Bhutan’da Siyah-Beyaz ve Gökkuşağının Renkleri

LGBT Bhutan topluluğunun varlığı, altı ay önce sadece Twitter ve Facebook’ta açılan “LGBT Bhutan” başlıklarıyla kabul gördü.

 

J. şeklinde çağrılmak istenen LGBT grup yöneticilerinden biri “Küçüklüğümden beri erkeklerden hoşlanırdım ve bunu garip bulmadım. İçimde hiçbir çelişki yoktu.” diyor.

 

Diğer bir yönetici K.’nin ise farklı bir hikâyesi var. K., 20 yıl kadar cinsel yönelimini inkar eden ve homofobik biri olduğunu söylüyor. “Açılmak çok korkutucu bir his ama bir kere kendimi kabul edip cinselliğimden kaçmadıktan sonra en yakın arkadaşlarımdan birine açıldım. Kimin beni anlayıp anlamayacağını hesaplayarak açılmadım. Bana yakın olan ve hayatımın geri kalanında birlikte olacağımı bildiğim insanlara açıldım. Diğerleri bunu benim esas kimliğim haline getirebilirdi.”

 

Her iki yönetici de toplumun gözünde kadın olarak yaşamayı seçmiş trans Dechen’den ilham aldıklarını söylüyor.

 

Dechen’ın açılması 16 yaşındayken okula Burmalı kadınların millî giysisi Kira giyerek gitmesiyle olmuş. Bhutan toplumunda daha önceden böyle bir şey yaşanmamış. Dechen “Kendimi normal bir kız olarak görüyorum ve dışarı çıkıp eğlenmekten kendimi asla alıkoymuyorum,” diyor. Dechen, diğer transların “kendi kendilerini damgalamamak” için kimliklerini paylaşmaktan imtina ettiklerini paylaşıyor. Ancak yine de Bhutan toplumunda ayrımcılığın çok yaygın olmadığını söylüyor.

 

Bhutan toplumu, transları kabullenen bir yelpazede olsa da çoğu eşcinselliği “gayri tabii” olarak yaftalamakta aceleci. Eşcinselliğin kişinin tercihi ya da biyolojik bir unsur olmadığı bilimsel olarak kanıtlanmış olmasına rağmen Bhutan toplumu bu konuda hâlâ önyargılı.

 

“‘Normal’ olmaya çalışmadım değil. Tüm hayatım boyunca buna uğraştım ama benim için normal olmak anormal olmak demek. Eğer üstüme döküp beni heteroseksüel yapabileceğiniz kutsal bir suyunuz falan varsa lütfen yapın!” sözleriyle K. gözyaşlarına boğuluyor.

 

Şu anda Royal Thimphu’da ve önceden Wheaton’da değişim öğrencisi olan Ben Gagnon, Bhutanların kendi dini inançlarını başkalarına impoze etmek için ahlak kodlarını kullanmadıklarını belirtti. Bunu kampüste eşcinsellik ile ilgili bir çalışması sırasında fark etmiş.

 

Ankete katılan yüz elli kişiden yaklaşık yüzde altmışı eşcinselliğin ahlaksızlık olduğuna inanıyor; fakat yüzde ellisinden fazlası da yine de eşcinsellere yapılan ayrımcılığın yanlış olduğunu ve eşcinsellerin bu ayrımcılıktan korunması gerektiğine inanıyor.

 

Bhutan’ı oldukça homofobik bekleyen Ben, olduğu öğrenilen Ben, bu konudaki görüşlerinin kendi deneyimlerinden değil de Vikipedi’de arama yaparken eşcinselliğin Bhutan’da suç olduğunu öğrenmesiyle şekillendiğini kabul ediyor.

 

Bhutan’ın Ceza Yasası, 213. ve 214. maddeleriyle eşcinsel ilişkiyi suç haline getiriyor. 2004’te uygulamaya konan bu hükümlere rağmen şu ana kadar hiçbir tutuklama gerçekleşmedi.

 

Uyku halinde olmasına rağmen bu yasanın etkisi, gizli kalmak ancak yine de sosyal medyadan harekete geçmek, ilişkilerine ve faaliyetlerine devam etmek isteyen; ancak aynı zamanda suçlu olmaktan ve saygınlıklarını kaybetmekten korkan pek çok Bhutanlı eşcinsel ve transeksüel gencin üzerinde hâlâ sürüyor.

 

K. “Eşcinseller cinsel ilişkiye giriyor, biliyorsunuz.” derken Ben, “Ama eşcinsel Bhutanlıların güvenli seks anlayışları yok, güvenli seks onlar için önemli değil,” diye ekliyor.

 

Bu yüzden eşcinseller bu konuda daha büyük tehdit altında. Çünkü herhangi bir cinsel ya da zihinsel sağlık sorunları olduğunda kendilerini rahatça ifade edemeyebilirler.

 

Sağlık Bakanlığı da bunu sezmiş olacak ki erkeklerle cinsel ilişkiye giren erkekleri ve transeksüelleri haritalandırmaya başlamış. İsmini vermek istemeyen bir memurun söylediğine göre bu bir rakam bulmaktan ziyade, risk altındaki bu grup için sağlık önlemleri geliştirme amacını taşıyor. Sonuçların önümüzdeki senenin sonuna doğru açıklanması bekleniyor.

İsimlerini vermek istemeyen memurların söylediklerine göre Bakanlık kişinin sağlık hizmetlerinden en iyi şekilde yararlanmasını ve bunun cinsel yönelim ve kimliğinden bağımsız bir şekilde sağlanmasını dikkate alıyor.

 

K. eşcinselliğini kabul etmeden önceki dönemlerini derin çelişkiler içinde, sürekli kızgın ve içine dönük biri olarak yaşadığını belirtiyor. “Şimdi bana bakın. Mutluyum ve dışadönüğüm. Böyle olabileceğimi kimse, en yakın arkadaşlarım bile tahmin edemezdi.” K. kendini kabullenme cesaretini ünlü talk show sunucusu Ellen DeGeneres ve internet kampanyası “It Gets Better” bulmuş.

 

Kimliğiyle ilgili tereddütler yaşayan, internet dünyasına erişimi ve konuşacak kimsesi olmayan gençlere ne olabilir diye düşünülürse, kişilik bozuklukları, depresyon ve intihar trajik sonuçlar arasında.

 

Bhutan toplumu hoşgörüsüyle tanındığı ve toplumun büyük bir çoğunluğu Budist olduğu için LGBT yöneticileri kabullenme açısından çok umutlu.

 

Dil ve Kültür Çalışmaları Enstitüsü Başkanı Lungtaen Gyatsho, “Budizm yalnızca yorumların ötesindeki evrensel ilkelere inanır. Gerisi büyük ölçüde kültür ve zamana bağlı kavramlardır.”

 

“Doğal cinsel ilişki” ve “doğal olmayan cinsel ilişki” tartışmasının uzayıp gidebileceğini beliten Gyatsho, iki kişinin rızasıyla ve mahrem olarak yaşanması durumundan Budizm’in eşcinselliği kınayacak ciddî bir gerekçesi olmadığı görüşünde. “Ancak kavramlar kültürden kültüre, ülkeden ülkeye değişir ve hiçbiri kendi başına iyi ya da kötü değildir.”

 

Artık o kadar siyah-beyaz değilse, belki de gökkuşağına açık fikirlilikle bakma zamanı gelmiştir.

 

Çeviri: Sevcan Doğruyol

Kaynak: http://www.bbs.bt/news/?p=30953