06/10/2020 | Yazar: Selma Koçak

“Cinselliği yaşamamak da özgürlüktür, cinselliği istediği kadar yaşamak, sınırlarını belirlemek de özgürlüktür.”

“Aşksız sekssiz bir queer aktivizm de mümkün”: Karoasartı Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Bir süre önce Kaos GL’nin çeşitli atölyelerinde kullanılacak bazı materyalin çevirisine destek vermem gerekti. Bu süreç benim için hem çok öğretici hem de şaşırtıcı oldu. Bilmediğim pek çok kavramı öğrenmenin yanı sıra bazı kavramların varlığından bile haberdar olmadığımı fark ettim. Bu materyalin kullanılacağı atölyeleri merakla beklerken Medya Okulu’nda Berfo ile karşılaştım. Berfo, Karoasartı’dan bir kişi. Karoasartı, benim varlığından bile haberdar olmadığım kavramların öznelerini bir araya getiren bir dayanışma ağı. “Kolektif Aromantik Aseksüel Artı, aseksüel ve aromantik spektrumundaki kişilerin dayanışma ihtiyacıyla 2020'de kurulmuş bir kolektif” olarak tanımlıyorlar kendilerini. Antihiyerarşik, âdem-i merkeziyetçi bir yapılanma isteğiyle, terimler ve kavramlardan çok kişilerin deneyimlerine odaklandıklarının altını çiziyorlar. Özbakım ve topluluk bakımı kavramları onlar için çok önemli. Mesela canın istemiyorsa, enerjin yoksa, içinden gelmiyorsa yapmak zorunda değilsin! Gerçekten çok etkileyici.

Berfo’nun güzel enerjisinden ve içtenliğinden cesaret alarak onunla bir söyleşi yapmak istedim. O da beni kırmadı, sağ olsun. Sayesinde çok fazla yeni şey öğrendim ve paylaşmak istedim.

Karoasartı adı; aromantik ve aseksüel sözcüklerinin kısaltmasına karo simgesinin eklenmesiyle ortaya çıkmış. Hem evrensel mücadelede kullanılan maça asa gönderme yapmak hem de akılda kalıcı olması nedeniyle seçtikleri bir isim olmuş. Berfo’nun performans sanatçısı dethpraxis ile internet arkadaşlığı sayesinde tohumları atılmış Karoasartı’nın. Birbirlerinin öfkesini, bıkkınlığını, isyanını çok iyi anlamışlar. Aseksüellerin ve aromantiklerin kendilerini ne kadar izole hissettiklerini, afobinin ne kadar görünmez bir şekilde işlediğini ve tek tek ne kadar yalnız olduklarını konuştukça daha da motive olmuşlar ve bir arada olmaları gerektiğini çok yoğun olarak hissettikleri bir dönemde kendilerine destek olabileceklerini düşündükleri, açık beyanı olduğunu bildikleri, aktivizm de yapan ya da yapmayan kişileri aralarına çağırarak Tohum grubu kurmuşlar. Tohum grup diyorlar çünkü yönetim olmasını kesinlikle reddediyorlar. Tohum grupta şimdilik 10 kişiler ama bu grubun etkinlik öneren, etkinliğinin peşine düşmek isteyen herkese açık olduğunu ve bu grupta konuşulanların kendilerini facebook, instagram aracılığıyla takip eden aroasartılarla paylaşıldığını ifade ediyor Berfo çünkü onların fikirlerine de ihtiyaç duyuyorlar.

