünde çırılçıplak soyunup giyinmesiydi. Bunu turnenin diğer konserlerinde de yapmıştı, İstanbul’da da yapıp yapmayacağını merak ediyorduk ama çekinmemesi bizi sevindirdi. Asıl önemli detaysa Gaga’nın Born This Way şarkısını piyanoyla seslendirirken Diamond Circle’dan bir kadını sahneye çağırması ve yanında şarkı söylemesiydi. Epey heyecanlı olan ve gözleri dolan little monster’ın İranlı olması oldukça ilginç bir tesadüf oldu. Bunu duyan Gaga elbette mesaj vermeye başladı. “Tonight we are gonna celebrate acceptance, tolerance and love.”, Türkçesi “Bu gece kabulü (birbirini olduğu gibi kabul etme), toleransı ve sevgiyi kutlayacağız.” diyerek söze başladı. “Bu dünyada gey olmak çok zor, utanmayın gurur duyun.” dedi ve geylerden ellerini kaldırmalarını isteyip “Ayaklan Türkiye!” diye bağırdı. Benim takıldığım ve samimiyetinden şüphe ettiğim nokta “Dünyanın her yerine gidiyorum. Gey olmanın zor olduğu yerler var. Bazı yerlerde bana 'Söylediğin sözlere dikkat et!’ (Be careful with what you say!) diyorlar. Ama onların ne dediği benim umrumda değil (I don’t give a fuck what they say).” sözleriydi. Eğer Lady Gaga kendisinin de belirttiği gibi başkalarının ne dediğine önem vermiyorsa neden Dubai konserinde “Ben buradaki kültüre saygı duyuyorum ve bu şovum buradaki bütün fanlarıma ‘uygun’ olacaktır.” diyerek hem şovunda hem de kıyafetlerinde değişiklikler yaparak muhafazakâr ve ataerkil zihniyete boyun eğdi? Neden LGBT bireylerin hapis cezasından idama kadar ceza aldığı bir ülkede konser verdi ve verdiyse de bu durumdan duyduğu rahatsızlığı neden dile getirmedi? Kültürel relativizme kaçarak bir ülkedeki baskıyı nasıl “kültür” olarak tanımladı ve buna “saygı” duymayı tercih etti? Eğer gerçekten “özgürleştirme” misyonunu benimsiyorsa yaptıklarında büyük çelişkiler var bence. İnsanları olduğu gibi kabul etmekten, toleranstan ve sevgiden yana olan Lady Gaga’nın Tel Aviv konserini iptal etmemesi de tartışılması gereken ayrı bir mevzu. Gaga’nın Filistin sorununa hiç değinmediği gibi İsrail Devleti’nin “Pinkwashing” (Türkçesi: pembeye yıkama) olarak adlandırılan, websitesinde sahte el ele gey asker fotoğrafları yayımlayarak kendini demokratik bir ülke olarak gösterip, kanlı eylemlerini meşru kılmak gibi çirkin bir amaç için LGBT bireyleri kullanmasına dikkat çekmemesi, Americano şarkısında asker kılığında, göğsünde kalaşnikoflarla ve etlerle sahneye çıkıp Amerika’nın askeri müdahalelerini eleştiren Lady Gaga’nın ne kadar değiştiğini gösteriyor benim için.
 
Son olarak eklemek istediklerim, eski konserleriyle kıyasladığımda şovlar daha sade ve sıkıcıydı, çok daha az ve sıradan kostümler giydi, Born This Way Ball’daki gibi ince detaylar yoktu. Tabi yeni albümdeki şarkıların yüzeyselliğinden de kaynaklanan bir durum bu. Ancak beni en çok üzen Lady Gaga’nın ilk albümü Fame’e müzikal olarak olmasa da fikren yaklaşması ve Applause şarkısında dediği gibi alkış için yaşamaya başlamasıydı. Hasretle eski Mother Monster Lady Gaga’nın geri gelmesini bekliyorum. 

Etiketler: kültür sanat
İstihdam