25/02/2014 | Yazar: Melahat D
6. Baki Koşar Nefret Suçlarıyla Mücadele Haftası haftasonu yapılan panel, forum, gösterim ve atölyeler ile Pazar günü sona erdi.

6. Baki Koşar Nefret Suçlarıyla Mücadele Haftası haftasonu yapılan panel, forum, gösterim ve atölyeler ile Pazar günü sona erdi.
Siyah Pembe Üçgen İzmir Derneği’nin düzenlediği haftada Cumartesi günü kontrol mekanizmaları ve sağlık alanı tartışıldı.
“Kontrol Mekanizmaları” panelinde Banu Karaca sanat alanında yaşanan sansürden bahsetti. Karaca, “devlet kendisine tehdit olarak gördüğü sanat eserlerini ve sanatçıları tehdit ederek, engelleyerek, dava ederek, cinsellik konusu işlemeyi yasaklayarak, bunları da çocukları korumak ve toplum ahlakına, hassasiyetine aykırı olduğunu belirterek sansür mekanizmasını yaşama geçiriyor,” diye konuştu.
Melek Göregenli, kent hakkı ve kontrol üzerinden yaptığı sunumunda “Özgürleşme bedenimiz dışında nasıl ilişkilendiğimizle ilgilidir. Kontrol kavramına mekanlar üzerinden baktığımızda ise hegomanyanın ev, okul, cezaevi gibi kapatma yoluyla gerçekleştiğini ve denetim toplumu oluşturularak farklı denetim biçimleri oluştuğunu görüyoruz. Kapatılıyor ve giderek kendi içimize kapanıyor ve hayatta kalmak için zamanla kapanmayı talep eder hale gelebiliyoruz, daha kolay kontrol edilebiliyoruz,” sözlerinden bulundu.

Panel, Cenk Özbay’ın “Neoliberalizm, Cinsellik ve Erkeklik: Kontrol, Norm ve Hegemoni” konulu sunumunun ardından soru cevap bölümüyle sona erdi.
Panelin arından yapılan Trans Forum’un “Cinsel Politikalar ve Haklarımız” başlıklı ilk oturumunda Pembe Hayat Derneği’ nden Buse Kılıçkaya ve Ganimet sunum yapıp soruları yanıtladılar. Ganimet öteki olma ve ötekinin içinde ötekileştirilme konusunda düşüncelerini ve deneyimlerini paylaşırken Kılıçkaya “Bizler birey olarak, tüm farklılığımızla, şiddet görmeden yaşayabileceğimiz insanca bir dünya istiyoruz. Bunu isterken biz de devletleşmeden, çeteleşmeden, polisleşmeden taleplerimizi yaşama geçirmeliyiz, nasıl birlikte hareket edeceğimizin yöntemlerini geliştirmeliyiz,” diye konuştu.

Trans Forumun “Beden Geçiş Süreçleri ve LGBT’lerin Sağlık Hakkına Erişimi” başlıklı ikinci oturumda ise Hayriye Elbi beden geçişinin sağlık boyutunu, uygulamaları, politikaları ve transların hangi süreçlerden geçtiğini aktardı..
“LGBT’lerin Sağlık Hizmeti Deneyimleri, Bu Alandaki İhlaller, Eşitsizlik ve Erişim” başlıklı sunumda Dilek Gürdal, Demet Çelikkaya ve Selin Bozdağ yaptıkları çalışmayı aktardılar.

Dilek Güldağ “Sağlık çalışanları da toplumun bir parçası olduğundan homofobik ve transfobik davranabiliyorlar. Sağlık politikalarında düzenleme yapılmalı ve LGBT’lerin sağlık hakkı tanınmalı, sağlık hizmetlerine erişimindeki engeller kaldırılmalıdır. Sağlık çalışanlarına yönelik eğitimlerin düzenlenmesinin yanı sıra, tıp eğitimi sürecinde de cinsel yönelim, cinsiyet kimliği konusunda bilgilenme ve araştırma dersleri yapılmalıdır” diye belirtti.
Günün sonunda 2013 Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye ödülü alan, iki kadının aşkını anlatan “Mavi En Sıcak Renktir” filminin gösterimi yapıldı.

Anafor Kolektifi’nin uyguladığı okuma atölyesinin konusu ise Kontrol ve Özne oldu. Atölye, katılımcıların “Denetim Toplumu Üzerine” ve “Özne ve İktidar” makalelerini hep birlikte okuyup, tartışmasıyla son buldu.
Etiketler: yaşam