2020’de aseksüel, aromantik gibi kavramların artık duyulduğunu, bilindiğini ancak LGBTİ+ mücadelede afobiye kesinlikle değinilmediğini ve yapılan etkinliklerin kendilerine hitap etmediğini anlatıyor. LGBTİ+ mücadelenin cinsel özgürlük üzerine bir aktivizm sürdürmeye çalıştığını fakat bunun cinsel pratiğe indirgenmiş olduğunu ifade eden Berfo’ya göre; “Cinselliği yaşamamak da özgürlüktür, cinselliği istediği kadar yaşamak, sınırlarını belirlemek de özgürlüktür.” Sadece hetero dünyaya özgüymüş gibi kabul edilen tacizane ilişkilenmelerin ve tecavüz kültürünün kuir mücadelenin de kılcal damarlarına işlediğini ve bunun görünmediğini dile getiren Berfo: “Buna biraz ses getirmek istiyoruz aslında. Çünkü tacizane pratiklerimizi ya da tecavüz kültürünü sürekli beslemeye engel olma çabamızın sadece aroaslara değil bütün kuir camiaya faydalı olacağını düşünüyoruz.” diyor. Kuir camia ya da aktivist camia içinde bile bir tecavüz olayının tecavüz olduğunu söylemekte son derece zorlanıldığından ve tecavüzü yaşayan kişinin tecavüzcüyü ifşalayamadığından yakınan Berfo, tecavüzcülerle dayanışılmasına, bunların desteklenmesine isyan ediyor. Kendini düzeltmek ve özeleştiri vermek isteyen insanları her zaman kapsamak istediklerinin altını çiziyor ve Karoasartı’nın ortaya çıkmasının bir nedeninin de bu tecavüz kültürüne karşı dayanışma ve örgütlenme ihtiyacı olduğunu ifade ediyor. Kendilerini de bu tecavüz kültürünün içselleştirilmesinden azade tutmadıklarını ve çuvaldızı kendilerine de batırmaları gerektiğinin farkında olduklarını dile getiren Berfo, demiseksüellere ve griseksüellere bu anlamda destek olmak ve kimliklerinde kendilerini rahat hissedebilmeleri için bir alan açmak istediklerini belirtiyor.

Aseksüellik, aromantiklik, demiseksüellik gibi kavramların tek tip kimliklermiş gibi görülmeleri nedeniyle bunlar hakkındaki kalıplaşmış algıları yıkmak da istiyorlar. Çünkü aseksüeller için “hiç libidosu olmayan, cinsel ilişkide bulunmayan vs.” ya da aromantikler için “hiç ilişki yaşamıyorlar, taş kalpliler…” algısı var hâlbuki öyle değil. Bunların bir spektrum olduğunu ve içinde çok farklı deneyimleri içerdiğini anlatan Berfo, “Aromantik olan aseksüeller olabildiği gibi aseksüel olan ve cinsel deneyim yaşayan insanlar da olabilir. Bunlar bireysel deneyimlerimizle, geçmişteki travmalarımızla, çevremizdeki insanlarla son derece harmanlanan şeyler.” diyor. Özellikle demi ve gri aseksüellerin, ne zaman çekim hissettiklerini bilemedikleri için ahlakçılıkla suçlandıklarını hatırlatan Berfo’ya göre “Bir insanın cinsel ya da romantik pratiklerde sınır koymak istediği için ahlakçılıkla suçlanması utanç verici bir durum.”

Karoasartı içerisinde nörotipik olmayan sayısının da çok olduğuna dikkat çeken Berfo, tektipleştirmenin onlar için çok daha rahatsız edici bir boyutta olabildiğinin altını çiziyor ve insanlara bu kavramların karşılanması gereken bir check-list olmadığını öğretmek istediklerini anlatıyor: “Kimlik bekçiliğine de engel olmak istiyoruz aslında. Biz terimleri kimlik olarak görmek yerine, kendi kimliğini bulmaya yardım edecek araçlar, deneyim paylaşımını kolaylaştıracak kelimeler olarak görme pratiğini arttırmaya çalışıyoruz. Hem kendimizi kutulara sokmama pratiğini güçlendirmek hem de deneyimlerimizi paylaşarak başkalarında da bu anlayışı ve bilgiyi yaratmak istiyoruz.”

Berfo, LGBTİ+ mücadele içinde tekeşliliğin küçümsenmesine ve çokeşliliğin yüceltilmesine değinerek özellikle DHB’lerin (dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu yaşayanların) partnerinin kendisinin hiper odağı haline gelebildiğinin ve bunun sonucunda tekeşlilik yaşanabildiğinin altını çiziyor. Nörotipik olmayan kişilerin hislerini tekeşlilik biçiminde yaşamasının seçim olmayabileceğine dikkat çeken Berfo, “Bu nedenle kuir kişilerin ister anarşik ister geleneksel bir anlayışa tekeşli ilişkileri de tercih edebileceğini anlamaları ve bu kişileri utandırmamaları gerekiyor.” diyor. Tekeşliliğin yasal olarak ayrıcalıklı bir yerde durduğunu da hemen teslim etmekle birlikte Berfo’ya göre bu, çokeşliliğin daha üstün ya da tekeşliliğin küçümsenecek bir durum olduğunu göstermez:

“Cinselliğin sadece pratik odaklı ya da herkesle her şeyi yaşayabilmenin alkışlanan bir beceri olması haline gelmesi ve bunun dışında kalanların aşağılayıcı bir biçimde ‘muhafazakârlıkla’ suçlanması, aslında var olan muhafazakâr LGBTİ+’nın da örgütlenmesinde çok büyük bir eksik. Muhafazakâr LGBTİ+ var, müslüman lezbiyenler var, hıristiyan gayler var. Bunları böyle seküler olarak tanımlıyoruz ama aslında tersten ahlakçılık gibi bir şey var. LGBTİ+’nın aynı zamanda muhafazakâr LGBTİ+’ları kapsayan bir şey olmamasına yol açan bir ayıplama şekli, bu afobi.”

asksiz-sekssiz-bir-queer-aktivizm-de-mumkun-karoasarti-1

Neler yapıyorlar?

Karoasartı olarak önceliği her biri arasartı olan kişileri güçlendirmeye veren çeşitli etkinlikler yaptıklarını vurgulayan Berfo, topluluk bakımı ve özbakım pratiklerini geliştirmenin onlar için çok önemli olduğunun altını çiziyor. Özbakımı “ihtiyaçlarımıza kulak vererek kendimizi dinleyebilmek ve ihtiyaçlarımızı karşılarken kendimizden utanmamak” olarak tanımlıyor ve LGBTİ+ aktivizminde ve bütün dünyada özbakımı kişinin kendi sorumluluğu haline getiren kapitalist bakış açısına karşı çıkıyor: “Her şeye rağmen, tetiklenmene, üzülmene, sıkılmana, enerjin olmamasına vs. rağmen aktivizm yapman gerekiyor gibi bir durum var. Özbakım odaklı olmamızın sebebi bu. Bir kişinin enerjisi yoksa o etkinliğini iptal edebilir, erteleyebilir ve bu bizim için hiç sorun değil. Grup olarak deneyimlerimizi paylaşmaktan çekinmemek, bunları dile getirme konusunda birbirimizi ve kendimizi güçlendirmek istiyoruz.”

Kendilerini ve birbirlerini güçlendirme aracı olarak sık sık dertleşme, dayanışma toplantıları yapıyorlar. Mesela bayramda ailenin yanında geçirilen sürede karşılaşılan “Ne zaman evleneceksin?”, “Sevgilin yok mu?” gibi insanları yoran soruların yükünü bu toplantılarda hafifletiyorlar. Maalesef şimdilik bu toplantılar sadece aroasartılara açık ama o kadar geniş bir spektrum tarif ediyor ki Karoasartı, birazcık bilgi takviyesiyle hemen oturacak bir yer bulabiliyor insan.

Tacize istismara karşı bir girişimden söz ediyor Berfo, henüz tamamlanmamış olduğunu da ekliyor. Onlar için önemli olan böyle bir çalışmanın; şiddet, taciz, tecavüz yaşanmadan yapılması. Zira bu tür olaylar yaşandıktan sonra başlayan itirazdan ziyade bunları engelleyici çalışmaların önemine inanıyorlar.

Karoasartı’nın sağlamcılığı reddetmesinden ve engellilere alan açmak istemesinden söz ediyor Berfo heyecanla. Yakında açacakları dikiş nakış konusundaki blogda da “Kollarımızı kullanarak nasıl örgü örebiliriz?” ya da “Fazla örgü örmek nedeniyle ellerimiz ağrıdığında ne yapabiliriz?” gibi insanların yaşadıkları sıkıntıları ya da sağlık sorunlarını göz önünde bulundurarak bazı çalışmalar yapmak istediklerini anlatıyor. 

Çok yakın zamanda bir okuma grubu başlatmayı düşünüyorlar ama illa kuir teori okumayı planlamıyorlar, canları ne istiyorsa onu okuyacaklar. Çok fazla açık beyanı olan örnek olmasa da medyada yer alan aroasartı karakterleri öne çıkarmak için yapabilecekleri bir şeyler olup olmadığını da konuşuyorlamış sık sık.

Ayrıca 19-25 Ekim Aseksüellik haftası için çeşitli aktiviteler planlıyorlar. İstanbul Sözleşmesi için çalışan bir grup oluşturmuşlar. Sorgulayanlara yönelik bazı dertleşme ortamları yaratmak istiyorlar. “Neden sorguluyorsun, ne sana sorgulattı, neden açılamıyorsun, açılmak istiyor musun?” gibi sorularla kendi pratiklerini sorgulayan insanların aseksüel, aromantik mücadelenin desteğine ihtiyaçları olduğunu düşünüyorlar. Sorgulayanı bir kimlik olarak kabul ettiklerinin altını çiziyor Berfo ve  Sorgulayanlara yönelik etkinliklerin aroasartı olmayanlara da açık olacağını belirtiyor. Biraz da pandemi nedeniyle online toplantılar yapmışlar şimdiye kadar ama aralarında bulunan sosyal aneksiyetesi yüksek insanların duyarlılıklarını da gözeterek, kimseyi fiziksel olarak bir araya gelmeye zorlamayı kesinlikle tercih etmiyorlar. Ayrıca bunu engelli karşıtı bir talep olarak değerlendiriyorlar ama elbette Karoasartı’ya kendini ait hisseden biri herhangi bir yerde istediği etkinliğe katılabiliyor.

Şu anda var olan LGBTİ+’ların örgütlenme şeklinden çok farklı bir yapı benimseyeceklerini anlatıyor Berfo: “Yönetimi olmayan, kişilerin kendi sorumluluğunu alabileceği, üretime gerek duymayan, sadece var olarak aktivizm yapılabileceğini düşünen, antikapitalist ve son derece anarşist bir örgütlenme biçimi gibi bir hevesimiz var.” Bir an önce yerel Karoasartılar olmasını istiyorlar. Karoasartı Caferağa, Karoasartı Cinnah mesela. İnsanları zorlama ve üretim odaklı olmadıkları için içerik üretmeleri çok ağır ilerlese de bunun kendileri için bir sorun değil, topluluk bakımının bir parçası olduğunu ifade diyor Berfo.

asksiz-sekssiz-bir-queer-aktivizm-de-mumkun-karoasarti-2

Görünürlük önemli: www.karoasarti.com

Kendi olanaklarıyla yaptıkları bir web siteleri var. Manifestolarına ve temel kavramların tanımlarına buradan ulaşmak mümkün. Aro bayrağı, as bayrağı gibi kavramlara rastlayınca bayrağın onlar için ne ifade ettiğini konuştuk. Aslında bir önemi yokmuş ama evrensel bir sembol olduğu için, insanlar kolayca bulsun diye bayrağı bir araç olarak kullanıyorlarmış. Aslında bağlılık hissettikleri simgenin karo olduğunu anlatıyor Berfo heyecanla. Çünkü “Kırmızı ama kalp değil!” Toplantılarda bir sevgi ifadesi olarak elleriyle karo işareti yaptıklarını ifade ediyor. Bayrağı şimdilik görünürlük ve bilinirliğe sağladığı katkı açısından önemsiyorlar ve kullanıyorlar ama Batı merkezli bir şey olduğunun farkındalar ve asıl istedikleri yerel sembolleri oluşturabilmek. Bayraktaki renklerden ziyade Karoasartı’nın logosundaki renkleri önemsiyorlar. Yeşil, aromantizmi, mor ve siyah da aseksüelliği, gri de griseksüelleri ve demiseksüelleri temsil ediyor. LGBTİ+’ları temsil ettiği düşünülen gökkuşağı bayrağının kapsayıcı olmadığına dikkat çekiyor Berfo:  “Beyaz olmayan insanlar mesela ait hissetmedikleri için son zamanlarda siyah ve grinin eklendiğini gördük buna. Çok ciddi bir tepki de doğdu aslında ve bunun ne kadar ırkçı olduğunu biliyoruz.”

Web sitesinde “Aroaslar Anlatıyor” başlığı var ve deneyim paylaşmak, dert yanmak, iç dökmek, sinir çıkarmak gibi amaçlarla rahatlıkla kullanılabilir gibi görünüyor.

LGBTİ+’ya alternatif olarak ötekileştirilmiş yönelimler, cinsiyet kimlikleri ve interseks anlamında MOGAI sözcüğünü öneriyorlar. Çünkü “Kendimizi LGBTİ+’dan ayağını bir adım dışarı atmış, yeni, daha kapsayıcı bir alan oluşturmaya ön ayak olmak istiyoruz.” diyor Berfo ve kendi aralarında “ÖYCKİ” olarak Türkçeleştirdiklerini ve böyle kullandıklarını ekliyor.

Özellikle görünmezlik konusunda LGBTİ+ mücadeleye karşı zaman zaman yıkıcı da olabilen, çok eleştirel bir bakış açıları olduğunu anlatan Berfo, LGBTİ+ yayıncılığını da tenkit ediyor: “Mesela afobiden bahsediyor muyuz yeteri kadar? Afobiye çok maruz kaldığı için travma yaşayan bir kişinin yaşadığı travmayı ve bu travmayı yaşatan kişiyi ifşa ettiğini ve bu ifşanın haber olduğunu hiç görmedim.”

“Kapsayıcı olmak için eleştirilere, önerilere açık olmak ve bunları mümkün olduğunca uygulamaya koymak gerekiyor”

Karoasartı’nın da yeterince kapsayıcı olmadığını hatta hiçbir zaman olamayacağını anlatıyor Berfo, hatta kurumların “Biz son derece kapsayıcıyız” gibi beyanlarını da oldukça ikiyüzlü bulduklarını ifade diyor: “Çünkü insanlar sandığımız kadar özgür irade sahibi değiller, içinde bulunduğumuz dünyadan öğrendiğimiz şeyleri karşımıza farklı durumlar çıkmadıkça sorgulamayız genelde.  Bu tamamen insanın zihinsel kapasitesi ile ilgili bir şey. Bu yüzden kapsayıcı değiliz, kapsayıcı olabileceğimizden emin de değiliz.”

Kapsayıcı olmayı elbette önemsiyorlar ama bunun önündeki bir diğer engelin de aroasların ihtiyaçlarını dile getirmeyi bilmemesi olduğunu düşünüyorlar: “Bir kere ihtiyaçlarımızı dile getirebileceğimizden haberimiz olmayabiliyor, deneyimlerimizi ifade edecek kelimelere sahip olmayabiliyoruz ya da dile getirdiğimizde çok ciddi tepki alabiliyor ve içimize kapanabiliyoruz.” Âdem-i merkeziyetçi ve anarşist bir yapılanma dedikleri de aslında bunu engellemek için düşündükleri bir yöntem olmuş. İnsanlar rahatlıkla kapsanmadıklarını dile getirebilsinler, eleştirebilsinler diye. Çünkü “Kapsayıcı olmak için eleştirilere, önerilere açık olmak ve bunları mümkün olduğunca uygulamaya koymak gerekiyor. Bu tip konularda enerjimiz olmasa bile hemen harekete geçiyoruz. Bizim bütün prensiplerimiz, logomuz, sitemiz tartışmaya açık ve bir itiraz, eleştiri geldiğinde hemen üzerinde düşünüyor ve değiştirebiliyoruz. ” diyor Berfo.

Berfo; şu anki örgütlü mücadelenin kapitalist, üretim odaklı ve Batı merkezci olması nedeniyle tüm LGBTİ+ örgütlerin ve Kaoasartı’nın ve kişilerin dönüp bir kendisine bakması, bir özeleştiri vermesi gerektiğini düşünüyor. Zaman içinde bunları daha iyi anlayıp daha kapsayıcı bir hale gelebilmeyi de umuyorlar elbette.

Özetle üretmek istemiyorsanız ve aktivist olduğunuzu düşünüyorsanız, özbakıma ihtiyacınız varsa, desteklendiğinizi hissetmek istiyorsanız, engellerinizi göstererek yaşayabilmeyi arzu ediyorsanız, ayıplanmadan cinsellik yaşamak ya da yaşamamak sizin için önemliyse, bunları konuşacak insanlara ihtiyacınız varsa yalnız değilsiniz! Çünkü Karoasartı var.

*Bu söyleşi Kaos GL Medya Okulu kapsamında hazırlanıp yayınlanmıştır.


Etiketler: yaşam, cinsellik
nefret